Selaam :) Özür dileyerek başlıyorum. Çünkü Pazar günü çok yakın bi arkadaşımın doğum gününe gitmem lazımdı. Dünde bi arkadaşla buluştuk . Sonuç olarak eve yorgun argın geldim ve koltukta sızdım :S Tekrar özür diliyorum bu yüzden. Şimdi bu sefer fazla uzatmadan sizide sıkmadan geçin siz hikayeye :D Multi kim ki? Ahahahah :D Neyse ya saçmaladım.
Soru sormadan yola devam etmeye koyuldu. Soru sormaması benim için daha iyiydi. Çünkü yalan söyleyemezdim. Ama gerçeği de söylemem imkansızdı. Annemin saçmalaması yüzünden Kuzey'le aramız bozulacaktı ve ben bunu göze alamıyordum. Soru sormadığı içimden de ona teşekkür ediyordum. Yoksa kendi içimde bir çıkmaza sürüklenecektim ve sonucu biliyordum. Bir günde en değer verdiklerimden ikisiyle aramıza buzdan duvarların girmesine herhalde dayanamazdım. Nereye gittiğimizi hiç bilmiyordum. Kendimi Kuzey'e teslim etmiştim, güvenmiştim ona. Zaten başkasına nasıl güvenebilirdim ki Kuzey varken? Ona her şeyimi teslim edebilirdim. Bir ilişkide en çok olması gereken şeye sahiptik biz. Güvene. Sağlam temeller üzerinde inşa ediyorduk ilişkimizi. Her geçen gün bir tuğla daha koyuyorduk yapıya. Ve ben inanıyordum bu yapı en sonunda muhteşem bir esere dönüşecekti. Yıkılmayacaktı küçük sarsıntılara karşı. Ya da biz kendi ellerimizle yıkmayacaktık.
"Nereye gidiyoruz?" dedim sonunda. Merak etmiştim. Daha önce gördüğümü sandığım ama aşina olmadığım sokaklardan geçiyorduk. Ya da ben öyle sanıyordum. Karanlığı ne kadar aydınlatırsa sokak lamabaları bende o kadar görebiliyordum işte. Belkide tanıdığım sokaklardan, çevreden çok uzakta bir yerlerdeydik.
" Evine." dedi tok bir sesle. Gözlerimi büyüterek ona baktım. Sinirle bir nefes verdim. Beni kaçtığım yere götürüyordu yani? Şu an en gitmek istemediğim yere? Belkide bunun yanlış olduğunu biliyordu ama nedenini bilmediği için en doğrunun bu olduğuna inanıyordu. Ne olursa olsun oraya gidemezdim.
" Kaçtığım yere mi götürüyorsun beni yani?" dedim ve ellerimi bağdaştırıp öylece trp atar gibi oturdum. Kendimce rahatsızlığımı belli ediyordum işte. O ise sadece sustu. Bir saniyeliğine oondan hiç ayırmadığım gözlerimle beni boğan gözlerini birleştirdi. Ne ima ettiğini anlamamıştım. Fakat birazdan anlayacağıma emindim. Biraz sonra araba durdu ve farlar söndü. Ben Kuzey'e bakmaktan nereye geldiğimizi anlamamıştım.
" Hayır ben sadece denizkızını denizine getirdim." dedi emniyet kemerini çıkarırken. Sorularıma yanıt olmuştu bir anda. Gözlerime kıstım ve karanlıkta parıldayan o güzel suya baktım. Cidden sahildeydik. Hızla kapıyı açtım ve bir o kadar hızlı bir şekilde dışarı çıkmaya çalıştım. Fakat bir anda tamda ayağımın altında olan bir taş yüzünden dengemi kaybettim ve kapıdan destek alarak ayakta durmayı başardım. Kesinlikle bu taşların benimle sorunu vardı. Bugünlerde oluyordu sürekli.
" Dengesiz sevgilim benim." diye dalga geçti Kuzey. Daha sonra arabanın önüne doğru ilerledi ve dayandı arabaya. Onun bu tatlı sözlerine asla kızmazdım. Şu an benim yanımda olması bana bahşedilmiş en büyük hediyeydi. Ve ben kesinlikle değerinin farkındaydım. Kaybetmemek için elimden gelenide yapıyordum. Daha dikkatli yürüyerek yanına doğru geldim ve ona sarıldım. Yanımda olduğunu bilmek güzeldi. Kokusu bile bana güven veriyordu.
" Hep yanımda kal olur mu?" dedim dahada sımsıkı sararken bedenini. Çenemden tuttu ve gözlerini gözlerime sabitledi. Gözlerinin içi gülüyordu. O mutluysa mutluydum. Bir anda dudaklarımızı birleştirdiğinde şaşkındım. Dudaklarımızı ayırdığında ise mutluluk sarhoşu olmuş ve dengesizleşmiştim. Kesinlikle Kuzey bana dengesiz derken bir bildiği vardı. O yumuşak dudaklarını saçlarımda gezdirirken tekrar sarıldım ona.
" Hep yanında kalacağım, sen yanımdan ayrılmadığın sürece." dedi denizi izlerken beraber. Bir şey demedim. Anımızın bozulmasını hiç istemiyordum. Yıllarca böyle kalabildim aslında. Ölsem umrumda olmazdı cidden. Birkaç dakika sonra ise Kuzey kollarını üzerimden çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lise İneği Günlükleri
Teen FictionLisenin inek ve ezik olarak bilinen kızı, nasıl olurda bir anda popüler bir kıza dönüşebilir? Bizde bunu merak ediyoruz işte. En iyisi okuyup öğrenelim.