- 47 -

21.8K 992 113
                                    

Merhabalaaar :) Şimdi bu hafta yoğunluktan dolayı zar zor yetiştirdim bölümü üzgünüm :( Bu arada sondan 3. bölüm olmasının üzüntüsünü yaşıyorum. Cidden bu hikaye başladığında harbi harbi Temmuz'un sonuydu :) Zaman çok çabuk geçti sizinleee :D Neyse şimdi daha fazla bundan bahsedip canımızı sıkmak istemiyorum. Haydi bölümee ! İyi okumalaaar !! :D Multimedya: Melis Bu bölüm Youtube sorunu nedeniyle parça koyamadım. Ama siz yinede Taylor Swift- All Too Well ile dinleyin :)

      Yaklaşık bir saattir odamın içinde, yatağımın kenarına çökmüş ağlıyordum. Anneme partiden  erken gelişimin asıl nedenini anlatmayıp bir yalan uydurmuş, hızlıca odama çıkıp kapıyı kilitlemiştim. Anneme bahsetmek istemediğimden şimdi hıçkırıklarımı içime gömerek ağlıyordum. Anlarsa, kapıyı bile kırabilirdi. Ve ben ona her şeyi baştan sona kadar anlatmak zorunda kalırdım. Malum, ne Kuzey ile olanlardan haberi vardı ne de Deniz'den. Bu yüzden anlatmamak en iyisiydi. Çünkü işlerin karışacağını sezinliyordum. Eğer annem öğrenirse Kuzey'e bir güzel söver, yakaladığı yerde meyden dayağı atar, ardından evine postalardı. Bir de meşhur bir tehdit savururdu değil mi, "Melis'in yanına bir daha yaklaşırsan gebertirim seni."gibisinden. Annemi çok iyi tanıdığımdan bunların olacağına emindim. O, kendisininki gibi olmasa da sevdiğim adamdan dolayı bir kalp kırıklığı yaşadığımda, kendisi babamın ağzına sıçamadığı için Kuzey'in ağzına sıçardı. Bir nevi tüm sinirini ondan çıkarırdı. Fakat ben annemin böyle bir şey yapmasını istemezdim, asla! Pekala, belki Kuzey'e öfkeli yanım daha baskınken istemiştim ama şimdi sanki öfkem yatışmış gibiydi ona karşı. Belkide bir kez daha salağı oynamıştım ve ona inanmıştım ama pişman değildim. Samimiyetine ve dürüstlüğüne inanıyordum. Çünkü bir zamanlar her baktığımda öldüğüm gözleri öyle diyordu. Yani o da tıpkı benim gibiydi. Acı çekiyor, hatta kıvranıyordu acıdan. İlk başta ona olan öfkemden beter olmasını isterdim. Fakat şimdi bende onunla beraber acı çekiyordum. O, onu hayal kırıklığına uğrattığım için bense bu kadar salak biri olduğum için acı çekiyordum. Evet, salaktım. Bir türlü kimi sevdiğime karar verememiştim. Kalbim ve beynim sürekli çatışmış, ben sürekli kararsız kalmıştım. İçimdeki terazi hep dengesiz olmuştu. Bir zamanlar orada hep Kuzey açık ara ağır basarken bana attığı kazıktan sonra Deniz teraziye girmiş ve yavaş yavaş ağır basmaya başlamıştı. Şimdi ise ikiside eşitti. İşte bu yüzden acı çekiyordum. İkiside eşit olduğundan ikisini de kırmak istemiyordum. Fakat son olanlardan dolayı Deniz'i bir türlü yüz üstü bırakmaya gönlüm el vermiyordu. Onunla çıkıyordum sonuçta ve onu ben öpmüştüm. Yani bu ilişki eğer bir hataysa ilk adımı ben atmıştım ve şimdi yine ilk adımı ben atarak bunu sonlandıramazdım. Onun kalbini kırıp bir kenara atamazdım. Üstelik o bana bir kez dahi bağırmamış, hep destek olmuşken. 

İşte bu yüzden zorunlu olarak Kuzey'in kalbini kırıyordum. 

    Daha hiçbir şey olmamışken Kuzey'i hükmen yenik kabul etmekte içimde bir sıkıntı oluşturuyordu. Ona olan nefretime rağmen her zaman kalbimde bir yeri olduğunu kesin olarak beni öptüğünde fark etmiştim. Yani Deniz ile eşitken neden o yenik düşüyordu diye bir tarafım Kuzey'in avukatlığını yapmıyor değildi. Ama Deniz ile çıkarken nasıl onun kazanmasına izin verirdim ki? Ben ihanetkar bir insan değildim. Vicdanım el vermezdi. İşte bu yüzden Kuzey'i çıkartıyordum hayatımdan. Ama, Kuzey'in hayatımdan çıkışı tahmin edemediğim kadar acı veriyordu. Ona alışmıştım. Beraber hafızamdan hiç silmek istemeyeceğim anılar yaşamıştık. O benim ilkim ve tekimdi. Üstelik bana yaklaşık iki saat önce sarf ettiği sözler kalbimde bir sızıya neden olmuştu. Onu çok üzmüştüm, hatta yıkmıştım. O bana aşık olduğunu söylemiş ben ise "Her şey için çok geç."diyebilmiştim ona karşı. Onu reddetmiştim ve üstelik bunu en acı yoldan yapmıştım: ona tüm umutların yok olduğunu ima etmiştim. Ona doğru düzgün bir açıklama bile yapamamıştım. Sadece kalbini kırmıştım ve bu empati kurma becerisine sahip olduğum için çok canımı yakıyordu. Fakat canımın yanmasının tek nedeni suçluluk duygusu değildi. Beni öptüğünde uzun zamandan sonra tekrar kalbimi attırdığını hissettim. Heyecanlandığımı ve ona nasıl özlem duyduğumu hissettim.

Lise İneği GünlükleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin