- 27 -

34.2K 1.4K 180
                                    

   Selam ben geldim :) Söz verdiğim gibi yb vaaaar :D O değilde dün 88K'ydık bugün 95K olmuşuuz o.O Yarına kadar 100K olmayı bekliyorum söyliyim :P Bu arada bugün 13 Aralıııık :)) Sizin Melis'inizin benim idolümün doğum günüüüü :D Hepi börtdey Teylır seni çok seviyom maal :D Neyse ben sizi yerim tatlışlarım çok tatlı yorumlar vardı gene 26. bölüme :) Ama bakın 26 ve 27. bölüm 200 vote 40 yorum olmadan 28 gelmez söyliyim :D Ciddiyim arkadaşlar .s Neysee şarkı benim için çok özeeel aşkomun en sevdiğim şarkılarından biri hemde :)(Aslında hepsini çok seviyom ) Multimedya Sanem :''( 

    İlk kez soğuktan değilde kalbimdeki sızıdan titriyordum bu ayazın ortasında. Beynim vicdanımı susturmaya çalışıyordu yine. 'Sen suçlu değilsin.' diyordu. 'Cenk az öncede demedi mi bu kavga sadece ayrılığı öne çekti diye? O halde kendini yiyip durma!' Bu düşünceler beynimin her köşesini sararken biraz suçluluk duygusu kalkmıştı üstümden. Fakat titremem hala geçmemişti. İlk kez Sanem'i böyle görüyordum. Şeytan Melis 'Oh iyi oldu. Şimdi sende şu malı burada yapayalnız bırak ve çek git.'derken uzun zamandır konuşmayan iyi tarafım yanına gitmemi söylüyordu. Bu sefer şeytan Melis'i dinlemek istemiyordum ama. O karşımdaki kişi Sanem dahi olsa ben bir insanı yapayalnız bırakıp gidemezdim. Bu kadar duygusal olduğum için kendime kızdığımda oluyordu ve muhtemelen bu yaptığımdan dolayı yine kızıyordum. Yavaş adımlarla siyah eldivenli ellerini yüzüne kapatmış ayakta durmaya çalışan Sanem'e ilerledim. İlk başta ne yapacağımı bilemesemde çekinerek omzuna koydum elime. Ellerini yüzünden çekip bana baktı. Bu bakışları hatırlıyordum, hemde çok iyi. Yıkılışın ifadesiydi bu bakışlar. Bir zamanlar benimde yaşadıklarımdı bunlar. Artık kendimi üzdürmemeye yemin ettiğim günler geldi aklıma. O an anladım ki en kötülerin bile ne kadar gizlemeye çalışsalarda bir kalbi vardır. Ve Sanem kalbini Cenk'e kaptırmıştı. Şimdi ise çaresizliğin verdiği acıyla kıvranıyordu. Omzundaki eli farkettiğinde ilk önce bir şaşırdı ve gözlerini sildi. Daha sonra ağlamaktan çatallaşmış sesiyle konuşmaya başladı.

  " Melis?" dedi ilk önce şaşkınlığını üzerinden atamamışken. Bu yaptığım saçmaydı çünkü. O bana bunları yapmışken ben ona intikam yeminleri etmişken... Aslında almıştım intikamımı hemde kötü bir şekilde ama yinede bu acının sebebi ben değildim. Sanem'in kırılan kalbiydi. 

  " İyi misin?" dedim yumuşak bir sesle. Gözlerinden halla yaşlar süzülmeye devam ediyordu. Hıçkırıkları başlayacaktı fakat o kendini tutuyordu. Belkide küçümsediği kişinin yanında bu kadar çaresiz görünmek istemiyordu. Birkaç saniye daha tuttuktan sonra hıçkırıkları yükseldi. Şu an gerçekten kötü durumdaydı.

  " Hadi gidelim." dedim . Kendimde şaşırmıştım aslında. Niye Sanem'e böyle davranıyordum? Hakettiklerinin bunlar olmadığı aşikardı. Fakat kalbim söz dinlemiyordu. Birkaç saatliğine bana yaptıklarını unutabilirim diye düşündüm. Artık o da yanımda gözyaşları ve hıçkırıklarıyla savaşmayı bırakmış. Yüzünü esaret almalarına izin vermişti. Başını salladı ve yavaş adımlarla okuldan dışarı çıktık. Birkaç dakika kadar sadece hıçkırıklarının sesi duyuldu. Yürümeye devam ediyorduk. Nefeslerimiz soğuk havanın verdiği etkiyle buhar olarak çıkıyordu dışarıya. Sanem iyice sokulmuştu montuna. Şu an Sanem'in ilk gün gibi hissediyordum. Hiçbir şey henüz başlamamış, sadece benim Sanem'e tatlı bir gıcıklığım olduğu gün gibi. Nefretimin zerre kadar olmadığı, intikam yeminleri etmediğim gün gibi. Neden böyle hiç bilmiyordum. 

  " Sahile gitmek ister misin? Deniz insanı rahatlatır." dedim kendi anılarımdan yola çıkarak. Sahil benim hep kaçışım olmuştu. Bu dünyadan uzaklaşıp, kafa dinlediğim yer. Birkaç saniye düşündükten sonra tebessüm etti ve başını salladı. O an kalbimdeki buzların eridiğini hissettim. İlk kez bana gülümsemişti. İlk kez birbirimize laf atmadan dakikalardır yürüyorduk. Bugün ikler günüydü herhalde Sanem ve benim için. Kısa süreli bir yürüyüşten sonra sahile vardık. Bir banka oturduğumuzda ilk başta pişmanlık yaşadım. Bank o kadar soğuktu ki buz kesmiştim resmen. Ama deniz kokusu, dalgaların sesi bu pişmanlığımı bir anda unutturdu. Huzurumu bulduğum yere gelmiştim. 

Lise İneği GünlükleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin