- 16 -

38.6K 1.6K 141
                                    

   16. bölüm vay bee :D Ne çabuk geçti bölümler :) Şimdi bugün fen sınavımız vardı iyi haber güzel bi not bekliyorum. Şimdii yb :DD Çok çabuk sınırı geçtiniz yerim sizi :) Eğer böyle devam ederseniz ve yarına kadar sınırı geçerseniz 17 yarın gelir :) Bu arada yorum sınır koymayınca yorum atmıyosunuz aşk olsun :( Üzülüyorum. Neyse ben her ihtimale karşı yorum sınırı koyucam :) Hadi ybye geçin artık :) Multimedya: Melis ve Eda.

  " Ne?"dedim sadece. Ne diyeceğimi bilmiyordum çünkü. Afallamıştım. Esmer bıkkın bir şekilde saçını savurduktan sonra gözlerini devirerek tekrar bana baktı.

  " Kuzey İlker diyorum. Çıkıyor musunuz?"

  " Hayır."dedim. Ağzımı açabildiğime seviniyordum. Şok geçirmiştim çünkü. Diğer kızlar esmere bakıp kıkırdadılar. Esmer ise sadece gözlerini büyüttü.

  " Emin misin?" dedi sorgulayıcı bakışlarla.

  " Yalan borcum mu var?"dedim onu taklit etmeye çalışarak. Daha sonra bana bir güven geldi ve aralarından hızla geçtim. Sınıf kapısına ilerledim. İki kez tıklattıktan sonra kapıyı açtım. Gerizekalı kızlar yüzünden de vakit kaybetmiştim.

  " Geç kaldığım için üzgünüm." deyip sınıfa adımımı attım. Birden sınıfta " Ooo." gibisinden uğultular çıkmaya başladı. Anlaşılan bu dedikoduyu tüm okul biliyordu. Onları kulak asmadan Eda'nın yanına geçtim. 

  " Günaydın."dedim çantamdan kitaplarımı çıkarırken. Cevap vermedi. Bu bana dargın olduğunu anlamına geliyordu.

  " Eda, ne yaptım yine?"dedim bıkkın bir sesle. Bana döndü ve omuz silkti. " Eda?"dediğimde tekrar konuşmaya başlayacağını anlamıştım.

  " Ya Melis bana nasıl söylemezsin? Ben senin en iyi arkadaşın değil miyim?" Neden bahsettiğini sormama gerke yoktu. O da duymuştu.

  " Eda öyle bir şey yok. Kim uydurdu bilmiyorum." Tek kaşını kaldırıp " Demek öyle." hareketini yaptı. Eda'yla o kadar yakındık ki  artık onun hareketlerinden ne demek istediğini çıkarıyordum.

  " Eda ciddiyim. Öyle bir şey yok."

  " Sizi dünden önceki gün okul çıkışı beraber görmüşler. Ertesi gün de ikinizde okula gelmediniz. Beraber okulu kırdığınızı düşünüyor herkes. Sonra senin grupta olman falan." dedi hızlıca. 

  " Biri de çıkıyorlar dedi sonra böyle yayıldı dedikodu." diye devam etti. 

  " Anladım. Fakat öyle bir şey yok."dedim sessizce. O sırada Selim Hoca'nın gür sesi duyuldu.

  " Melis! Eda! Konuşacak önemli şeyleriniz varsa çıkın dışarıda konuşun!"

  " Pardon hocam."dedik bir ağızdan. Daha sonra da derste konuşmadık. Konuşursak bizi dersten atardı bu hoca çünkü. Yapmadığı bir şey asla değildi. Oldukça da sinirli ve yaşlı bir hocaydı Selim Hoca. Lise 1'den beri Edebiyat derslerine giriyordu ve lise 1'e geçtiğim ilk gün dersimize girmiş ve öğrencilere yaptığı ceza uygulamalarını anlatmıştı. Herkes ondan tırsar diyebilirim. Selim Hoca'yı dikkatle dinlemeye çalıştım çünkü biz uyuklama sezerse ceza yaptırımlarını başlatıyordu. Neyse ki derste olmeden zil çalmıştı. Selim Hoca tahtaya yine destan gibi ödevleri yazdı ve sınıftan çıktı.

   Aklıma bu dedikodulardan Kuzey'in haberinin olup olmadığı geldi. Elbette vardır. Ya da ben öyle tahmin ediyorum. Sıradan kalkıp sınıftan çıktım. Koridorda beni gören neredeyse herkes yanındaki arkadaşına bir şeyler fısıldıyordu. Eskiden yüzüme bakmayanlar bile selam veriyordu. Bunların hepsi bir dedikodu yüzündendi sanırım. Fısıltıları önemsememeye çalışarak koridorda ilerliyordum. Bir an önce Kuzey'i bulup bu dedikodulara son vermeliydim. Merdivenleden ikişer ikişer inerek kafeteryaya indim. Etrafa iyice bakındım fakat Kuzey yoktu işte. Gözüme masalardan birinde tek başına oturan Cenk çarptı. O Kuzey'in nerede olduğunu bilirdi herhalde. Hızla yanına doğru ilerlemeye başladım. Yanına geldiğimde beni görmedi. E normaldir spor gazetesini kocaman açıp dış dünyayla bağlantısını kesmiş beyefendi çünkü. Bende tek çare olarak gazeteyi elinden aldım. İlk başta ne olduğunu anlamaya çalışır gibi bakındı daha sonra dünyamıza yeniden bağlandı. 

Lise İneği GünlükleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin