Lise İneği Günlükleri

- 45 -

Merhaba :) Öncelikle üzgünüm çünkü bölümü iki gün geciktirdim. Beni Sevdiğin Sürece'ye yeni bölüm eklemem gerekiyordu bu yüzden bir gecikme oldu bir de dün yazdığım halde Wattpad'de ki sorun nedeniyle ne yazık ki paylaşamadım :/ Neyse bu bölüm en çok uğraştığım bölüm olarak tarihe geçti çünkü abartmıyorum tam 5 saatimi harcadım. Kurgusu da cabası :D Neyse umarım beğenirsiniz arkadaşlar :) Youtube'a giremeyenler için bölüm şarkısı: James Arthur- Impossible. Multimedya: Melis :) İyi okumalaar !

    Saçlarımı düzleştirmeye çalışırken, bir yandan da gardırobumdan kıyafet bakıyordum. Partiye bir saat kadar kalmasına rağmen hala hazır değildim. Çünkü son dakikaya kadar gitmeyi planlamıyordum. Tamam, Enis'e geleceğimi söylemiştim ama bu 'Kuzey ve sevgilisi' lafını duyana kadardı. Nedense onları görmeyi hiç istemiyordum. Zaten Enis bunu söylediğinde hemen Enis'e veda edip oradan uzaklaşmıştım. Ama Eda beni bundan bir yarım saat önce kadar aramış ve ne giyeceğimi sormuştu. Ona partiye gitmeyeceğimi söylediğimde ise beni bir güzel azarlamıştı. Eda'ya hediye almadığımı söylediğimde ise kendi hediyesini ortak verebileceğimi söylemişti. Daha sonrasında ise Eda'ya gitmemem için hiçbir neden olmadığı konusunda hak vermiştim. Hem, Kuzey ve sevgilisi beni niye ilgilendiriyordu ki? Kuzey ile ilgili herhangi bir şey artık beni ilgilendirmemek zorundaydı. Ayrıca ona göre ayak uydurarak kendi hayatımdan çalamazdım. Onlar geliyor diye gelmemezlik etmemeliydim, sırf onlar geliyor diye gelmeliydim. Saç düzleştirme işlemim bittikten sonra düzleştiriciyi mermerini bıraktım. Sakar sayılırdım ve bir yeri yakma ihtimalim çok fazlaydı. Daha sonra gardırobumu iyice yoğunlaştım ve askıları aceleyle karıştırmaya başladım. Askılardaki kıyafetlerden birkaçını yatağıma attıktan sonra biraz uzaklaşıp hangisinin daha iyi olacağına karar vermeye çalıştım. Sonunda sade ve bir o kadar şık siyah bir elbisede karar kıldım. Siyah hem asalet demekti. Bu elbisenin tek dikkat çekici yanı sırtındaki hafif dekolteydi. Fakat üstümde güzel duracağına şüphe yoktu. Gardırobun diğer tarafını açıp siyah çok hafif topuklu, bilekten bağlı, burnu kapalı ayakkabıları çıkardım ve yere koydum. Fazla topuk uzun olan boyumu daha da uzunlaştırıyordu ve dev anasına benziyordum. Fakat şimdi seçtiğim ayakkabının topuğu idealdi. 

   Hızlıca giyinmeye çalışırken Deniz'e Eda'yla olan konuşmamı bitirir bitirmez haber verdiğim için şükrettim. Daha sonra haber verseydim belki yalnız gidecektim partiye. Partiye bir buçuk saat kala haber almasına rağmen anlayışla karşılamış ve kızmamıştı. Belkide ben bu yüzden Deniz'i seçmiştim. Ne olursa olsun anlayışından hiç ödün vermiyordu. Siyah elbisemi ve ayakkabılarımı giydikten sonra aynanın karşısına geçip ilk defa kullanmakta olduğum kırmızı rujumu sürdüm. Normalde kırmızı ruj kullanmazdım ama bu akşam iddialı olmak istiyordum nedense. Makyajı tamamladıktan sonra son olarak parfümümü sıktım ve siyah el çantama, telefonum ve her ihtimal için kırmızı rujumla beraber attım. Bunlarla uğraşırken bir yarım saat kadar geçmişti. Geriye yarım saat kaldığında Deniz'e hazır olduğuma dair bir mesaj attım. O da şimdi yola çıkardı ve on beş dakika içinde burada olurdu. Hazır olduğum için yatağa oturdum ve Deniz'den gelecek mesajı beklemeye başladım. Bir yandan da Kuzey'in yeni sevgilisi kim diye düşünüyordum. Acaba güzel miydi? Ya da ben gibi Serenay'a mı benziyordu? Aman banane desemde kendi kendime düşünmeden edemiyordum. Ve bu sinirimi bozuyordu. Beklediğim mesaj geldiğinde düşüncelerimden arınıp ayağa kalktım. Dolabımdan siyah elbiseme uygun bir ceket çıkardım ve üzerime giyip aşağı indim. Şal giymeyi pek sevmezdim.

   "Anne ben çıkıyorum." diye anneme seslendikten sonra kapıyı açtım. Anneme de partiye bir buçuk saat kala haber vermeme rağmen annemde anlayışla karşılamıştı. Herhalde bugün iyi günündeydi.

   "Tamam tatlım. İyi eğlenceler." diye seslendi annem. Umarım eğlenceli olurdu. Çünkü biraz deşarj olmaya ihtiyacım vardı. Kapıyı kapatıp bahçe kapısına doğru ilerledim. Kapıyı yavaşça açtığımda karşımda bir yakışıklılık abidesi duruyordu. Hayır, sevgilim diye söylemiyordum. Deniz bugün cidden çok yakışıklıydı ki bu benim partide kızlardan Deniz'i koruyacağım anlamına geliyordu. Beyaz gömleğinin üzerine lacivert bir ceket giymiş, altına bir kot gitmişti. Beyaz conversesi ise her şeyiyle uyumluydu.