20. bölüüüüm. :D Özel bölümlerden birine geldik yine. Neden diye sormayın bilmiyorum :D Ama hikayenin içeriğiyle kesinlikle ilgisi yok heralde işte 20 olduğu için :D Neyse ilk defa bu kadar kısa keserek sizi hikayeye davet ediyorum :D Multimedya Eda .
Güya Eda bilmeyecekti. Evet, aferin bana. Her şeyi elime yüzüme bulaştırmıştım. Bir plan yapmam gerekiyordu fakat ben en baştan verdiğim açıkla her şeyi mahvetmiştim. Sinirle avcumun içini alnıma vurdum. Aptal beynim hepsi benim hatam ! Eda ise geçirdiği şokla geri geri adımlar atmaya başlamıştı. Cenk onu neyseki görmüyordu. Cenk ve Sanem'i izlemek için sindiğim kapının kenarından çıktım ve hızlı adımlarla koridorda ilerlemeye başladım. Yanlarından hızlıca geçtiğim için çıkan rüzgarın sırtına çarpması sonucu Cenk beni farkedebilmişti.
" Melis bak seni kiminle tanıştıracağım." Arkama dönme ihtiyacı duymadım. Eda'yla ilgilenmem lazımdı. Ayrıca teknik olarak kendi kuzenimle ikinci kez tanışmama gerek yoktu. Ona cevap vermediğimde belki kabaca davranmış oldum fakat duramazdım böyle bir durumda. Merdivenleri hızla çıkmaya devam ederken bir yandan da Eda'nın kendine bir şey yapmaması için dua ediyordum. Yapabilirdi çünkü bur ruh haliyle. Zemin kata çıktığımda Eda'yı bir duvara tutunmuş ayakta kalmaya çalışırken buldum. Kısacası perişandı. Yüzü gözü kıpkırmızı olmuştu. Yanına hızlıca ulaştım.
" Gördüm Cenk'i.. ve .. sevgilisini. Üstelik sevgilisi... Sanem!" dedi hıçkırıklarının engel olmaya çalıştığı sesiyle. Başını ellerim arasına aldım ve gözyaşlarını sildim. Daha sonra sıpsıkı sarıldım ona daha önce hiç sarılmadığım gibi. Aynı kaderi paylaşıyorduk sanki... Sanem cadısı ikimizin de hayatlarını mahvetmek üzere yaratılmış gibiydi.
" Ben.. nasıl dayanacağım.. Cenk'i deli gibi.. severken?" Titreyen ve çatallanan sesiyle bunları söylediğinde sanki benimde kalbime bir ok saplandı. Cenk'i deli gibi seviyorken bu yaşadıkları onun hakkımıydı ? Hayatın ne kadar acımasız olduğunu yeni farkedebiliyordum. Kendi yaşadıklarımda bunu farkedememiştim. Kendi yaşadıklarım artık o kadar normal gelmeye başlamıştı ki bulunduğum durumu bilmiyordum. Kendimi kaybetmiştim sanki. Fakat Eda'da öyle değildi. Eda böyle şeyler yaşamayı hiç haketmedi. Peki ben hakettim mi? İster istemez soruyordum. Ben bu yaşadıklarımı babamın yüzünden olduğuna inandırmıştım yıllarca. Sanki onun yaptıklarının bedeli gibi. Evet isyanda etmiştim hayata. Fakat sonradan takmamaya başlamıştım yani normalleşmişti.
Sanem'in her taşın altından çıkması da ayrı bir konuydu. Neden hep hayatımızdaydı? Neden Cenk? Neden bir başkası değil? Cevabını bilmediğim sorular bir bir aklımdan geçerken tek yapabildiğim Eda'yı teselli etmekti. Onun ne yaşadığını çok iyi biliyordum çünkü. Kolundan tutarak ayakta durmasını kolaylaştırmaya çalıştım.
" Gidelim." dedi gözyaşlarını durdurmaya çalışırken. Başımla onayladım ve koluna girdim. Yavaş adımlarla kapıya doğru ilerlemeye başladık. Tam kapıdan çıkarken Kuzey'de koşarak bize geliyordu. Bize doğru ilerlediğinde yüzünde oldukça şaşkın bir ifade vardı.
" Ne oldu?" dedi telaşla. " Birisi bir şey mi yaptı?" diye tamamladı daha sonra. Başımı yana sallayarak hayır yanıtını verdim. Biraz rahatlamış bir şekilde bana baktı. Sanki bir açıklama bekliyordu ya da kaş göz işaretleriyle belli etmemi.
" Kuzey biz maçta olamayacağız, üzgünüm." dedim bir şey belli etmeden. Kuzey bilmemeliydi. Başını salladı ve bana el sallayarak binaya girdi. Bizde yavaş adımlarla okulun dışına çıktık.
" Sahile gitmek ister misin?" dedim. Biz ikimizde sahili çok severdik ve her zaman orada soluğu alırdık. Rahatlatıyordu çünkü.
" Eve gitmek istiyorum." dedi biraz daha sakinleşmiş bir halde. Başımı salladım ve koluna destek vererek yürümeye devam ettik. Yürüdükçe Eda biraz daha kendine geliyordu ve sakinleşiyordu. Evlerine vardığımızda biraz daha iyi gibiydi. İçeriye girdiğimizde yine Eda'nın annesi Bade Teyze'yi ortalıklarda göremedim. Zaten kadın çalışıyordu ki iş saatleri arasında burada olması imkansızdı. Fakat onu çok sık görmezdim yinede. Hep iş seyahetlerinde olurdu. Aynı şekilde Eda'nın babası Serkan Amca'da öyleydi. Bu kadar çalışmalarına rağmen Eda'yı boşlamamalarıda vardı tabii. Hayret kalıyordum doğrusu ve Eda adına mutlu oluyordum. Sanırım evlenince Eda'nın annesini örnek alacağım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lise İneği Günlükleri
Fiksi RemajaLisenin inek ve ezik olarak bilinen kızı, nasıl olurda bir anda popüler bir kıza dönüşebilir? Bizde bunu merak ediyoruz işte. En iyisi okuyup öğrenelim.