- 37 -

23.2K 1K 115
                                    

Beklettim ama dün yetişmedi :( Benim uzun saçmalıyışlarımı dinlemeyin de geçin bölüme :) Bu aradaa 200K'yı geçtiiik :) Bu başarı hepimizin asdafs. La la la neyse multimedya Melis. Şarkıyı dinleyin. Kısaca şarkı perfect :D Hadi hayırlısıyla bi okuyun yorum ve votelarıda eksik etmeyin :) :D

      Az önce söylediklerimden pişmanlık duymuş olsam da her şey için fazla geçti. Laf ağızdan bir kere çıkıyordu ve ben çoktan o söylenilmemesi gerekeni ağzımdan çıkarmıştım. Bundan sonra zaman işlemeye başlayacaktı artık , benim kendi kazdığım kuyuda bopulmam için. Esmer kız kaşlarını kaldırıp yarım ağız gülümsediğinde benimle dalga geçtiğini anladım. Ona haddini bildirmem gerektiğini söyleyen Melis'i susturduktan sonra buz bakışlı kıza geçiş yaptım. Ve o pis bakışlarımla kızın gözlerini delip geçtim. Ya da ben öyle umuyorum. Esmer yavaşça kulağıma eğildi.

   " Bakıyorum da küçük kız büyümüş." Bu sözleri dalga geçtiğini daha iyi anlatsa da ben ciddiyetimi bozmadan ona bakmaya devam ettim. Ondan eksiğim yoktu. O popüler olabilirdi ama bende öyleydim. Kuzey sayesinde olduğu için ona minnettar olmam gerekti aslında. Fakat yaptıklarıyla beraber bu iyiliği uçup gitmiş sayılırdı. Benim isteğim mutluluktu. Popülerlik değildi hem. Elimde popülerlik kalmış olabilirdi fakat Kuzey çıkıp gitmişti kapıdan. Ardında yıkıntıların içinde kaybolmamak için direnen ve hala ayaktayım diye mesajlar verse de kalbi kan ağlayan bir kız bırakarak. Şimdi bir de bunlarla uğraşıyordum. Esmer kız kafeteryadan uzaklaşırken çoğu kişi gitti ve etraf boşaldı.  Sinirli ve üzgündüm. Bir masaya atıp kendimi bundan sonra olacakları kararlaştırmaya çalıştım. Ne olurdu ki, alt tarafı eski Melis olacaktım yeniden. Ezik ve inek olan hani. Çok şey değişecekti kısacası. Yine acılı bir hayat yaşayacak ve yaşadığım her güne lanet edecektim. Bu okuldan kurtulmak için Allah'ın her günü dua edecektim. Belki birkaç intihar girişimi daha olurdu. Belki yapamadığım şeyi yapıp giderdim sonsuza dek. Ama yapamazdım işte. Kimse olmasa bile Mehmet'i bırakamazdım. Ona sözüm vardı ve ben canım pahasına koruyup yanında kalmaya yemin ettiğim kardeşimi bir adam yüzünden terkedemezdim. Eğer yaparsam bile Mehmet gözünü karartır Kuzey'i öldürürdü. Sonra hayatını demir parmaklıklar ardında geçirirdi. Ben çektiğim acılar son bulsun diye yaptığım şey yüzünden Mehmet'i ateşe atamazdım. Başımı masaya yasladım ve gözlerimi kapattım. Gözlerim yanmaya başlamıştı. Çaresizdim. Bir anlığına kafeteryanın kapısına baktım. Çok değil üç veya dört gün önce bu kapıdan Kuzey girsin diye dört gözle bakardım kapıya. Şimdi ise gelmemesi için dua edecek hale gelmiştim. Etrafı iyice inceleyip beni bu halde görecek biri var mı diye kontrol ettikten sonra bir iki damla yaşın yanaklarımdan süzülmesine izin verdim. Keşke demekten başka bir şey yapamıyordum şimdilik. O aşık olduğum Kuzey keşke hayatıma girmeseydi.

    Yavaşça masadan kalkıp kafeteryadan ayaklarımı sürüyerek çıktım. Omuzlarım düşük ve yüzüm asıktı. Kendimi toparlamam gerektiğinin fazlasıyla farkındaydım fakat kafeterya da oturan birkaç kişinin pek ilgisini çekmediğime emindim. Koridor da başlıyordu asıl ölüm kalım meselesi. Kafeteryanın kapısına geldiğimde omzularımı kaldırdım ve yüzüme küçük bir tebessüm yerleştirdim. Telefonumun ön kamerasından makyajımı kontrol ettikten sonra, kısacası zırhımı kuşandıktan sonra, koridorda yavaş adımlarla yürümeye başladım. Herkese elimden geldiğince güler yüzlü omaya çalışıyordum ve söylenenleri duymazdan gelmeye çalışıyordum ama pek kolay değildi. Çoğu kişi bu hal ve tavırlarımın yalan olduğunu söylüyordu. Evet hepsi yalandı fakat zorundaydım. Diğer kişiler ise kafeterya da söylediğim sözlere kanmış gibiydi. Oldukça kötü bir yalancı olduğumu düşünürdüm oysaki. Değişiyordum işte. Kuzey'i sadece kullandığımı ve şimdi de yenilerini tavlamak için göt salladığımı düşünenler bile vardı. Bilirsiniz, gerçek hikayeyi yaşayandan başka kimse bilemez. Bilmekte asla istemez. Sınıfa girdiğimde ise tüm gözlerin bende olduğunu kestirmek zor olmadı. Kimse ben oraya baktığımda bakmıyormuş gibi yapmıyordu. Direkt gözümün içine bakıyorlardı. Evet ben olayların kızıydım. Bakmakta haklılardı çünkü bugün okulun ağzına sakız olan kişi bendim. En arka sırada Eda'ya yaptıklarımı anlatan birkaç kız vardı. Hiç umurunda bile olmadığım kişiler benim dedikodumu yapıyordu. Eda ise inanamamış gözlerle onları dinliyordu. Yavaş adımlarla yanlarına yaklaştığımda konuya kendini kaptırmış kızlar benim geldiğimi görmedi. Bir süre sonra sıkılıp yavaş bir öksürük sesi çıkardığım da üç kız hızla bana döndü ve bir şey demeden uzaklaştılar. Sanki utanmış gibi bir halleri vardı. 

Lise İneği GünlükleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin