İKİ YARALI

349 18 0
                                    

      ( Mutlaka şarkıyı dinleyin)

                           ...................... 1 AY SONRA.......

       'Gökyüzü bugün bize ağlıyor.'

Bu akşam Esma ve Uğur'un düğünü vardı. Seval üzerine siyah dizinin biraz üstünde  biten beli oturan  sıfır kol bir elbise giymişti. Kahve saçlarını dalgalı ve açık bırakmıştı.

             Düğün salonuna girdiklerinde her şey çok güzel olmuştu. Ta ki Seval Dağhan'ı görene kadar. Üzerinde ki siyah takım ile çok çekici duruyordu. Ama yüzü somurtkandı. Mutsuz olduğu belliydi. O olaydan sonra hiç konuşmamışlardı. Seval bugün fırsatını bulup Dağhan'la konuşmaya karar vermişti. Düğün başladığında herkes neşeli ve güler yüzlüydü. Sadece  acısı aynı iki kalp haricinde. Seval ve Dağhan. Herkes dan etmeye başladığında bir ara gözleri buluşmuştu. Sadece 5 saniye kadar bakışmışlardı. Ama o an  5 saniye 5 yıl kadardı. Beklemişti Seval.Bir ara Dağhan'ın dışarı çıktığını görünce o da peşinden gitmişti. Dışarısı çok soğuktu. Sanki rüzgar kalbini arıyordu. Dağhan o soğuğa aldırış etmeden kaldırımlara oturdu. Seval de yanına.

- Ne işin var burada. İçeri geç zaten eteğin  bir karış donacaksın.

-Beni bu kadar düşündüğünü bilmiyordu.

-Düşündüğümden değil...Yani ... Tamam ne oldu? 

-Ne düşünüyorsun? Benim hakkımda?

-Bu nerden çıktı?

-Ben iyi değilim. Yasemin'i ben öldürmedim . Benim buna gücüm yetmez. Benim sana o acıyı yaşatmaya gücüm yetmez.

-Seval mahkeme sonuçlandı bitti. Şimdi içeri git

-Ben senin kalbinin mahkemesini soruyorum.!!! Bana ne ceza verdi de sen böyle soğuksun bana karşı? Bu hareketlerin attığın tokatlardan bile çok acıtıyor canımı.( Dağhan Ayağa kalkmıştı. Ardından Seval.)

-Benim mahkemem mi? Dur söyleyeyim . Ben Yasemin'in katilini öğrenmediğim süreçte seni hep suçlu göreceğim . Neden deme suçsuzum deme . Yasemin'imin mezarına gittiğimde onun katilinin cezasını çekmememesi benim canımı nasıl yakıyor haberin var mı?!! 

-Benim ne günahım var? neden katili ben değilken kalbinin mahkumu benim?

-Yasemin benim hayatımdı ve o öldü . Ben öldüm!!!! Bu acı o kadar farklı ki gece rüyalarıma giriyor . Canım o kadar çok yakıyor ki sanki bir bağırsam şu dağlar toz duman olur .Senin gözlerine her baktığımda ben Yasemin'in katilini görüyorum . Suçsuz olduğunu bilsem de kabullenemiyorum. Beni yaşamadan anlayamazsın Seval.!!!!

-Nerden biliyorsun yaşamadığımı!!!! Bende sevdim senin gibi . Bende kaybettim onu , benim kalbimde de bir cenaze olamaz mı ?? !!! Peki ben kimi suçlayayım? Benim suçlayacak kimsem yok ki!! Her şeyimi herkesi kaybettiğim anda karşıma çıkan o adamın tabutunu gördüm ben. Ben onun mezarına bile gidemiyorum ki !!! Ve en kötüsü ne biliyor musun? İntikamını almaya söz vermişken gideceğim bir yol bile yok. Sessizce ölümü bekliyorum. Ben artık biraz olsun nefes almak istiyorum. Yasemin'in katilini benim gözlerimde arama!

-Ben... ben her gün bu dağlardayım. şu uzaktan bakınca güzel görünen ama içinde ne acıların bulunduğu dağlar. O kadar çok şehit verdim ki her bir şehidimin arkasından ağladım. Doğru duydun ağladım. Erkekler ağlamaz derler ya . YALAN .Yasemin'ime sarıldım ve ağladım. Peki şimdi ne yapacağım ben. Ben kime sarılacağım . Ben iznimde kimin... kimin kollarına koşacağım? Ben...

Devam edememişti sözlerine. Bir anda kendisini Seval'in kollarında buldu. Bu sefer ikisi de ağladı. Hiçbir şey demeden sadece ağladılar. İkisi de yaralı ikisi de kayıplarda. Bir an ayrıldı Seval geri çekildi. Yaşlı gözleriyle Dağhan'a baktı.

-Ben buraya gelerek karanlık güneşimi sizlere bulaştırdım. Beni suçlama ben zaten her gece mahkemelerdeyim.

      Dağhan ellerini Seval'in yanağına koydu ve yaşlı gözleriyle ;

-Mahkemende bana da yer ver...Yasemin'in yokluğunda gözlerine ihtiyacım var.

  Gözleri yaşlı , kalpleri yaralı iki kayıp. Bilmiyorlardı ki onlar  'SEVDA'nın tarihini yeniden yazacaklardı.  SEVal  ve  DAğhan  

KARANLIK GÜNEŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin