Kayalıklara gittiğinde beklemeye koyulmuştu Seval. Biraz sonra Dağhan da geldi. Lakin biraz soluk gibiydi.
-Hoşgeldin Dağhan . Kusura bakma buraya çağırdım ama daha rahat konuşuruz diye...
-Dün bir şehit verdim Seval. Aslan gibi bir yiğidimi şehit verdim.
-Ne?Ben çok üzüldüm...Yani ne desem bilemedim.
-Birşey deme zaten
Şaşkınlıkla donakalmıştı Seval. Şaşkınlığının sebebi ise kendisine sarılan Dağhan'dı. Biraz sonra geri çekildi.
-Bir an sarıldım kusura bakma. Yani Yasemin'im yok ne yapayım bilemedim. Sen de buraya çağırınca belki de biraz kafam dağılsın istedim.
Yasemin deyince gözlerini kaçırmıştı Seval. Ona şu an nasıl diyebilirdi ki Yasemin'inin katilini bulmak için bir yol var ve ben bu yolu senden aylarca sakladım diye?.
-Sen neden çağırdın beni? Bir sorun mu var?
-Ha..Hayır . Yani işte kafan dağılsın diye destek olmak için.
-Haberi duydun demek. Çok saol gerçekten çok iyi geliyorsun bana.
Gözleri dolmuştu Seval'in .
-Sen..sende .anlatsana böyle susmayalım
-Anlatmasam sadece sarılsam sana ?Bu sefer benim ihtiyacım var sana.
-E...evet gel.
Sarıldılar birbirlerine . Seval ağlıyordu artık. Ona karşı birşeyler hissediyorken bu anı bozmak çok zordu. Sevdiğin adamdan karısının katiliyle ilgili , ölen sevgilisiyle ilgili ipuçlarını saklamak ve bunu itiraf etmek .Nasıl diyebilirdi bunu? Dağhan Seval'in katil olduğunu öğrenince onu hapse atmaz mıydı?Belki birdaha yüzüne bile bakmazdı Neden o gün kreşteydi ki? Eğer kreşte olmasaydı Cevapsız onu tehdit edemeyecekti. Adam yaralı gözyaşlarını kalbine dökmüş.Kız yaralı gözyaşları yanağında şelale olmuş...Dağhan biraz geri çekildi.
-Seval?Neden ağlıyorsun?
-Bilmem... Ben işte üzüldüysem...
-Biliyor musun? sende öyle birşey var ki çok farklı...
-Ne gibi birşey?
-Çok saf ve masumsun , iyi kalplisin, bana çok iyi geliyorsun.
Bilmiyordu ki Seval onca kişinin katili. Bilmiyordu ki Seval bir suçlu.
-Dağhan ben birşey diyeceğim.
-Önce beni dinle sana birşey sormam gerek
-Ne...Nedir?
-Hani bir ses kaydı vardı.
-Üff Dağhan yine sen birşey biliyorsun anlat bana falan deme. Ben...
-O ses kaydında dediklerin doğru muydu? Yani BENİ SEVİYOR MUSUN?
-Ne ?Anlamadım.
-Duydun işte. Seval benim sana karşı olan hislerim arkadaşlıktan çok öte. Bana o kadar iyi geliyorsun ki hep yanımda ol istiyorum.Seni Çok Seviyorum Seval.
-Dağhan..
Devamını getiremeden yüzünde Dağhan'ın ellerini hissetti. Gözlerinin içine bakıyor ve her an daha da yaklaşıyordu. O an Dağhan'ın dudaklarını dudaklarında hissetti. Ne yapacağını bilemiyordu. Karşılık vermeden öylece bekledi. Geri çekilmeli miydi bilmiyordu.Sanki uçan bir halı onu çok farklı bir gezegene götürmüştü . Sadece Dağhan'ın ve kendisinin olduğu bir gezegene.
Aniden geri çekildi. Ne yapacağını ne diyeceğini bilmiyordu. İşler daha da zorlaşmıştı. Şimdi nasıl ben suçluyum diyebilir nasıl başındaki bu derdi anlatabilirdi? Gözlerine bakmaya utanıyordu.
-Seval? Gözlerime bak lütfen.
-Dağhan bu . Yani bu çok ani oldu. Kalbim ve aklım sanki savaş içindeler.
-Seval , Ben seni...
-Devam etme ! Her şey o kadar karıştı ki ya sen ... sen benim aklımı karıştırdın.
-Ne?Nasıl .Seval beni seviyorsun ve benden neden uzak duruyorsun!!! Çıldıracağım!
-Ben...Ben artık yoruldum. Senin benim aklımı karıştırmandan yoruldum. Bu günü yok sayacağım . Sende öyle yap. Ben gidiyorum.
-Bir konuşalım . Gitme!!!
-Peşimden gelme.!!
Her şey o kadar ani olmuştu ki ,Seval sevgisinden karşılık aldığı halde onu kaybetmeyi nasıl göze alabilirdi ki? Güya herşeyi itiraf edecekti. Geldiği durum onun kafasını çok karıştırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK GÜNEŞ
Mystery / ThrillerAnnesi doğumda ölmüş ,Babasını bir trafik magandası yüzünden 18 yaşında gözleri önünde kaybetmiş bir kız. İstanbul'un kuytu bir semtinde 2 arkadaşı ile zor bir yaşam sürerken Ansızın kararan güneşleri.... Kim olduğunu bilmediği bir kişiden her...