Çok soğuktu. Sert bir gök gürültüsü duyuldu ve yağmur yağmaya başladı. Her yağmur damlası bir kurşun misali yaralıyordu Seval'i. Canı o kadar yanıyordu ki Onun derdi yağmurda kalmak değil yalnız kalmaktı. Çok alışmıştı birinin ona destek olmasına. Bu KARANLIK GÜNEŞten kurtulduğuna inanmaya. Cevapsız ölü. Toprak öldü. Sevdikleri yok oldu ve Dağhan'ın sevdası son buldu.
Parka doğru yol alırken sokakta ellerinde içki şişeleriyle dolaşan adamlar gördü.Kortu. O adamlara görünmeden bir köşeye saklandı. Yeni bir acıyı daha kaldıramazdı. Adamların ittiğini anlayınca parka doğru gitmeye devam etti. Çok korkuyordu ne yapacaktı. Bir taşa geçti ve oturdu. Yağmur onu kamufile ediyordu sanki. Ona bakan kimse onun deli gibi ağladığını anlayamazdı. Yarası ağrımaya başlamıştı. Elini yarasının üstüne koydu ve ellerinin kırmızı olduğunu gördü. Ağlaya başladı yarasına ağlıyordu lakin kurşun yarasına değil ihanet yarasına
Telefonu çaldı . Arayan Dağhan'dı. Önce duymaza geldi ama telefon 2 defa çalınca üçüncüsünde açmak zorunda olduğunu anladı.
-Alo.
-Neredesin sen ! Neden telefonumu açmıyorsun!!Hastaneden çıkmak da nedir!
-İyiyim. Çıkmak istedim çıktım.?
-Tabi ya 2 gün önce ameliyat olup şimdi çıkmak çok normal!!!Neredesin Seval?
-Ben...(neredeyim ben . Hangi uçurumun bilinmeye kıyısında)Beni boşver sen.
-Seval emin ol bulurum. Dışarıdasın değil mi?Yerini söyle.
-Neden? Ya sanane benim nerede olduğumdan .Bitti dedin git şimdi.
-Ben senin kadar vefasız değilim arkamdakileri öylece bırakamam. Bak kalacak yerin yok Seni bulmalıyım yaralısın. Neredesin?
-Vefasızlık? DIşarıdan bakınca öyle mi yaa? İyiymiş.
-Nerdesin?
Kalacak bir yere ihtiyacı vardı. Birde Dağhan'ın kokusuna
-Bizim yani amcamların evinin ilerisindeki parktayım.
-Bekle geliyorum.
....... .................. ..........
O soğukta beklerken omzuna dokunan ellerle irkildi. Dağhan 'seval'i omzundan tutup arabaya bindirdi ve evie götürdü.
_Yaranda önemli birşey yok ama yatmalısın.
-Tamam.
-Ne dediler?
-Sanki bilmiyor musun?
-Hak ettin Seval. -
-Sen benim ne yaşadıklarımı biliyor musun da konuşuyorsun?
-İşte sorun bu!!!Bilmiyorum Seval!!!Ne yaşadın başına ne geldi hiç bir fikrim yok.Seni kim vurdu onu bile demiyorsun!!!!Çıldıracağım ya.
-di...diyemem..Ben gözyaşlarımın esiriyken asla diyemem.
-Neden?
Elllerini tutmuştu Seval'in.
-Anlat. Sana söz veriyorum seni yargılamayacağım. Sana söz veriyorum sana yardım etmeye çalışacağım.
-Artık yardımlık bişey yok. Çünkü bitti. Hem uğraşma benimle. Ben seni terk etmedim mi? Unut gitsin.
-Ben senin kadar iyi beceremem unutmayı Seval Hanım.
Telefonu çalmıştı Dağhan'ın. Dağhan konuşmak için içeriye gitti.
-Açtımı gözlerini iyi....Tamam ben geleceğim yarın...... Kimmiş peki adı belli mi? .........Toprak? O adama öyle işkenceler yapılmış ki sanki önemli birşeyler biliyor. O adam asla ölmemeli koçum.
Birden arkasında Seval'i gördü. Sessizce ağlıyordu. Hiç kımıldamadan mum gibi dikilmişti.
-Seval? Ne oldu?
Seval'e yaklaştığında çoktan Seval'in bedeni yere düşmüştü.
Yorum ve oy bekliyorum arkadaşlar lütfen??? Sizi Seviyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK GÜNEŞ
Misteri / ThrillerAnnesi doğumda ölmüş ,Babasını bir trafik magandası yüzünden 18 yaşında gözleri önünde kaybetmiş bir kız. İstanbul'un kuytu bir semtinde 2 arkadaşı ile zor bir yaşam sürerken Ansızın kararan güneşleri.... Kim olduğunu bilmediği bir kişiden her...