Seval artık kendi ayakları üzerinde durmalı kendisine bir iş bulmalıydı. Bunun için 2 gün öncesinden garsonluk ilanı için başvurup kabul edildiğı restorana gitti . Lakin kendisi yerine başka birisi alınmıştı.
-Ama nasıl biz konuşmuştuk?
- Üzgünüm kocanız beni arayıp sizi işe almamam konusunda beni ikna etti.
-Ama ben evli değilim ki .Bir yanlış anlaşılma olmuştur.
-Ben başkasını aldım kızım .Sen şansını başka işte dene.
Nasıl bir şeydi bu? Karanlık güneşi ne zaman batacaktı? Her gün hayal kırıklığı yaşamaktan bıkmıştı Seval. Restorandan çıktığında özel numaradan yine mesaj gelmişti.
' Senin adına çok üzüldüm Küçük Mahkum.' Cevapsız.
Seval tahmin etmeliydi onun yoluna taş koyanın Cevapsız olduğunu . Üstelik bir de alay geçiyordu. Canınızı yakmaktan zevk alan bir katil? Ne korkunç... Birden ağzına tutulan bir mendille gözlerini kapattı .
Gözlerini açtığında gece kondu gibi harabe bir yerdeydi . Kapı gıcırdadı ve içeriye hiç derdi yokmuş gibi akıl hastası Baran haini girmişti.
-Yine mi sen ?ya ben sana ne yaptım ki bırak beni?
- Berivan'ım unuttun mu beni Baran'ını? Ben seni unutmadım Dağ Çiçeğim
-Ben Berivan De-Ğİ-LİM!!
-Yapma bak bu senin resmin. (Beriva'ın resmini çıkarmıştı)
- Bu sadece benziyor bana ama ben değilim.
-Sen dinlen bugün Dağ Çiçeğim yarın konuşuruz.
Kapı gıcırtısı ardından ölüm dolu sessizlik. Bu hayattaki en kötü şey sessizlikti. İnsan sessiz bir yerde her zaman korkar. Çünkü ne zaman hangi felaketin geleceği belli değildir.
..................................................................... Ne kadar vakit geçti bilmiyordu. Birden demir parmaklıklı cama birisi vurdu . Seval hemen cama koştuğunda ise karşısında Uğur Komutan'ı gördü.
- Sakin ol ve köşeye bir yere saklan birazdan burası harabe olacak korkma. Seni 15 dk içerisinde alacağım.
Dediğini yapmış ve bir köşeye sinip kulaklarını kapatmıştı. Kısa süre içerisinde her yerde kan barut kokusu ve silah sesi vardı. Biraz daha beklediğinde ise sesler artık yok denecek kadar azalmıştı. Büyük ihtimalle vatan hainleri kaçmıştı.Kapı açıldı ve Uğur Komutan Seval'i kolundan tutup o evden çıkarmıştı. Artık hiç silah sesi yoktu. Dışarısı leşlerle dolmuştu. Uğur Komutan Seval'i biraz ileride olan Dağhan Teğmen'e bırakmış ve timinin yanına dönmüştü.
- İyi misin o alçak sana birşey yaptı mı?
- Ha ..Hayır .
- Seni araca götürelim dikkat et.
Araca doğru giderlerken birden bir silah sesi duyulmuştu. Hemen ardından yere yığılan yaralı bir beden. Seval her ne kadar hayal olduğuna inanmak istese de değildi. Dağhan Teğmen kanlar içinde ve yerdeydi.
-DAĞHAN! Dağhan aç gözünü N'olur Dağhan aç gözünü DAĞHAN!
....................................................................................
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK GÜNEŞ
Mystery / ThrillerAnnesi doğumda ölmüş ,Babasını bir trafik magandası yüzünden 18 yaşında gözleri önünde kaybetmiş bir kız. İstanbul'un kuytu bir semtinde 2 arkadaşı ile zor bir yaşam sürerken Ansızın kararan güneşleri.... Kim olduğunu bilmediği bir kişiden her...