BURSLU♠2

|22|. "Poyraz?"

Merhaba Bursist'ler, nasılsınız? Ay özledim sizi! Minnoş keklerim, minnoş pandalarım. Yazacak bir şey bulamadığım için iyi okumalar ve boş bol bol yorum diyorum!😜🎊

Multi:Dağhan🔥🔥

Bölüm Şarkısı: Beyonce-Drunk in love.

💫

Miray'ın Ağzından:

Parlak bir şimşek çaktı, sonra güneşler açtı kalbimin içinde. Kalbimin içinden sızan, altın sarısı, parlak, kör edebilecek kadar güçlü ışıklar, aydınlattı odayı. Kalbimde hem altın sarısı güneşimin mutluluğu vardı. Hem beni seçtiği için şükrediyordum hemde acı vardı altın sarısı, parlak ışıklarda. Acı sardı bedenimi. Tüm hücrelerimi, yaşamımı sardı. İliklerime kadar bıraktı zehrini. Benim parlak güneş ışığım, vücuduma doğdu. Aynı zamanda bana yeni duygular da taşıdı.'

Kalbim, hem sorumluluk duygusunu tatmıştı, hem de koruma duygusunu. Elimi yavaşça karnıma koyduktan sonra gözlerimi yummuştum.

Merhaba, Su...

Gözlerimi Dağhan'a dikip, gülümsediğim de kalkmama yardım edip beni kendine çekmiş ve sıkıca sarılmıştı bana. Başım, her zamanki gibi boyun girintisine denk geliyordu. Yavaşça küçük bir öpücük bıraktığımda, çenesini saç diplerime bastırmıştı. Ayrılmak istemesem de pozisyonumuzu bozmuştum. Doktorun önünde olduğumuz için yapmak istediğim şeyleri yapamıyordum.

''Teşekkür ederiz, Erdinç Bey.''

''Ne demek? Düzenli olarak kontrollerinize gelin, bekliyor olacağım.''

Dağhan'ın elini sıkıca tuttuğumda, birlikte odadan ve hastaneden çıkıp arabaya binmiştik. Dağhan aynı anda hem arabayı sürerken, hem de bana bakıp gülümsüyordu.

''Bence ilk Şebnem anneye gidelim. Sonra teyzeme.''

''Şey, aslında ilk bebişe bir şeyler alsak? Artık cinsiyeti belli ya. Heyecanlandım.''

Dağhan, içimi ısıtacak bir şekilde gülümseyip başını salladığında, sevinçle ellerimi çırpmıştım. Güzel kızıma, minik meleğime güzel elbiseler, etekler, kıyafetler alacaktım! Dağhan'la gözümüze kestirdiğimiz bir bebek mağazasının önüne arabayı park etmiş ve mağazaya girmiştik. Gözüme çarpan, çok şirin, ayaklı, tuluma bakıp çığlık atmış ve bağrıma basmıştım.

"Dağhan, bu çok şirin değil mi?"

"Evet, çok tatlı."

Hızlıca onu Dağhan'a atıp, etrafa tekrar bakınmaya başlamış ve tüm kız bebek oyuncaklarını kucağıma doldurmaya çalışmıştım. Dağhan elini, müdahale amacıyla elimin üzerine koyduğunda ona sanki, "asıl hamile olan benim, sen benim kızımın oyuncaklarına karışamazsın, kadın" demiş gibi baktığımda "Azıcık sakin olsan, güzelim. Kızımız için bir sürü mağaza, bir sürü kıyafet ve oyuncak bizi bekliyor." demişti.

"İnsanın 9383872627182527 kere kızı olmuyor, Dağhan. Heyecanlandım niye kızıyorsun?"

"Miray, kızdım mı şimdi?"

"Bak, kızdın işte! Miray dedin!"

Sinirli bir şekilde elimdeki şeyleri bırakıp, meraklı bakışları umursamayarak mağazadan çıkmış ve arabanın yanında durup beklemeye başlamıştım.

Dağhan, mağazada, kendine soru soran kadını takmayıp sinirle mağazadan çıkıp yanıma gelmiş ve "Miray! Kızmıyorum ama artık gerçekten kızmaya başladım! Sen mutlu ol diye her boku yapmaya çalışıyorum!" demişti.