''Bu kitap 'Burslu' adlı kitabın devamıdır.Bunu okumadan birinci kitabı okumanızı öneririm.''
|♦|
Sonunda evlenen Dağhan ve Miray'ı daha neler bekliyordu?
Sona mı gelmişlerdi?
Yoksa kendilerine bir başlangıç mı yaratmışlardı?
|♦|
''Elleri...
Merhabağğğlar minik Bursist'leriiim. Nasılsınız bebeklerim benim👼🏻👼🏻 umarım iyisinizdir 💜🙆🏻 diğer bölüm de Deren'in aslında Ceren olduğunu öğrendik. Buradan Ceren'e diyoruz...adisin ve Bursist'ler senden nefret ediyor... bölüm resmen 45 sayfa oldu ama söz diğer sefere 100 olacak ehheheheh dofplroglfepcşdkvl neyse hemen hemen bölüme geçelim🦄 sizi çooooooooooooooooooooook çooooook çooook seviyorum kuzularım💜🙆🏻 iyi okumalaaaar💞
(Önce Deren'i multiye koymayı düşünmüştüm ama böyle eziyet etmeyeyim diye düşünerek Deren'i söyle bırakıyorum aşağı)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Multi: Bu aralar klasörümdeki Dağhan fotoğraflarıyla aşk yaşadığım için bu bölümde Dağhan'ı atacağım spcşdocşldşvşf Allah'ım feels🍔👼🏻
Bölüm Şarkısı: Emin olamadım bu yüzden, Dua Lipa- Scared to be lonely ve Tricky- Hell is round the corner diyorum...
🥂🍾
Kelebek etkisini çoğu kişi bilir...Bir kelebek doğru zamanda, doğru yerde kanat çırptığında binlerce kilometre ötede bir kasırgaya neden olabilir...
Ben, bir kelebeğin neden olduğu kasırganın içinde, ne yapacağıma karar vermeye çalışıyordum.
Doğru bildiğim şeylere ulaşırken, korumaya söz verdiğim Dağhan'ı korumaya çalışırken, ona aynı zamanda planlanmamış bir yıkım sunuyordum...Dağhan zor bir adamdı. Zor inanırdı, zor severdi, zor korkardı ama en ufak bir şeye mutlu olacak kadar kırık bir kalbi vardı. Benim, senelerce yapıştırmaya uğraştığım yarabantlarını, para için gelen bir kız yırtıp atacaktı.
Dağhan'ı nasıl toparlayacağımı bilmiyordum. Yalanlara asla inanmayan birisiydi ama bu yalana sığınmıştı. Ailesini özlüyordu...onlardan bir parça istiyordu. O yüzden sorgusuz sualsiz bu kıza inanmak istemişti ve ona basit bir kanıt yetmişti.
İçimde, o kıza karşı ilk andan beridir bir soğukluk oluşmuştu. Belki de kız taş gibi olduğu içindir, emin değildim ama ısınamamıştım işte.
Beş dakikadır tuvaletten çıkıp, yanımıza gelmesini bekliyorduk. Dağhan, oturduğu kahverengi tonundaki koltukta rahatsızca kıpırdanıp, "Acaba bir sorun mu var? Bir baksak mı ki...?" dediğinde, sinirli bir şekilde başımı olumsuz anlamda sallamış ve, "Tuvalette ne sorun olabilir, Dağhan?" demiştim.
Omuz silkip, "Bilmem...ben...endişelendim sadece." dediğinde umutsuzca gözlerini kapatmış ve ellerimi yüzüme koymuştum.
"Miray, güzelim, sen iyi misin?"
Başımı olumsuz anlamda sallayıp, "Şu DNA testini yapmadan, o kızı kardeşin gibi görmeni istemiyorum." dediğimde, kaşlarını çatıp, sinirli bir ses tonuyla, "Neden Deren'i sevmiyorsun?" demişti.
