|38|. Ayrılık

1.5K 70 84
                                    

Merhabağğğlar Bursist'lerimmm🐰 Nasılsınız, bakalım 🦄💕  nasıl geçiyor tatiliniz? Umarım çok keyifli güzel geçiyordur🎂 Okulların açılmasına az kaldı ama olsun, güçlü kalmaya devam. Çok beğeneceğinizi düşündüğüm bir bölüm oldu corlpfr Vee Çağan'da vaaar😻 Diğer bölüm tamamen Çağan'ın ağzından olacak hazır olun! Sizi çok seviyorum💅🏻💙 iyi okumalar güzelliklerim💃🏻💃🏻 (bol bol yorum yapılmazsa diğer bölüm gelmez flşeovşrkvşrpvşepgş)

Multi: Oray (James'e tam anlamıyla aşığım ve onu bir ruh hastası yapmak beni üzüyor ama adam çok yakışıklı ne yapayım?)

Bölüm Şarkısı: Veorra- Set  Free

🌓⚡️💫

Dağhan ile gerçekten şok olmuş bir şekilde kapıya bakıyorduk.

Sanki donmuştuk, sanki zaman bir süreliğine donmuştu.

Sanki ikimizde o an için hislerimizi anlayamayacak, anlatamayacak kadar duygu karmaşası sarhoşuyduk.

Sonunda ne hissettiğimi anlıyor gibiydim.

Korkuyordum. İçimde saf korku vardı.

Elim, benden bağımsız bir şekilde, Dağhan'ın elinin arasına kaydığında, iri eli, küçük elimi, sanki bana güvende olduğumu hatırlatır gibi sıkıca tutmuştu.

Oray, sabırsız bir şekilde, "Beni içeri davet etmeyecek misiniz? Çok kırıldım açıkçası..." dediğinde, Dağhan'ın boynundaki damarların şiştiğini görmüştüm.

Kendini tutmaya çalışıyordu.

Kendini değiştirmeye çalışıyordu. Çünkü tanıdığım Dağhan, bu adamı şuracıkta döverek öldürebilirdi.

Derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalıştıktan sonra, "Gitmek için on saniyen var. Geri sayımım bittiğinde polisi arayıp suratına sağlam bir yumruk indireceğim." dediğinde, Oray denen ruh hastası manyak, histerik bir kahkaha atıp, yanımızdan geçmiş ve kendini salondaki tekli koltuğa atmıştı. Kapıyı kapatıp arkasından salona geçtiğimizde, küçümseyerek "Senden daha büyük bir adım beklerdim, Dağhan Dumaner." demişti.

Dağhan'ın adını bastırarak söyledikten sonra duraksamış ve yüzüne sinir bozucu bir gülüş yerleştirip, "Dekorasyonu beğendim. Senin gibi büyüleyici, Miray..." demişti. Tam devam edecekken sözünü kesen şey, Dağhan'ın ışınlanır gibi onun yanına gidip yakasına yapışması ve koltuktan kaldırıp, duvara yapıştırmasıydı.

"Sana, gitmen için son bir şans veriyorum, piç herif."

Her bir kelimesini heceleyerek söyledikten sonra, "Aksi takdirde sakin kalmam. Buradan cesedin çıkar." diye devam etmişti.

Adam kahkaha atıp, "Yapma... Bir korkak ile anlaşma yapmam. Muhatabım tam karşıda bize bakıyor, Dumaner." dediğinde, Dağhan'da onu duvara tekrar çarpıp, "Burada ki tek muhatap olacağın kişi benim. Ona bakman bile ölümünün habercisi olur." demişti.

''Dağhan...'' uyarıcı ses tonum onu kendisine getirirken, Oray'ın yakasını bırakıp birkaç adım geriye gitmiş ve elini cebine atıp telefonunu çıkartmıştı.

Oray, küçümseyici bir ses tonuyla, ''Yapma, Dumaner. Polisleri mi arayacaksın?'' dediğinde, Dağhan'da ona rastgele bir bakış atmış ve telefona bir numara yazıp, kulağına götürmüştü.

Oray, ellerini iki yana açarak, koltuktan kalktıktan sonra, ''Lütfen polisleri arama. Ararsan ne yaparım ben?'' demiş ve kahkaha atmıştı. Dağhan kaşlarını çatmış bir şekilde hala açılmayan telefonu kulağında tutuyordu.

BURSLU♠2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin