|41|. Hediye

1K 61 68
                                    

Merhabağğğlar Bursist'leriim💗 Nasılsınız bakalııım? Nasıl geçiyor tatiller? Umarım çok keyifli geçiyordur. Ah umarım Çağan'ı özlemişsinizdir çünkü bu bölümde bol bol o olacak. Bu bölümle beraber söylemek istediğim bir şey daha var. Bu bölüm benim için her bölümden daha özel olacak çünkü bunu yazarken ben hem güldüm hem eğlendim hem de duygulandım. Umarım size de aynı şeyler geçer, güzelliklerim. Şimdi tamam konuşmamı sona saklayarak sizi çok sevdiğimi söylemek istiyorum. Bu özel bölüme yakışacak kadar çok yorum istiyorum sizden. Lütfen, çok yorum yapın❣️ iyi okumalaaar🌷💃🏻

Multi: Dağhan

Bölüm Şarkısı: Rita Ora- Anywhere

👪

Düşünceler...

İyi düşünceler...kötü düşünceler. Hepsi birbirine karışıyordu.

Sesler...

İyi sesler, kötü sesler...sessizlik. Hepsi sessizliğin içinde bütünlük bulup düşüncelere yansıyordu.

Başımda bir zonklama hissediyordum. Sanki birisi eline bir çekiç alıp, başıma sertçe vuruyordu. Düşünemiyordum. Düşünemiyordum çünkü düşüncelerim hem imkansız hem bir o kadar da olabilir geliyordu.

Uzun bir sessizlik sonunda, kendimde 'Ne istiyorsun?'' diyebilecek kadar cesaret bulmuştum. Ama biliyordum ki, cesaretim bu kadardı. Korkuyordum.

Babamdan sonra annemi kaybetmekten deli gibi korkuyordum.

Babamın acısını daha yenememişken, annemin acısını da hissetmekten korkuyordum.

"Seni...seni istiyorum, Taşer."

Gözlerimden akan yaşlar, beni yavaşlatıyordu.

"Neredesiniz, istediğin bensem geliyorum." fısıldayarak dediğimde, "Adresi sana atıyorum, sevgilim. Sakın bundan maymun eski kocana bahsetme." demiş ve telefonu kapatmıştı. Arabamın anahtarına uzandığım sırada, kapının çalmasıyla göz yaşlarımı silmiş, yüzümü birkaç kez yıkamış ve iyi göründüğümü düşünerek kapıyı açmaya gitmiştim.

Dağhan'ın bir şeyden haberdar olmasını ilk defa istememiştim. Kapıyı açtığımda gülümseyerek elindeki poşetleri sallamış ve beni kendine çekerek sıkıca sarılmıştı.

Ah, Dumaner...

Kokusu bile beni öldürmeye yeten, güzel gözlü, dağınık saçlı adam...

"Elimde, hem meyveli hem çikolatalı pasta var! Hem de sana bir torba dolusu da erik aldım."

Ondan ayrıldığımda, poşetleri kenara koyup, "Bir sorun mu var?" demişti.

Başımı olumsuz anlamda salladıktan sonra karnıma giren küçük sancıyla, yüzümü buruşturmuştum.

Dağhan, endişeli bir şekilde "Miray?" dediğinde, nefes alıp vermiştim.

"İyiyim, iyiyim."

Dağhan, elini karnıma koyup beni içeri götürmüş ve koltuğa oturtmuştu. O sırada karnıma giren yeni bir sancıyla resmen belim bükülmüştü.

"Dağhan..."

Dağhan, benden daha telaşıydı. Cebinden telefonunu çıkartıp, birini seçmiş ve telefonu kulağına götürmüştü.

"Şey...sanırım Miray'ın sancısı geldi. Endişenlenmeli miyiz?"

Bana baktığında, iyi gibi görünmeye çalışıyordum ama gerçekten karnımda bir şeyler oluyordu. Bir bardak su içmeliydim. Dağhan doktorla konuşurken ayağa kalkıp mutfağa doğru yürümüştüm ama bir anda alttan su gibi akan şey ile duraksamıştım.

BURSLU♠2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin