Merhaba Bursist'ler💖 nasılsınız görüşmeyeli? İyisinizdir umarım. Bu aralar biraz hastayım ayrıca okul da açıldı. Size başarılı bir dönem diliyorum🦄 siz kesinlikle bu dönemi de mükemmel bir şekilde atlatacaksınız. Okul açılınca malum birkaç haftaya sınavlar başlar pek görüşemeyebiliriz. Ama bana kızmayın olur mu? Elimden geleni yapmaya çalışıyorum 🙈⚡️ bu arada yine bir sigara bölümü var dkpdşdpf Dağhan'ı öyle düşününce bir feels geçiriyorum da siz de geçirin istedim dkkdkd umarım abartı bulmazsınız dpcşfofo sizi çok seviyorum, iyi okumalar🍔🌹
Multi; Poyraz ⚡️
Bölüm Şarkısı: the neighborhood- the beach.
💥
Korkudan yutkunduğumda, Poyraz elini kapıya koyup, "Miray?" diye fısıldamıştı.
"Poyraz, lütfen git buradan, lütfen."
Ani hareketler yapmamaya çalışıyordum çünkü yalnız değildim. Su benimleydi ve benim kendimden önce kızımı düşünmem gerekiyordu.
Poyraz içeriye doğru bir adım attığında bende geri geri gidip, masanın üzerindeki telefonu almış ve hızlıca tuş kilidini açmaya çalışmıştım.
"Miray, ne sana ne de bebeğe hiçbir şey yapmayacağım! Lütfen benden korkma..."
"Hayır! Poyraz çık git evimden!"
Yanıma yavaşça yaklaştığında, korkuyla koltuğa yığılmıştım.
"Miray, sana zarar vermek istesem yanına böyle yaklaşmazdım."
Ona ne kadar hak versem de, ondan deli gibi korkuyordum. Yanıma oturup elimi tuttuğunda, elimi hızlıca çekmiştim.
''Benden korkmandan nefret ediyorum...''
Cevap vermediğimde, yanıma biraz daha yaklaşmış ve gözlerini gözlerime hizalamıştı.
''Biliyor musun? Seninle başka bir yerde, başka bir zamanda, başka bir şekilde tanışmayı çok isterdim.''
Cümlesini bitirdiğinde, bir şey demek için ağzını aralamış ama hemen vazgeçmiş ve acı bir şekilde gülümsemişti.
''...unutmayalım. Ben seni hak edecek en son adamım.''
''Poyraz...''
Sözlerimi kesen şey, Poyraz'ın dudaklarımdaki parmağıydı.
''İsmimi söylesen hep? Ben bununla da idare ederim.''
Gözlerimi kapattıktan sonra, ondan uzaklaşmış ve dudaklarımdaki parmağından kurtulmuştum.
''Poyraz, bizi kurtardığın için sana çok teşekkür ederim ama evime gelmen...yanlış. Hemde çok yanlış. Tam seni unuturken, senin gelip kendini hatırlatmak... ne bileyim beni yoruyor...''
Çokça duraksamıştım ama Poyraz beni dikkatle dinliyordu. Elimi, koltuktaki elinin üzerine koyup, mırıldanarak sözlerime devam etmiştim.
''...ben daha çok yorulmak istemiyorum, Poyraz. Ben artık mutlu olmak istiyorum. Ben ne İrem'in oyunlarını, ne Suat'ın öldürme planlarını, ne de Sağanak'ın ayırma çabalarını istemiyorum ya da bir başkasının bizi üzmesini istemiyorum. Ben, sadece Dağhan ile mutlu olmak istiyorum.''
İşte o an, Poyraz'ın gerçekten acı çektiğini anlamıştım. Mutlu olmamı ister gibi bir hali vardı ama bencil bir şekilde kendini de düşünmek istiyordu. Salondaki sessizlik, gittikçe büyük bir gürültüye dönüşürken, kendi sesimin duvara yankı yapıp bana ulaştığını ve beni yok etmeye çalıştığını düşünüyordum. Poyraz, bu uzun, sağır edici sessizliğin ardından, iri ellerinin içine elimi almış ve dudaklarına götürüp avucumun içini öpmüştü. Normalde Dağhan bunu yaptığında, kalbim hızla çarparken, şuan hiç olmayacağı kadar yavaş atıyordu. Aslında aramızda hiçbir şey olmamasına rağmen, Dağhan'ı aldatıyor gibi hissediyordum bu ise vicdanımın beni sinir etmesine yol açıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BURSLU♠2
Teen Fiction''Bu kitap 'Burslu' adlı kitabın devamıdır.Bunu okumadan birinci kitabı okumanızı öneririm.'' |♦| Sonunda evlenen Dağhan ve Miray'ı daha neler bekliyordu? Sona mı gelmişlerdi? Yoksa kendilerine bir başlangıç mı yaratmışlardı? |♦| ''Elleri...