Merhabağ Bursist'lerim. Nasılsınız? 🙈 aslında bölümün dün gelmesi gerekiyordu ama telefonum kafayı yedi ve yayımlayamadım. Bunun için özür dilerim. Telefonumun böyle gereksiz saçmalıkları sinirimi bozuyor... Neyse umarım beğeneceğiniz bir bölüm olmuştur. Sizi çooook seviyorum bol bol bol bol yorum 🐱🌬🥕💖
Bölüm Şarkısı: I have lost myself again
Multi: Bilge💧
🍁✨
Miray'ın Ağzından:
Korkuyordum.
Çok korkuyordum.
Sanki zaman durmuştu. Elimdeki fuları, Çağan'ın yarasına bastırırken, konuşmaya çalışıyordum ama sanki dilim dönmüyordu. Ambulans ekipleri koşarak geldiğinde, bir kadın görevli bana bakarak, ''Çekilmeniz gerek.'' demişti.
''Onu bırakmam.''
Çağan, zoraki bir gülümsemeyle bana baktığında, gözlerinde ne kadar acı olduğunu görmüş ve gözlerimden akan yaşları umursamadan sıkıca elini tutmuştum.
''Sana bir şey olmayacak...''
Çağan'ın gözleri kapanıyor ama o açık tutmaya çalışıyordu.
''Bak ağlama ama...''
Sözlerini kesen şey, acıyla yüzünü buruşturmasıydı.
''Bakın hemen çekilmeniz gerek!''
Dağhan beni sıkıca tutarak kaldırdığında, görevlilerde Çağan'ı sedyeye yerleştirerek, ambulansa götürmüşlerdi.
''Dağhan, ambulansa binelim!''
''Arabayla gideceğiz, güzelim. Gel hadi.''
Beni zorla arabaya götürdüğünde, hızla ambulansın arkasından yola koyulmuştuk. Ellerimi yüzüme koyarak ağlamaya başlamış ve ''Hepsi benim yüzümden...'' diye mırıldanmaya başlamıştım.
''Miray...''
Eli, yüzümdeki elimin tutup yüzümden uzaklaştırdığında, ona dönmüştüm.
''Şimdi sırası değil, tamam mı? Oğlumuzu da düşünmen gerek. Çağan iyi olacak."
Başımı yavaşça salladıktan sonra, Dağhan'ın elini bırakmış ve başımı cama yaslamıştım. Barı almaya çalışan adam ve İrem neden bunu yapıyordu? Neden bir bar onların gözünü , insanları öldürmeye kalkışacak kadar karartmıştı?... Çağan güçlü birisiydi ve bir kurşunla da ölmeyecek kadar sabırlıydı. Şimdi kardeşim için benim de güçlü olmam gerekiyordu. Ambulansın ardından bizde hastanenin önünde durduğumuzda, arabadan hızlıca inip koşarak ambulanstan çıkartılıp sedyeyle içeri götürülen Çağan'a yetişmiş ve sıkıca elini tutmuştum.
"Hepsi geçecek kardeşim... Hepsi geçecek... Sen daha yeğenini seveceksin... sen daha ona su börekleri alacaksın. Bizim için güçlü ol bak buradayız seni bekliyoruz..."
Hemşire ameliyathaneye geldiğimizde, bana bakarak "Lütfen hastayı bırakın." demişti. Elimi Çağan'ın elinden çektikten sonra kapının yanına çökmüş ve ağlamaya başlamıştım. Dağhan, koşarak yanıma gelip diz çöktüğünde, "Ölmeyecek değil mi?" diye bir soru sormuştum.
Ellerini omuzlarıma koyup beni kendine çekmiş ve saçlarımı öpmüştü.
"Söz veriyorum, ölmeyecek. Dağhan Dumaner sözü..."
"İrem ve o herif ne olacak?"
"Yaptıkları asla yanlarına kalmayacak... onları bulacağım.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BURSLU♠2
Teen Fiction''Bu kitap 'Burslu' adlı kitabın devamıdır.Bunu okumadan birinci kitabı okumanızı öneririm.'' |♦| Sonunda evlenen Dağhan ve Miray'ı daha neler bekliyordu? Sona mı gelmişlerdi? Yoksa kendilerine bir başlangıç mı yaratmışlardı? |♦| ''Elleri...