Multi; Direnç (kalp krizi geçirebilirsiniz jdjsndj)Keyifli Okumalar ❤❤❤
Uzun ve sessiz koridorda hızlı adımlarla yürüyüp 300 no lu odaya girdim. Karel'i bu odaya almalarının üzerinden iki saat geçmişti ve hala baygındı. Uyanmasını ve ona güzel haberi vermek için can atıyordum.
"Güneş kaç saattir bir şey yemedin sen." dedi abim yanına oturduğumda. Elimdeki çayın birini ona vererek "Canım istemiyor abi." dedim ve diğer bardağı da sehpaya koydum.
Odada bulunan koltuğa oturmuş, Karel'in uyanmasını bekliyorduk. Direnç yoğun bakımın bulunduğu kattaydı. Bir yanımda onun yanına gitmek istiyordu ama Karel'i burada bırakmak içime sinmiyordu.
"Abi ben Direnç'e bakıp geleceğim." dedim dayanamayıp. Tam koltuktan kalkacaktım ki abim birden bileğimi tuttu. Yüzüne sorarcasına baktım.
"Sevgilin mi?" dediğinde gözlerim fal taşı gibi Açıldı. Direnç ve ben? Sevgili?
"Anlamadım." dedim yalan söylerek. Bileğimi bırakıp yanıma dikeldi. "Eve de onunla geldin. Yoksa dün gece bana yalan mı söyledin Güneş?" dediğinde bir an dilim tutuldu. Ne diyeceğimi bilemedim.
"Ben yalan söylemedim." dedim kendimi savunarak.
"Karel, geceyi yurttan bir arkadaşınla geçireceğini söyledi." dediğinde jeton son anda düştü. Karel, abimin Direnç ile birlikte olduğumu bilmemesi için yalan söylemiş olmalıydı.
"Şey evet. Ben arkadaşımdaydım." diye geveledim. Neden yalan söylediğimi bile bilmiyordum. Tek kaşını kaldırdığında artık dayanamayıp "Abi gitmem lazım." dedim ve kaçtım odadan. Kafam daha fazlasını kaldıramayacaktı.
Yoğun bakım ünitesinin olduğu yere geldiğimde etrafıma bakındım. Gözlerim Direnç'i arıyordu ve ortalıkta hemşire ve görevlilerden başka kimse yoktu. Köşeyi döndüğümde gözüme birisi takıldı. Duvar köşesine sinmiş, uyuklayan birisi. Direnç...
Hızlıca yanına gittim fakat o kadar yorgun gözüküyordu ki onu uyandırmak gelmedi içimden. Tam yanına diz çöktüm ve kafasını kollarım arasına alıp göğsüme yatırdım. Oldukça yavaş hareket ediyordum çünkü uyandırmak istemiyordum onu. Zor zar da olsa üzerimde ki ceketi sıyırdım ve kollarına örttüm. Bir ara kıpırdandı fakat uyanmadı.
Çok yorulmuştu. Bitkin düşmüştü. Toparlanması biraz zaman alacaktı ama her şey zamanla yoluna girecekti.
Saçlarını okşayıp, güzel yüzünü izlemeye başladım. Göz altları hafif morarmıştı. Parmaklarım acımasın diye tıraşladığı yüzüne dokundum. Uzanıp alnının köşesinden öptüm ve başımı başına yasladım. Tam bende uyuyakalacaktım ki Direnç kollarım arasından sıçrayarak uyandı.
"Direnç buradayım sakin ol." dedim elini tutarak. Bir kaç saniye nerede olduğunu idrak etmeye çalıştı ve yüzünü buruşturarak elini şakaklarına götürdü. "Başım ağrıyor." diye mırıldandı. Daha sonra ayaklandı ve "Sen ne zaman geldin?" diye sordu. Kalkıp yanına dikildikten sonra "Bir kaç dakika oldu." dedim. Kafasını sallayıp camekan yere yürüdü. Peşinden gittiğimde, büyük camın ardında Cenk'in yattığını gördüm. Etrafında bir sürü makine vardı ve derin derin uyuyor gibiydi.
"Direnç, hadi gel odaya inelim." dedim kolundan tutarak. Başını iki yana sallayıp "Ben burada kalacağım Güneş." dedi. Bir şey demedim ve sadece kafamı salladım. Haklıydı, kardeşinin yanında olmak istiyordu. Koluna girip başımı omzuna yasladım ve tıpkı onun gibi, Cenk'i izlemeye başladım. "Bir iyileşsin de neler yapıyorum ben ona." dedi burukça gülümseyerek. Sessizce güldüm. "Onu çok seviyorsun." dedim. Kafasını salladı ve ellerini cebine koydu. "Tek dostum o." dedi. "Küçükken onunla tanıştığımda hiç anlaşamayız sanmıştım. Sonuçta babamın annemi aldattığı kadının oğluydu. Hatta nefret bile etmek istedim Cenk'ten. Ama o öyle bir çocuktu ki, beni kendine çekti. Öz kardeş gibi olduk." derken camın ardında yatan Cenk'e dalmıştı. Gülümsedim ve "Kardeş olmak için aynı anneden dünyaya gelmeye gerek yok." dedim. Kafasını salladı ve arkasını dönüp oturağa oturdu, bende yanına. Kafasını bana çevirip saçlarımı okşadı. Gülümsedim. "Sen iyi görünmüyorsun. Hiç uyumadın mı?" diye sorduğunda gülüp yanağını sıktım "Sen benden daha berbat gözüküyorsun." dedim. İlk defa içten bir şekilde gülüp beni göğsüne yatırdı. "Yaşananlar kolay değildi Güneş...hiç kolay değildi." dedi iç çekmeden önce. Kafamı sallamakla yetindim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cennetin Lekesi (TAMAMLANDI)
General FictionRuhu, aydınlığın karanlık mahzenlerine saklanmıştı. O bir lekeydi. O...Cennetin Lekesiydi.