Multi: Direnç ve Güneş
***
Uçsuz bucaksız bir karanlığın içinde hissettinizmi kendinizi? Düşünün ki, dünyanın ışığını kapatmışlar ve her yer zifiri karanlık. Tek bir ses yok. Sadece rahatsız edici o tiz çınlama. Kulakları sağır edercesine olan bir ses.
İnsanın kendini en çok korktuğu şeyin ortasında bulması ne kadar da kötü bir şeydi. Hayatım boyunca, en çok sevdiğim ve korktuğum şey denizdi. Hem yanına yaklaşmaya korkardım hemde dibine kadar gelmek için can atardım. Fakat hiçbir zaman , en sevdiğimin beni içine çekeceğini hesaba katmamıştım. İşte, o parlak gecede suyun beni kendine hapsetmesiyle ve vücuduma dolanan ellerle herşey değişmişti.
Herşey...
*****
Göz kapaklarım ve göğsümdeki iğrenç sızlama, uyanmama engel oluyordu. Üşüyordum. Soğuktan zevk alan ben, gerçekten çok üşüyordum. Ellerimi kaldıracak halim yoktu ve kaslarımda zaten herhangi bir eylem gerçekleştirmek için bana yardımcı olmuyorlardı.
Cılız bedenimi biraz daha zorladım ve gözlerimi araladım. Beni ilk karşılayan beyaz bir tavan oldu. Zaman, mekan vs. Hiçbirşey hakkında bir bilgiye sahip değildim. Tek bildiğim uyandığım yerin beyaz bir tavanı olduğuydu.
Nasıl yani?
Bir saniye.
Bedenime dolanan kollar,
Dudaklarıma değen dudaklar,
Ve bir ses.
Evet evet. Birinin sesini hatırlıyordum. Bana nefes almamı söyleyen bir ses. Şuan yaşıyormuydum? Gözlerimi tekrar kapadım ve açtım.
"Gerçekten yaşıyorum." diye mırıldandım. Kafamı yavaş hareketlerle çevirdiğimde büyük bir şoka uğradım. Burası benim evim değildi. Bu koltuk, bu televizyon. Ah! Allahım neler oluyordu?
Bedenime saplanan ağrıyı umursamadan doğruldum. Yeni bir şokum ise üzerimdeki kıyafetlerin farklı olmasıydı. Daha doğrusu üzerimde sadece bir kumaş parçasının olmasıydı.
"Heey! Neler oluyor? Neredeyim ben?" diye bağırdım büyük salonda birkaç adım atarak. Ellerimi saçlarıma daldırdım ve sakin olmaya çalıştım.
Ben nasıl kurtulmuştum? Nasıl buraya gelmiştim? Bu kıyafetler kimindi?
"Merhaba."
Yerimden sıçradım ve sesin sahibine döndüm. Sanırım çığlık atmıştım ki, karşımdaki kişi kulaklarını kapatmak zorunda kalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cennetin Lekesi (TAMAMLANDI)
Genel KurguRuhu, aydınlığın karanlık mahzenlerine saklanmıştı. O bir lekeydi. O...Cennetin Lekesiydi.