(Twilight soundtrack VE İndila - S.O.S - bu iki şarkıyı bölüm sonuna kadar dinleyerek okuyun)(Multidekiler hikayeye yeni katildi :D)
Keyifli okumalar ❤❤
*****
GELECEKTEN
Maviyi sevmemin en büyük sebebide oydu. Fakat tek fark, onu maviden daha çok seviyordum...
*****
Neden bu kadar hayal kırıklığına uğramıştım ki?
Sevgilisi olabilir di. Yada bir başkası. Bunun için üzülmem ve huzursuz hissetmem saçmaydı.
"Ben şey için gelmiştim...şey...ııı. Ben gideyim." diye saçma sapan bir cümle kurup tam arkamı dönüp gidecektim ki , kapıdaki kız telaşla seslendi. "Dur dur." dedi gülerek. "Direnç için geldiysen, o içeride. Gel."
Anlamazca kaşlarımı çattım. Bu kız Direnç'in sevgilisi olabilirdi ve bu durumda beni içeri davet etmesi dünyanın en absürt teklifiydi.
"Sorun değil. Rahatsız ettim." dedikten sonra tekrar arkamı dönmüş gidecekken bu sefer içeriden Direnç'in sesini duydum.
"Abla. Gelen kimmiş?"
O an hissettiğim rahatlamayı, başka hiç bir zaman hissetmemiştim.
Bir saniye.
Karşımda ki kız Direnç'in sevgilisi olmadığı için sevinmiş miydim ben?
"Güneş." dedi Direnç şaşkınca. "Bir sorun mu var? İyi misin?" dedi yanıma gelirken. Telaşlı ve meraklı hali içten içe önemsendiğimi hissettirmişti bana.
"Hayır. Yani evet. Yani iyiyim sorun yok. Ben..." diye mırıldandım. "Öylesine gelmiştim."
Direnç gülümsedi ve kolumdan çekerek içeri soktu beni. Ablası olan kız ise arkamızdan kapıyı kapattı. "Hoşgeldin Güneş. Ben Ela." dedi içten bir şekilde gülümseyerek. Uzattığı elini sıktım ve bende gülümsedim "Tanıştığımıza memnun oldum." dedim.
"Ee hadi ne duruyoruz. İçeri geçelim." dedi Direnç keyifle. Mutlu gözüküyordu. Biraz şaşırmıştım doğrusu. Çünkü bir ablası olduğundan bahsetmemişti.
Koltuğa oturdum. Ela karşı koltuğa otururken, Direnç'te benim yanımda yerini almıştı.
"Direnç bana Güneş'ten hiç bahsetmemiştin." dedi gülerek Ela. Gergin bir şekilde gülümsedim. Direnç'in ne cevap vereceğini bekliyordum.
"Kimseye ondan bahsetmedim." dedi gözlerime bakarak. Hafif bir utançla gülümsedim. Onun için bu kadar özel olduğumu bilmek, içimde bir yerlerde kıpırdanmalara sebep oldu.
"Biz yeni tanıştık. Yani bir buçuk ay kadar oldu." dedikten sonra Direnç'e baktım "Beni boğulmaktan son anda kurtardı." Gözlerine bakıp gülümsedim.
Ela imalı bir bakışla Direnç'i süzdü. "Demek öyle." dedi bacak bacak üstüne atarak. Kafamı salladım.
"Denize düştü." dedi Direnç gülerek. Ela'nın gözleri şaşkınlıkla büyüdü. "Çok geçmiş olsun Güneş. Sanırım kardeşimle gurur duymalıyım."
Omzumu silktim. "Direnç'e çok şey borçluyum." dedim. Ela anlamazca tek kaşını kaldırırken Direnç demek istediğimi anlayıp gülümsedi.
"Siz çok tatlısınız." diye sevinçle seslendikten sonra yanımıza oturdu Ela. "Ne zamandır sevgilisiniz? 2 hafta oldu mu?" dediğinde öksürmeye başladım. Kendi tükürüğünde boğulan ilk insan olarak tarihe geçecektim. Direnç benim aksime keyifle güldü. "Abla. Lütfen. Biz...arkadaşız." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cennetin Lekesi (TAMAMLANDI)
Ficción GeneralRuhu, aydınlığın karanlık mahzenlerine saklanmıştı. O bir lekeydi. O...Cennetin Lekesiydi.