🌹37.BÖLÜM🌹

51 3 9
                                    

Direnç'in elini saatlerdir hiç bırakmadan sıkıca tutuyordum. Gerginliğim hat safhaya, hatta Nirvana'ya falan ulaşmıştı. Yeni manikür yapılan tırnaklarımı kemirmemek için zor tutuyordum kendimi. 

Düğünün yapılacağı konağa geldiğimizden beri bekleme odasındaydık. Direnç üç dakika da bir iyi olup olmadığımı soruyor, Karel eksik bir şey var mı diye etrafta koşturuyor, ağabeyim ve diğer arkadaşlarımda konuklarla ilgileniyordu. Tam anlamıyla örgütlenmiş ve her şeyin mükemmel gitmesi için uğraşıyorduk. 

"Rahatla." dedi Direnç avucumun içine küçük bir öpücük kondurarak. Gülümseyip dediğini yapmaya çalıştım ama bu pek mümkün değildi. Elini karnıma götürüp "Sende rahatla babacığım. Anne ile baba evlenip gelecekler." dediğinde kahkaha atmaktan geri koyamadım kendimi. 

"Direnç." dedim birden karnımda hissettiğim baskıyla. Kafasını eş zamanlı kaldırarak bana baktı. "Güzelim?" 

"Direnç şey..." 

"Ne güzelim söyle."

"Çişim geldi." dedim utana sıkıla. Güldü fakat gözleri gelinliğimin kabarık eteğini bulunca düşünceli bir hale girdi. 

"Şey...dur güzelim Karel'i çağırıp geliyorum." 

Lanet çiş. Hep en uygunsuz zamanda geliyordu. Örneğin yatağa yattığımda, kapıdan girdiğimde ve düğünümde. Bu berbat bir durumdu. Bu, çok ama çok berbat bir durumdu. Çünkü bu kabarık gelinlikle klozete oturmam mümkün değildi. Ama tuvalete çıkmazsam bu hem benim için hemde bebeğim için sorun teşkil edecekti. 

Direnç'in odadan çıkışını izlerken sabırsızlıkla bacağımı sallamaya başladım. Bir an önce gelse iyi olurdu. Çünkü, düğününde altına işeyen ilk gelin olmak istemiyordum. 

Aradan beş dakika geçti geçmedi, Direnç Karel ile odaya geldi. Arkalarından ise Ela, İpek ve Suna teyzenin kızı Rana girdi.

"Kızlar planı açıklıyorum. Ela sen kuyruktan, İpek sende duvaktan tutacaksın. Ben ve Rana'da gelini tutacağız. Herkes anladıysa başlayabiliriz." 

Karel bir ajan edasıyla bu saçma planı anlatırken ben defalarca gözlerimi devirdim. Direnç arkadan kıkır kıkır gülüyor ve anın keyfini çıkarıyor gibiydi. Ama ben hiç keyifli değildim. Hem de hiç. 

"Hop hop." dedim bana doğru yaklaşan kızları durdurarak. "Kasap gibi geliyorsunuz üstüme. Alt tarafı eteğimi tutacaksınız." dedim sitemle. Karel gözlerini devirip "Kızlar siz onu dinlemeyin. Şuan muhattabımız sadece gelinlik." dedi ve yanıma gelip beni de kaldırdılar. Ela, İpek ve Rana kıkır kıkır gülerken Direnç'de onlara katılıyordu. 

"Allah'ım sen bana sabır ver." diye mırıldandım. 

Lavaboya girdik. Fakat dört kız buraya sığmak çok güçtü. Gelinliğimin üstüne basılacak diye yüreğim hop ediyordu zaten. 

"Güneş yaslan bana." dedi Karel kollarını açarak. Kaderime razı gelip kollarımı ona doladım. Herkes Karel'in saçma ötesi planına uyarak görevlerini yerine getiriyorlardı. Gelinliğim havaya kalktığında Karel'İn yardımıyla klozete oturdum ve o eşsiz rahatlamayla kendimi salıverdim. 

İşemek adına bir şiir yazılabilirdi. 

"Güneş, Direnç. Hadi aşağı ineceksiniz." diye seslendi Cenk içeriden. Birden kalbim hızlandı ve kızlara "Hadi hadi ayy." diye bağırdım. Son işlemleride halledip zorlukla tuvaletten çıktık. Kızlar üzerimi düzeltirken Direnç muzhip bir ifadeyle elimi tutup güldü. Kaşlarımı çatarak "Eğer dalga geçecek olursan, daha evlenmeden boşarım seni." dedim ve kararla önüme döndüm. Direnç'de tehtidimden ötürü ağzını kapadı ve bir daha açmadı. 

Cennetin Lekesi (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin