ÜÇ

5.4K 763 15
                                        

Beklenilen gün gelmişti, Damlanın bir hafta boyunca organize ettiği kampa gidiyorduk.
Aslında ben istemiyordum, zorla götürülüyormuş gibi hissediyordum. Neden olduğunu bilmiyordum ama içimde kötü bir his vardı. Bu pek hayra alamet olduğu söylenemezdi. Korkuyordum evet, endişeleniyordum da aynı zamanda. Ama gidip görmeden bir şey diyemezdim. Gidecektim ve yüzleşecektim. Belki bir ayı veya domuz, hayatlarımızda biraz adrenalin ve heyecan gerekmezmiydi? Biraz fazlamı olmuştu ne? Benim gibi şüpheci bir kız için domuz, ayı veya her neyse, fazla kaçmazmıydı? Hâlâ korkuyordum. Tüm hafta boyunca Damla ile alış veriş yapmıştık. Sponsorum olarak Damla hiçbir şeyi almamazlık etmiyordu. Çadırlarımızdan giyeceğimiz giysilere kadar o ayarlamıştı. Sanırım bu ona pek pahalıya mal olmamıştır. Sonuçta bir haftalık harçlığını feda etmişti, ne de olsa haftaya yerine yeni parası yatardı değilmi?
Onun bana aldığı tüm kamp malzemelerini kapının önüne yığdım, şimdi burada olurdu. Telefonda sesi pek heyecanlıydı.
Pek fazla beklememiştim doğrusu, Damla birkaç saniye sonra arabasıyla yanımdaydı. Bu gün garajlarından dağ seyahati için 4×4'ü çıkarmıştı. Oldukça havalı gözüküyordu. Gözlerinde gözlükleri ve koca gülümsemesiyle kampa tamamen hazırdı. Kapıyı açıp dışarı çıktı. Üzerinde kısa kot bir şort, üzerinde mavi bir bluz ve üstünde kot bir ceket vardı. Bu onu oldukça havalı ve seksi gösteriyordu.
"Ne haber güzellik?" diye selam verdi yanıma gelirken.
"İyi," dedim düz bir sesle. Bu gün oldukça heyecanlı ve isteksizdim. Neden bu kamp olayını kabul etmiştim ki?
Bazen ben dahi kendimi anlayamıyordum, nerede ne yapacağım hiç belli olmuyordu. İşte size dengesizliğimi kanıtlayan bir şey daha...
"Hadi bunları arabaya yükleyelim."
Sesi kendisi kadar heyecanlıydı.
Ağır eşyaları yavaş yavaş kamyonete yükledik, Tanrım, arabası olmasa bunları asla taşıyamazdım. Makyaj malzemeleri ki bunları Damla ısrarla getirmemi istemişti benden.
Kampta dahi olsak yine de güzelliğimizden taviz vermemeliydik ona göre. Bu benim için geçerli değildi. Ben her zaman doğallıktan yanaydım.
Çadır, giyecekler ve birkaç kamp malzemesini daha arabaya yükledikten sonra işimiz bitmişti. Kampa tamamen hazırdık.
"Hazırmısın?" diye sordu.
Hazırmıydım? Şuan kampa değilde gerçekten bir cenazeye gidiyormuş gibi hissediyordum. Ah kesinlikle hazırdım.
"Hiç olmadığım kadar," dedim sesimin neşeli çıkmasına özen göstererek. Oysa şimdi avazım çıktığı kadar bağırmak istiyordum.
"Atla hadi."
Damla çoktan arabaya ilerlemişti bile. Dönüp uzun bir süre evime baktım, benimle vedalaşmak kimsenin aklına gelmemişmiydi? Annem her zamanki umursamaz tavrıyla koltuğunda oturup televizyon izyordu. Birisi ona bir gün bu halde ölüo gideceğini haber etmesi gerekirdi. Hayat böyle sürüp gitmezdi ya.
Arabanın kapısını açıp içeri girdim, Damla motoru çalıştırırken ben orta parmağımı kaldırıp beni pencerede gizlice izleyen Emreye dil çıkarmamak için kendimi zor tutuyordum. Kısa bir zaman dahi olsa sizlerden kurtuluyordum.
"Nereye gidiyoruz şimdi?" diye sordum sıkkınca.
"Benzin istasyonuna. Depoyu fullememiz gerekir. Aksi taktirde yolun geri kalanını yürümek zorunda kalırız."
Sesi büyük bir olayı anlatır gibiydi.
"Kesinlikle yarı yolda kalmak istemeyiz,"dedim onu onaylayarak.
"Ama her şey harika olacak. Çocuklar çoktan yola çıkmış olmalılar. Onlar önden gidip çadırları kurup kamp ateşi yakacaklar. Ne hoş değilmi?"
Biran bayılacak sanmıştım.
"Biraz daha anlatırsan sanırım kusacağım, bu sadece sıradan bir olay." dedim yüzümü ekşiterek. Bu kadar abartılmaya gerek yoktu.
"Miray ve yine sıkıcı lafları. Kızım biraz romantik ol. Orada bizi bekleyen üç tane yakışıklı erkek var."
Bu sefer kesinlikle kusacaktım.
"Ben gayet normal bakıyorum olaylara, erkekleri gözünde çok büyütüyorsun," dedim ve oldukça haklıydım.
"Senin tüm erkeklere karşı bir ön yargın var. Bence ilk önce bunu aşmalısın. Kim bilir belki kamp boyunca fikirlerin değişir." Son söylediğini gözlerini kırparak ve biraz tonlayarak söylemişti.
Hayatımı mahveden erkekleri düşünüyordum. Kesinlikle böyle düşünmemde haklıydım. Hayatıma giren erkekler, babam ve kardeşim. Hepsi aynıydı. Birde annem vardı, tabii o istisna sayılırdı.
"Hayır canım, kararım hiç de değişmez. Bak önceden söylüyorum saçma sapan şeyler yapma!"
Bu konuda kesinlikle kararlıydım. Damla illaki birine ilgi duymam için beni zorlayacak, hatta çeşitli yöntemler deneyecekti. Buna asla izin vermezdim.

KÜLLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin