Bu bölüm ve gelecek bölüm Zeynep'in duygularına yoğunluk vermek açısından Zeynep'in ağzından 1. tekil anlatım olacak :) İyi okumalar :*
..
Her gününü, her dakikasını hatta her saniyesini onu özleyerek geçirdiğim üç ay geride kalmıştı. Özlemler, acılar, gözyaşları hiçbiri onu geri getirmiyordu, getirmeyecekti. Gitmişti. Bu kez hiç olmadığı kadar uzağa, hiç olmadığı kadar imkansıza. Sonsuza dek onsuzdum artık.
Ve hayat, her ne kadar bitmesini istesemde devam ediyordu. Güneş doğuyor ve batıyor, dünya dönüyor ve günler geçiyordu.
Ah gideni değil de kalanı boğar ayrılrılık,
yanar dağlar kadar,
Yanlızlıktır yoldaşın artık
mevsim hep sonbahar.
Tuğkan'ın mezarına son bir kez baktıktan sonra ayağa kalktım, daha fazla kalmamın bir anlamı yoktu. Mezarına baktıkça uyanacak olsaydı çoktan karşımda olurdu. Ve bu günlük bu kadar yeterdi.
Gitmek üzere çıkışa yönelmemle Kerem'i görmem bir oldu. Belli ki beni almak için buraya gelmişti, ama rahatsız etmemek için mezarın yanına kadar gelmemişti.
Beni farkettiğinde adımlarını bana doğru yönlendirdi.
"Kerem?" dedikten sonra ekledim. "Napıyosun burda?"
"Eve geldim" dedi Kerem de mahcup bir tavırla. "Yoktun. Burda oldugunu tahmin etmek çokta zor olmadı." deyince yine susarak bir fısıltı gibi ama duyabileceğim bir şekilde konuştu. "Zaten 3 aydır hergün burdasın."
"Biliyorum" dedim bende ona iyice yaklaşırken. "Ama sende hep yanımdasın, teşekkür ederim"
Kollarımı beline doladığımda onunda beni sardığını hisedebiliyordum.
Her zamanki yumuşak sesiyle "Yanımda olduğun için teşekkür etmene gerek yok Zeynep, buna ihtiyacın vardı." dedi. Kerem'le bu duruma nasıl geldiğimizi bilmiyordum, 3 ay önce kedi köpek olan biz şimdi ne haldeydik. Sarılıp ağlayabileceğim bir omuzdu artık benim için.
Ben bunları düşünürken, bir anda beni kendi bedeninden ayırarak gözlerimin içine baktı ve konuşmaya başladı. "Seni bir yere götüreceğim."
**
Arabadan indiğimizde denizin kokusu ciğerlerime doldu. Özlemiştim bu kokuyu, sonsuz maviliğini denizin. Ciğerlerimi bu özlediğim kokuyla doldururken Kerem konuşmaya başladı.
"Nereye geldiğimizin bir önemi yoktu." derken elimi tutarak koluna geçirdi. "Önemli olan 3 aydır kendini hapsettiğin mezarlık/ev ikileminden kendini kurtarman ve mezarlıktan başka bir yere gitmendi" dedi.
Bulduğumuz ilk banka oturur oturmaz gözlerini bana dikti. "Hayat devam ediyor Zeynep, ne olursa olsun"
Kerem'e sert bir sende mi?? bakışı attıktan sonra gözlerimi denize diktim. Ben de biliyordum ama öyle kolay olmuyordu hayatına devam etmek.
"Bana kızma, öyle sertte bakma. Gerçekler bu Zeynep. Hayat devam ediyor ve senin hayata karışman lazım. Yaşaman lazım. Çünkü ölmedin, hayatta-" derken sözünü kestim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Yaz Gecesi Rüyası
FanfictionHayalleri olmayan insan yoktur derler. Herkes hayaller kurar. Kimi insanın hayalleri bir günlüğün sayfaları arasına sıkışıp kalır, kimisinin hayalleri bir ağacın kovuğunda. Kimisinin hayalleri kayan bir yıldızla birlikte yok olur, kimisinin hayaller...