Bölüm 42 | Tutsana ellerimi.

5.1K 268 18
                                    

Merhaba, yeni bölüm sonunda erken gelebildi. Bölüm şarkısı multimediada. Kerem ve Zeynep'in kostümleri de multimedia'da. 

Bölüm'ü @mira_gungor'e ithaf ediyorum. Umarım beğenirsin canım :)) 

Yorumlarınız benim için çok önemli. Çünkü nereyi sevip, nereyi sevmediğinizle ilgili fikir sahibi oluyorum. Bir de gerçekten motivasyon oluyor. O yüzden yorumlarınızı merakla bekliyorum. Eksik etmezseniz çok ama çok sevinirim :) Ya bir de, ek olarak hikayenin genel gidişatıyla ilgili ne düşündüğünüzü bana tumblrdan da olur, buradan da olur, özel mesaj yoluyla da olur söyler misiniz. Şimdiden hepsi için koooocaman teşekkürler <33 

İYİ OKUMALAR :*

*

Uçurumun kenarında durmuş, kıyıya hışımla vuran dalgaları izliyordu Zeynep. Gözleri uzaklara dalmıştı. Kulağındaki kulaklıklardan, huzurlu mu, hüzünlü mü olduğu anlaşılamayan şarkılardan birisi geliyordu. Melodisinde huzur, sözlerinde hüzün olanlardan. Farkettirmeden insanın içine işleyenlerden. Fısıltılı bir şekilde müziğe eşlik ediyordu Zeynep. Kasvetli bir hava vardı bugün. Rüzgar kışın gelişiyle hırçınlaşmış dalgaları daha da hırçınlaştırıyordu. Gri bulutlar, güneş ışıklarının yer yüzünü aydınlatmasını engelleyecek kadar çoktular. Zeynep uzakları izlerken, omzunda hissettiği dokunuşla birlikte arkasını döndü. 

"N'apıyorsun burada tek başına? Dalmışsın uzaklara." 

"Kafa dinliyorum biraz" dedi Zeynep gülümseyerek. Üşümüş ellerini kahvesinin sıcaklığında ısıtmak için elindeki bardağı iyice sıkı tutarken, bir yudum daha aldı. "Hem hazırlanmaya çalışıyorum. Kendimi toplamam lazım." 

"Endişeli misin yoksa?"

""Endişeli değilim de..." Düşünceli bir şekilde başını iki yana salladı Zeynep. "Nasıl söylesem. İçimde bir korku var "ya beceremezsem" diye."  

Adam ellerini Zeynep'in omzunun iki yanına koydu. Gözlerinin tam içine baktı. "Zeynep, saçmalama. Endişeleneceğin hiçbir şey yok. Yapabileceğini ikimiz de biliyoruz." 

"Bakalım" dedi Zeynep, kahvesinden bir yudum daha alırken, telefonun çalmasıyla adamın yanından biraz uzaklaşıp, telefonu açtı. 

Gülümseyerek, "Aşkım" dedi. 

"Aşkım aşkım diyorsun ama bir haftadır bana vakit bile ayırmıyorsun Zeynep Hanım." dedi Kerem. Sesi aynı anda hem iğneleyici, hem de şakacıydı. Zeynep hangisine göre davranması gerektiğini şaşırdı. 

"Haftanın her günü çekim olduğunu sen de biliyorsun Kerem." dedi Zeynep. "Yoksa seni ne kadar özlediğimi sen de biliyorsun." 

"Öyle olsun" dedi Kerem gülümseyerek. 

Zeynep kaşlarını kaldırarak gülümsedi. "Hııım, aslındaaa..." 

Kocaman bir kahkaha attı Kerem. "Aslında?" 

"Bugün biraz erken bitiriyoruz"

"O zaman, bu demektir ki benimlesiniz hanımefendi."

"Sizinleyim beyefendi." 

"Setten alırım seni." 

"Hay hay efendim" Sonra telefondan Kerem'e öpücük gönderdi ve "Görüşürüz" dedi. 

"Görüşürüz" 

Zeynep telefonu kapatıp bir süre ekrana baktı. Yarın güzel bir gün olacaktı. Sonra arkasını döndü ve bıraktığı yere döndü. 

Bir Yaz Gecesi RüyasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin