Bölüm 38 | Kendi sonsuzluğumuz..

10.3K 502 93
                                    

İthaf listemi kaybetmiştim, o yüzden önceden ithaf istemiş olanlar varsa ve tekrar belirtirlerse çok sevinirim. Geçen bölüm de ithaf isteyenler olmuştu, onlardan başlıycam. Bu bölümü @efecaninherseyi'ne ithaf ediyorum. Umarım beğenirsin canım :)

Ve de bölüm şarkımız multimedia'da. 

Daha fazla konuşmadan, sadece yorumlarınızı merakla beklediğimi söyleyerek sizi bölümle baş başa bırakıyorum. 

İYİ OKUMALAR! :*

..

Zeynep uçağın daracık koridorunda hostesin gösterdiği yeri sonunda bulduğunda, arkasını dönüp Kerem’in peşinden gelip gelmediğini kontrol etti. Kerem’in geldiğini görmesiyle birlikte gülümseyerek cam kenarındaki yerine yerleşti.

Kerem’se elinde Zeynep’in kabin bavuluyla kenarlara çarpmamaya, insanları rahatsız etmemeye çalışarak yavaşça geliyordu. Sonunda oturacakları yere gelip Zeynep’in çantasını yerleştirdikten sonra yerine geçip oturdu.

“Gören de kalıcı olarak taşınıyoruz sanır” dedi gözlerini devirerek. “Zaten kocaman bir bavulun var,  nasıl sığdıramayıp bir de diğerini aldın anlamadım.”

“Ne yapayım?” dedi Zeynep omuzlarını silkerken. “Sığdıramadım işte.”

“Onu anladım zaten, hele çantayı taşırken daha da anladım. Anlayamadığım, nasıl olupta sığamadığın. Hele o diğer koca bavulunu gördükten sonra gerçekten anlamakta zorluk çekiyorum.”

“Anlayamazsın zaten canım, kız olsaydın anlardın. Öyle sizin gibi bir şort, bir tişört falan koyup kapatamıyoruz bavulu.”

“Valla güzelim” dedi Kerem, etrafındaki kadınları işaret ederek. “Etrafımızdakiler de kadın ama hiçbirinin seninki kadar eşya taşıdığını sanmıyorum.”

“Senin kadar dediğin, bir büyük bir de küçük bavul. Abartma istersen.”

“I-ıh” dedi Kerem hayır manasında başını iki yana sallayarak. “Benim bavuluma koyduğun eşyaları unuttun galiba?”

“Sen de benim eşyalarımı not ediyorsun galiba” dedi Zeynep. “Hem istemiyorsan söyleseydin, koymazdım ben de. Allah Allah. Seninle uğraşamıycam hiç.”

Zeynep Kerem’e arkasını döndü ve uçağın daracık penceresinden etrafı izlemeye başladı. Uçağın kalkmasına daha 7-8 dakika vardı ve Zeynep artık bir an önce kalkmasını istiyordu. Beklemeyi pek sevmezdi.

Dışarıyı izlemeye devam ederken, omzunda hissettiği ağırlıkla arkasını döndü ve Kerem’le burun buruna geldi. Bir süre öylece Kerem’e baktıktan sonra arkasını dönerek dışarıyı izlemeye devam etti.

“Ne kızıyorsun?” dedi Kerem. “Seninle uğraştığımı bilmiyorsun sanki.”

“Git başkasıyla uğraş” dedi Zeynep.

 “Peki ya ben sadece seninle uğraşmayı seviyorsam?”

Zeynep’in yüzüne sıcak bir gülümseme yayılırken, gülümseyerek arkasını döndü. Kerem de başını Zeynep’in omzundan kaldırmış ve yeşil gözlerini, Zeynep’in kahve gözleriyle buluşturmuştu.

Birkaç dakika öylece birbirlerine baktıktan sonra Zeynep başını Kerem’in omzuna yasladı. “Ciddi olmadığını biliyorum zaten.” dedi.

Zeynep’in saçlarının arasında ufak bir öpücük kondurduktan sonra derin bir nefes aldı Kerem. “Ee, madem öyle, neden kızıyorsun?”

“Belki deee..” dedi Zeynep, sesinde çocuksu bir tını vardı. “Belki de ben de seninle uğraşmayı seviyorumdur. Olamaz mı?”

Bir Yaz Gecesi RüyasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin