Bölüm 32 | Yağmura tutulmak.

16K 536 92
                                    

Gösteriye son 2 ve dolaylı yoldan sürprize de :)

Bölümü @frvrpjo'ya ithaf ediyorum. Umarım beğenirsin canım :)) İthaf isteyenler yorumda belirtebilirler. 

Bölümün son sahnelerini çok sevdim ben, yani çok severek yazdım. Umarım sizde seversiniz. Yorumlarınızı ve eleştirilerinizi büyük bir merakla bekliyorum!! 

Bölüm şarkımız multimediada. Dinlemenizi tavsiye ederim, her dinlediğimde bana Bir Yaz Gecesi Rüyası'nın Kerem'ini hatırlatır. Sanki Kerem için yazılmış gibi. Dinleyince ve hikayeyi okurken aradaki sözlerden siz de göreceksiniz :))

İYİ OKUMALAR :*

..

Kerem geri çekildikten sonra Zeynep'in gözlerine baktı. Belli ki konuşmak istiyordu Zeynep ama şaşkınlıktan konuşamıyordu. Kerem nasıl buraya gelmişti ki, oysa sadece biraz düşünmek istemişti Zeynep. Kendisiyle baş başa kalmak ve kafasını karıştıran şeylere yanıt bulmak. 

Zeynep sonunda konuşacak cesareti kendinde bulduğunda, "Sen nasıl geldin buraya?" diye sordu. 

"Vapurla" diye muzipçe sırıttı Kerem, ama Zeynep'ten karşılığında sert bakışlar aldığında gülüşünü bastırdı. 

"Burada olduğumu nereden biliyorsun?" diye sordu Zeynep yeniden. 

Elini Zeynep'in elinin üzerine götürdü Kerem. "Önemi var mı?" 

"Hemen şimdi gideceğin için yok" dedi Zeynep sert bir ifadeyle elini Kerem'in elinden kurtardıktan sonra hışımla ayağa kalktı. "Sezen sana yardımcı olsun kapıya kadar"

"Zeynep" dedi Kerem. "Beni bir dinler misin?"

"Dinlenecek bişey yok" dedi Zeynep ve evdeki yardımcıları Sezen'e çağırmak üzere ağzını açmıştı ki, Kerem'in elini ağzına bastırmasıyla susmak zorunda kalmıştı. 

Kerem bir süre sonra elini çektikten sonra, umutsuz bir ifadeyle, "Lütfen" dedi. "Beni bir dinler misin Zeynep?" 

Neden sonra Kerem'i gördüğü andan beri koruduğu gardını bir anda indiriverdi Zeynep. Kerem'i gördüğü andan itibaren tuttuğu gözyaşları şimdi kendilerini bırakmıştı kahve gözlerinden. 

Zeynep bir anda kendini cam pencereden bahçeye atıp, uçurumun kenarına kadar ilerledi. Önünde artık evin korkulukları vardı. Ellerini korkuluklara yasladıktan sonra, önünde uzanan denizin kokusunu derin derin çekti içine. Gözyaşlarını durdurmaya ihtiyacı vardı ama durduracağına, giderek hıçkırıklara dönüşüyorlardı. 

Kerem arkasından takip ettiği Zeynep'in arka çaprazında duruyor, sadece öylece izliyordu. Aslında içinden yanına gitmek, hıçkırıklarla sarsılan bedenini sımsıkı sarmak geçiyordu ama korkuyordu yanına gitmekten. Biliyordu yanına gitse tersleneceğini. 

Neden sonra Zeynep gözyaşları içinde arkasını döndü, "Kerem, gider misin?" diye sordu usulca. 

"Gitmem" dedi Kerem aynı şekilde Zeynep'e cevap vererek. Sonra Zeynep'e yaklaştı, "Sen beni dinlemeden şurdan" dedi yine eliyle işaret ederek. "şuraya gitmem."

"Dinlemek istemiyorum" 

"Zeynep sen ne yaptığının farkında mısın?" dedi Kerem. Sesinde az önceki sakinliğinden eser yoktu. "Sen beni dinlemeden yargıladın, Kerem benimle oyun oynadı dedin. Ya sen bana bu kadar mı güveniyorsun?"

"Sorun da o ya, ben sana çok güveniyordum. Sen benim o güvenimi paramparça ettin ama, ya sen beni resmen yıktın." 

"Güveniyorsun öyle mi? Güvendiğin için mi şu an beni dinlemek bile istemiyorsun?" 

Bir Yaz Gecesi RüyasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin