M-1 "Hayallere daldı!"

1.4K 56 24
                                    

Hayatınız her zaman istediğiniz gibi gitmez. Bazen inişler bazen de çıkışlar vardır. Hayatı, hayat yapan unsurlardır.

Ne zaman istediğiniz gibi gitmedimi birşey kaçacak yer ararsınız. Rüyalar... kaçmak için hazırlanmış kusursuz bir yoldur. Hayallere dalıp gideriz. Hayal dünyamız, gerçek dünyadan çok daha ağır basar ve dengemizi şaşarız.

Tıpkı o gün olduğu gibi... Dengemi şaşmıştım. Daha yeni uykudan uyanmama rağmen arabada uyuyakalmıştım. Beni dürten servis arkadaşıma baktım.

"Okula geldik, Hayal!"

Ne ara bana Hayal demeye başlamışlardı bilemiyorum ama bir süredir bu Hayal konusu dolanıyordu ortalarda. Artık yavaş yavaş alışıyordum bu Hayal denen kıza. Çok fazla uyuyor, hayal dünyasında yaşadığımı söylüyorlardı. Belki de orada daha mutlu olduğumdandır!

Arabadan inip okul kapısına doğru yürürken Zeynep ile karşılaştım. Birbirimize gülüp sarıldık.

Yeni bir başlangıç vardı bugün. Benim için, senin için ve onun için. Bir mucize bekler gibi yaşamaktan bıktım artık. Mucize diye birşey yoktur inancı gelişmeye başladı.

Mucize diye birşey yoktur. Mucizeyi kendin yaratırsın. En azından artık ben öyle düşünüyorum. Bu stabil hayatıma bir mucize gelmeyecek.

"Hayal! Dikkat et!" Zeynep beni karşımda duran duvara çarpmayayım diye kendine doğru çekti. "Önüne baksana. Ayak üstü yine hayal mi kuruyorsun?" Diyerek beni yapmacık bir şekilde azarladı. Ona sadece gülümseyerek karşılık verdim. Bu gülümsenin içeriğini anlamıştı ve devam etti.
"O zaman Teomandan paramparça patlatıyoruz değil mi?"

"Paramparça!" Diye bağırmaya başladım. Teoman gibi solo çıkmaya çalıştım ama yine pek başarılı değildi.

"Şimdi yırtık kot moda! Moda Koton da." Diye reklamını da yaptıktan sonra kahkahalar ile birlikte sınıfa girdik.

Herkes kendi halinde birşeyler ile ilgilenirken arka sıraya geçip oturduk. Daha sonra Merve donup bir yüzle gelip sıranın üstüne oturarak dert yanmaya başladı. Yine sevdiği çocuktan bahsediyordu. Neden bu kadar güzel bir kızı üzerler ki! Şu erkekleri hiç anlamayacağım. Kafamı sallayıp sinirlendiğimi belli eden bir göz devirme yaptım. Bu konuda Merve kadar başarılı değildim. Ona meydan okuduğumu falan sanıp o müthiş göz devirmesini yaptı. Ayakta alkışlanacak bir görüntüydü. Hep öyle düşünmüşümdür. Omuzlarımı silktim ve yenilgiyi kabul ettim. Konuşmadan anlaşabilmek...

"Hoca geliyor!" Diye bağırarak içeri giren arkadaş döndük. Merve söylenerek yerine giderken bizde ayakta beklemeye başladık.

****
Tamam kabul ediyorum okul zamanları o kadar da kötü değildi. Oyalanacak birşeyler bulmak hiç kolay olmasada bulduktan sonra zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz bile.

Ama önemli olan okul değildi. Önemli olan Mustafa abigile ailecek konuştuğumuz için o güzel şaşalı eve gidebilmem. Mustafa abim bizim akraba gibi tanıdığımızdı. Geçirdiğim kazada bana çarpan kişiydi ama beni hastaneye götürüp hayatımı kurtardı diyebilirim. Çok iyi anlaşıyor olmamız ise ayrı bir konuydu. Çok yakışıklı ve havalı gibi görünüyor olabilir ama kalbi yumuşacık ve cana yakındı.  Yakışıklı demişken benden 3 yaş büyüktü. Üniversite okuyordu. Ahh... hayaller-hayatlar. Voleybol antrenmanım bittikten sonra onlara gidecektim. Ama önce eve gidip duş almalıyım. Çünkü aşırı terlemişim.

"Hayal sende!" Kafamı çevirip topu aramaya başladım. Tamda üstüme gelen topa doğru hamle yapıp karşı sahaya smaç bastım. Öten düdük ile kazanan yine bizim takım olmuştu. Kızlar son sayıyı aldığım için beni tebrik ediyorlardı. Koç dağılabileceğimizi söylerken eşyalarımızın yanına gittik.

× MUCİZE ×Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin