M-3 "Kimsin lan sen?"

497 35 10
                                    

O gece hiçte uyku tutmadı. Zeynep ile birlikte gecelere aktık desem yalan olur, yaptığımız yiyip içip gıybetın elli tonuna vurmaktı.

Olanların hepsini Zeynep'e anlattım. Zeynep ile birlikte kafa kafaya verip nasıl eğlenceli olurum diye düşünmeye koyulduk. Hatta o kadar çok düşünmüşüz ki daha bir fikir üretmeden uyuyakalmışız.

"Hayal çek şu ayağını üstümden!" Diye yakınarak ayağımı yataktan aşağı attı. Öyle sarhoş gibi uyunur mu ya? Ayaklarım yatakta başım yerde duruyordu. Kafamı kaldırayım derken Zeynep hayvanı üstüme atladı.

"Oha!"

"Kanka pardon ya. Düştüm!"

"Bu nasıl düşmek? Senin düşüşünü gören buzullar çökmeye tövbe ederler!" Diyip ezik büzük altında can veriyordum. O ise dediğime gülmekle meşguldü. O güldünce bende zaten az olan ciddiyet kayboldu. Can çekişe çekişe gülüyordum. Bu nasıl bir saykoluktur?

Telefonumun çalması ile yerimden zıpladım. "Telefonum nerde?" Aceleyle etrafa baktım. Ses var görüntü yoktur. Çarşafları, yastıkları derken yatağın yanındaki komidinde hala ısrarla çalan telefonu gördüm. Adeta göç eden bir leylek süzülüşüyle komidine uçtum. Kim arıyor diye bakmadan açtım.

"Alo?" Nefes nefese kalmıştım.

"Hayal?" Diyince kim olduğunu anladım ve telefonu kulağımdan çekip dans ettim. "Mustik arıyor!" Fısıltı ile konuşup Zeynep'in dikkatini çektim.

"Alo?" Diye sesler gelince hemen telefonu kulağıma götürdüm ve o anın heyecanıyla "Sendeyim!" Kelimesi ağzımdan "Seninim!" Diye çıktı. Bir telefonu kapatışım var. Siktir! Hep bunlar başıma gelmek zorunda mı?

"Mal!" Diye bağırdı Zeynep yatağa fırlattığım telefona bakarak. "Daha çok yanlış anlar. Ara çabuk!"

"Ne diyeceğim? Oo beybi demeyi unutmuşum onu da mı söyleyim?" Omuz silktim küçük bir çocuk gibi "Aramayacağım! Bana ne! Bana ne!" Dedim.

"Sen arama ben ararım!" Telefonumu eline aldı.

"Hayır!" Diye çemkirdim. Telefonumu almak için saç baş girişmeye başladık. Telefonumu elinden aldığımda tekrar çaldı.

"Yine arıyor!" Korkuyla kalakaldım. Zeynep ekrandaki yeşil tuşu kaydırıp aramayı kabul etti.

"Ş-şey Alo?"

"Hayal! İyi misin? Daha demin tam sesini alamadım da."

"Yok ya şey arkadaşımda kalıyorum ya ben. Telefon çalınca kız kardeşi açmış telefonu."

"Arkadaşında mı?" Dedi şaşkın sesiyle. "Yapma be!" Sonra ses gitti. Bir kaç saniye konuşmadı.

"Ne oldu ki?" Dedim tatlış şirin şeker halimle.

"Sana birşey verecektim. Neyse sonra veri-"

"Ne vereceksin? Gel ya ben yoldayım zaten şimdi eve geçiyorum." Diyince Zeynep'in gözler pof diye büyüdü. Evlerimiz uzaktı evet ama inanırsak yapamayacağımız hiçbir şey yok!

"Tamam o zaman ben geliyorum." Diyip kapattı.

"Ne demek eve geçiyorum şimdi? Senin evle arada bir kıta var resmen. O çocuk arabayla gelecek."

"Birşey vereceğim dedi, vermesin mi?"

"Hala oturuyor ya! Kalk kız." Diyip bir vurmadığı kalmıştı. Kapıya zor koştum.

****
Eve varış süresinde bir rekor kırmıştım ama Mustik'in bununla ilgileneceğini hiç sanmıyorum. Çok fazla beklettim ben onu. Koşarak evin olduğu sokağa girdiğimde arabasını gördüm. Bazen o arabaya baktıktan beni iyi ki vurmuş diyorum. Manyakça gelebilir ama kaza olmasaydı biz hiç tanışmayacaktık. Evin kapısında bir ileri bir geri dönüyordu.

× MUCİZE ×Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin