M-23 "Sonunda güzel bir şey."

245 22 16
                                    

*Aslında medya koymayı düşünmüyordum. Herkes kendi kafasına göre istediği kişiyi hayal etsin diye.

* Ama çok ısrar olunca benim kafamdaki kişileri koymaya başlayacağım.

* Önceki bölümlere de medya eklemeleri yapacağım.

** Bu arada Hayal'in belalısı ANIL medya da.**

Çok öpüldünüz. İyi okumalar!!...

***** Hayal'den *****

"Nereye gidiyoruz? Ne bitmez yolmuş! Eve gitmek istiyorum. Ayaklarım ağrıyor." Yolun ortasında durup beklemesini sağladım. Günlerdir yürüyormuşuz gibi geliyordu. Çok yorgundum zaten. Tamam bara gitmeyelim dedim de başka bir yere de gidelim demedim. Eve gitmek istiyorum.

"Hiiişşt! Mızmızlanmayı kes. Yoksa bu güzellikleri kaçıracaksın." Acıtasyon yapıp kamburumu çıkardım, kollarımı da yere dik uzatıp üzgün bakışlar attım. O ise gülüyordu. Hep gülüyordu. Gülmediği bir zaman hatırlıyor musun? Asla! Hep mutlu.

"Hadi gel." Bir anda elimi tuttu ve beni sürüklemeye çalıştı. Elimi tutuyordu. Elimi... benim elimi. Kolumu sıktım. Rüya olup olmadığını kontrol amaçlıydı. Rüya olmadığını anlayınca daha bir tedirgin oldum şimdi. Umarım aşırı mutluluktan bana araba çarpmaz.

"Ama bu şekilde gideceksek seninle ölüme bile giderim."

"Bende yanıma yoldaş arıyordum."

"Hı?" Bir an ne demek istediğini düşündüm. Hala aklım ellerimizdeydi. Ne dediğini anlamamıştım. Yoksa ilan-ı aşk mı etti. Çünkü bunun bir tık üstü nikah masası falan. Gelinliğim nerde?!

Tamam, biraz realist olalım. Kimse kimseye birşey demedi. Büyük ihtimalle hayal görüyorum.
Sonra bana dönüp kalabalıklaşan ışıklı caddede gülümsedi.

Hayır! Kesinlikle hayal değildi.

"Nereye gidiyorduk?"

"Yalnız kalacağımız bir yere." Yutkunamadım.

"İşte ben de tam bundan korkuyordum." Şimdi yutkunabilirim.

**
Gece bu şehre, sokaklara, caddelere, nasılda güzel gidiyordu. İnsanların kalabalıklarından yüksek binalardan sıkıldığınızda onları bir perde gibi kapatıyordu. Etrafınıza bakmak sorun oluyorsa bakmayın. Bazen de görmek sizin işiniz olmasın. Sadece sesleri dinleyip geçebilir, kargaşayı, telaşı, sokak müziğini, insanları dinleyebilirsiniz. Tıpkı şimdi benim yaptığım gibi. Tek ters olan ben etrafa bakmak istiyorum. Gözlerimi elleriyle kapatıyor ve beni karanlığa sürüklüyordu. Peki ben ne yapıyordum? Tabiki de ona güveniyor ve kendimi teslim ediyordum.
Belki yanlışlıkla görürüm de üzülür diye gözlerimi kapatıyordum.

Bir binadan içeri girdik. Asansör olduğunu anladığım klasik müzik sesleri duyduğumda bunun ne zaman biteceğini merak ediyordum. Abartısız iki dakikadır asansördeydik.

"Can? Orda mısın?"

"Seni bırakmayacağıma emin olabilirsin." Beni kendine biraz daha yaklaştırıp diğer elini bel boşluğuma koydu. Kulağıma gelen nefesini hissedebiliyordum. Ona bu kadar yakın olmak içimde karıncalanmaya neden oluyordu. Hiç bilmediğim bir yerlerde...

"Hazır mısın?" Dedi kulağıma fısıldayarak. Kafamı deli gibi salladım. "Yürü." Hızlı adımlar atarak yönyönlendirdiği yerlere doğru yol aldım. Sessizlik git gide artarken bir an ellerini çekti ve benden uzaklaştı.

"Açma!" Öyle yapıyordum zaten. Bunu demesen de sen "aç" diyene kadar açmazdım. Metalik bir kilit sesi geldi. Ve sonra özgür bir rüzgar hissettim. Sessizlik kendini şaşırtacak bir şekilde ortadan kaybolmuş ve yerini kargaşa, endişe, trafik ve şehrin seslerine bırakmıştı. Nereye gelmiştik böyle?

× MUCİZE ×Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin