M-10 "Merak buyurma!"

332 34 11
                                    

Başımı gökyüzüne kaldırıp aşina olduğum o bahar kokusunu içime çektim. Okulların kapanmasına çok az kaldığı için okula gitmiyordum. Tatil gibisi yok. Karnemi de aldıktan sonra sınav adayı bir öğrenci gibi davranıp ders çalışmam gerekiyor. Kimin umrunda. Böyle bir havada odamda oturamam! Apartman kapısı açıldı ve janti bir adam çıktı. Ardında güzel bir kadın. Onlar annem ile babamdı. Karşılıklı birbirimize gülümsedik. İş için tatile gidiyorlardı. Ama beni götüremiyorlardı. Bu bende koz olarak kalacak. Tatile götürmeleri için elimden gelen ısrarda bulundum ama annem bana uygun olmadığının kanısındaydı. Beni teselli edense evde tek kalma iznim vardı. Biliyorum yalnızlıktan korkuyorum ama kızlar da benimle olacaklar. Bu yüzden harika bir pijama partisi beni bekliyor.

"Yanlız kalabileceğine emin misin?" Dedi annem. Onun planlarımdan haberi yoktu. Bu yüzden gülümsedim.
"Seni hala babaannengile bırakabiliriz."

"Yapma baba."

"O kadar da kötü değil."

"En azından evde kendi kendime yemek yiyebiliyorum. Bana bebek gibi davranıyorlar. Gerçek bir bebek gibi..." dedim üstüne bastırarak.

"Abartma!" Diyip anlımdan öptü. "Seni seviyorum."

"Bende sizi seviyorum." Anneme de sarıldıktan sonra onları arabaya bindirdim.

"Seni arayacağım. Telefonun açık olsun."

"Tamam!" Diye bağırdım ve sokakta arabanın kaybolmasını bekledim. İki tarafı yeşilliklerle çevrili taş yoldan apartmanın kapısına gidene kadar hunharca dans ettim. Apartman kapısını açıyordum ki telefonuma mesaj geldi. Kapıyı kapatıp annemden gelmesini umarak bildirim paneline baktım. Bilinmeyen numaraydı. Mesajın üstüne tıklayıp içeriğini okudum.

"Bara gelebilir misin? Konuşmamız gerek."

Kim ki şimdi bu? Numaranın üstüne tıklayıp aradım. Daha bir kere çalmıştı hemen açıldı.

"Alo?" Dedim temkinli bir ses tonuyla

"Hayal sensin değil mi? Ben Üzeyir. Kusura bakma rahatsız mı ettim?" Bu çocuğu kim seslendiyor ya? Bu daha önce böyle değildi.

"Hayır, sadece... numaran kayıtlı değildi o yüzden..." cevap vermesini beklerken kapının camında bulunan lekeleri siliyordum.

"Kaydet o zaman. Daha çok görüşeceğiz."

"Ne konuşacaksın benimle?"

"Gelince görürsün. Yalnız gelmeni rica etsem..."

"Başka bir yerde buluşamaz mıyız? Biliyorsun ben-" sözümü kesip konuşmasına devam etti.

"Önemli!"

"Peki." Dedim çaresizce. Modum düşmüştü. Aramayı sonlandırıp üzgünce camdaki yansımama baktım. O iğrenç yere bir daha gitme düşüncesi beni korkutuyordu. Ne zaman gitsem başıma bir bela ya da kendimi kötü hisettiren saçma olaylar serüveninin içinde buluyorum. Telefonumu cebime koyup apartmandan içeri girdim. Kızlar gelsin onlarla gideriz. Tek gitmemin imkanı yok. Kumsal kesin yanımda olmalı.

****
Zeynep ikinci dev boy cipsi patlatarak açtı. Bugün şarkı söyleme huyu tek kelimeyle azmıştı. Her zamankinden çok fazla şarkı söylüyordu. Artık uyarmak işe yaramıyor, biz susuyorduk yastıklar konuşuyordu. Avuç dolusu cipsi ağzına götürürken "I love you, I love you. Do love me?" Diyip ağzına cipsleri tepti. Sonra da cipsler ağzından fışkırırken "Yes, I do..." dedi.

"Yavaş ye yavaş! Sığır!" Diye bağırdı Merve. Kendisi de ondan farklı değildi.

"Hayal?" Kafamı anaçımsı tavırla bana bakan Dilara'ya çevirdim. "Daldın." Aşina olduğum bir cümleydi. Bu yüzden gülmeye devam ettim.

× MUCİZE ×Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin