-41- İddia

119K 3.3K 1.1K
                                    

Bu bölüm için ne lanetler okudum bir bilseniz :Dd Bölümün yarısını pazar günü yazmama rağmen silindi. Resmen çıldırdım. Mobil olduğum için bir paragraf bile oldukça zamanımı alıyor.

Bu arada 8.sınıf olduğum için nisanda (59 gün sonra. Evet saydım. Evet işsizim.) sınavım var. O yüzden mart ayında haftada bir bölüm yazabilirim sanırım. Kitabı sezon finali yapmayıda düşünüyorum. Eğer öyle yaparsam kıyak geçer ballı bir bölümle sezon finali yaparım :D

Sizinde önerileriniz varsa beklerim. Bu arada hala bana kapak yapıcak birini bulamadım. Kitap kapağı yapıcak çok değerli okuyucu varsa bana ulaşsın :D

Çok tuttum sizi "Artık sus" dediğinizi duyar gibiyim :Dd İyi okumalar :**

Edizden;

Burnuma dolan tanıdık kokuyla gözlerimi açtım. Dünyadaki hiç bir parfüm bu kokuyla kıyaslanamazdı. Miranın kendine has bir kokusu vardı.

Miranın beline doladığım kollarımı çektiğimde mırıldanarak kıpırdadı ama yine uykusuna devam etti. Yatakta oturur şekilde Miraya baktım.

Dağınık uyuma tarzıyla yatağı kaplamıştı. Geceleri ben kıpırdamıyordu ama ben yataktan kalktığım anda yayılıyordu.

Miranın yatağı okadar rahattiki buraya geldiğim zaman Mirayı banyoya tıkıp yatağı sahiplenesim geliyordu. Büyü sarışındamı yoksa yataktamı bilmiyorum ama burada ciddi anlamda uyuyabiliyorum.

Dün geceki gördüğüm kabus aklıma gelince yüzümü buruşturdum. Lanet olsun onu kaybettim sandım. Uyandığıma hiç bu kadar sevinmemiştim.

Pantalonumu ve tshirtümü giydim. Bugün annem ameliyat olucaktı. Hastanelerden tiksinmeme rağmen beni yanında istiyordu. O lanet adam ordayken hastane, hayvanat bahçesine dönüyor gibiydi. O hayvanla neden hala evli hiç anlamıyorum. Hah tabi ya! Seviyor.

Sevgi.. Bikere daha yüzümü buruşturma isteği duydum. Kimseye değer vermemeyi bana babam öğretmişti. Şuan yorganını her şeyden çok seven kızda bana çok başka şeyler öğretiyordu ve bunlar kaşlarımın çatılmasına sebep oluyordu.

Miranın sıkıcı kelimelerle dolu kitapların kapladığı kitaplığına gittim. Cidden bunların hepsini okudumu ?

Kitaplığının yanındaki masadan sayfa koparacağım bir defter aradım. Tarih kitabını karıştırırken sayfalara çizdiği hiç bir şeye benzemeyen resimlere bakınca gülmemek için yanağımı ısırdım. Ders çalışmadığı her yerden belli oluyordu. Tarihle, çizdiği ayıların hiç bir ilgisi olamazdı dimi ?

Galiba şu Begümle bir anlaşma daha yapmalıyım. Yoksa sarışının dersi dinliceği falan yok. Adı Begüm müydü ? Yoksa Berna mı? Banumuydu ?

Bernaydı. Kesin.

En arka sayfasından bir kağıt kopardım. Bunu farketmesi imkansızdı. Tarihi bir yerine takmadığı belliydi.

Kalem kutusundan rastgele bir kalem aldım. Keşke almaz olaydım. Cidden mi baş belası? Hello kittyli kalem mi ?

Sinsice sırıttım. Olası laf atışmalarımızda bunu kesinlikle kullanmalıydım.

"Okula uğramıycağım. Çıkışta Canı bekle."

Notu nereye koyarsam görür diye çevreme bakındım. Kimin umrunda. Masaya fırlattım. Neden not yazdıysam sanki?

Odadan çıkmadan önce son kez sarışına baktım. Fotoğrafını çekip şantaj mı yapsam ? Gerçi dağınık saçlarıyla bile çirkin değildi.

Baş Belası(AskıyaAlındı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin