-58- Her bakışında

95K 3K 793
                                    

Bakış sayısına baktığımda oha dedim. Cidden baya kabalaştım evde. Böyle kıro gibi dansetmeler falan :D Siz harikasınız :***

Geç gelen bölüm için beni pıçahlamayın  lütfen. Balo, mezuniyet falan derken okulun son haftası yazamadım. Sonra kuzenim geldi nereedeyse her saniye beraberiz ve yine yazamadım tam olarak. Zaman buldukça yazdım. Bu bazen bir cümle bazen bir paragraf oldu ama yazmaya çalıştım. Özür dilerim hepinizden.

İyi okumalar; 

Alacakaranlığı yüzüncü kez falan izlerken Bella Edwarda "Biliyorum." dediğinde gözlerimi devirdim. Adam dinazor gibi arabayı eliyle durdurdu bil bir zahmet artık. 

"Söyle. Sesli söyle." 

"Vampir." 

Film repliklerine birkez daha ofladım. Ama bu oflama seansları benim filmi birkaç ay sonra yine izlemiyceğim anlamına gelmiyordu. Bu film serisine bayılıyordum resmen. Tamam sadece Jacop için izliyordum.

Edward vampir güçlerini havalı olmak için Bellaya anlatırken sırıttım. Nasıl kız tavlıycağını biliyordu. Gözleri yeter. Ama Jacop'u aldatmıyorum yanlış anlamayın. Birde Ediz var tabi. Evimin direeeeğği.

Ediz'i düşündüğüm gibi suratım asıldı ve telefona bir defa daha baktım. 

"Bir yanıma gel senin ince bağırsaklarınla kollarını bağlayıp pıçahlıycam." diye tısladım telefondaki ikimizin resmine karşı. Edizin gülen yüzüne gözüm kaydığında elimde olmadan gülümsedim. Telefonun üstünden yüzünü okşadım. 

Karavandan sinirle çıkıp gittiği zamandan beri ona ulaşamıyordum. Pazar akşamının can sıkıcı akşam saatlerindeydim. Yarın okul vardı. Tek umudum okula gelmesiydi.

Başta bir şey oldu korkusuyla ailesini bile ayağa kaldırdım. Ama sonra Can beyfendisi açıklama yapmaya tenezzül edip beni telefonla aradı ve Edizin iyi olduğunu işi bittiğinde beni arıycağını söyledi. Baya bir küfrettikten sonra Canın gülmeleri eşliğinde telefonu kapattım. Şimdiyse laptoptan alacakaranlık serisinin ilk filmini izliyordum. Baştada belirttiğim gibi. Yüzüncü defa. Belkide bunu kutlamalıydım. Aşşağı inip halamın pastasını parmaklayarak!!!

Filmi durdurup ağır çekimde yatağımdan kalktım. Kalktığım zaman nefesimi üfledim. Kalkmak zor olmuştu. Helede bütün gün götümü yayıp yatmışken.

Baygın bakışlarla odadan çıkarken zeki (!) aklım kapıyı açmayı unuttuğu için kafayı kapıya gömüp beyin travması yaşadım. Beş dakika insan dışı yüz ifademden kurtulmak için bekledim. Kendime geldiğimde kapıyı açmayı unutmadan merdivenlere ilerledim. Merdivenlerdede düşme tehlikesi yaşamam dışında oramı buramı kırmadım. Merdivenin son basamağında annemin ismini duyunca durdum. Başımı çevirip salonda oturan babamla takım elbiseli bir adama baktım. Beni görmemişlerdi. 

"Suna Hanım'ın ölümün üzerinden üç sene geçti. Neden şimdi bu davayı açmak istiyorsunuz?" Kaşlarımı çattım. 

Baş Belası(AskıyaAlındı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin