Saklı Gül (Tamamlandı)

2. Bölüm

Medya: Grup Anemi/ Senden Sonra

Mühürlü Gül'de daha önce; Limuzinle alınarak ayarlanan otele götürülen Gülnihan, onu seçen adamla gözleri bağlı olarak odada buluşur. Adamla birlikte olamaz ve adam yaşananlardan ötürü onu kovar.

Keyifli okumalar :)

🖤*2*🖤

Gülnihan otelden eve gelene kadar ağlamamak için kendini tutmayı güç bela başarmıştı. Üzgündü, yorgundu, şaşkın ve öfkeliydi. Birçok duygunun esaretinde aklı saldırıya uğramış bir arı kovanından farksızdı, onlarca düşünce, olanlar, yaşananlar vızır vızır dönüyordu zihninde.
Çantasından anahtarı çıkaramayacak kadar kötü durumdaydı, hâlâ titremekte olan elini uzatıp zile bastı. Kapıyı açan kız kardeşi, ablasının berbat hâldeki görüntüsüyle işlerin ters gittiğini anlamış, bu kadar erken dönmüş olması tersliği teyit etmişti.

"Ne oldu? Neden erkenden geldin?" diye sorarken hışımla içeri giren ablasının arkasından kapıyı kapatıp peşine düştü. Derin derin solumakta olan Gülnihan, neden bu hâlde olduğunu, nasıl olduğunu sormak yerine erken gelmesini dert eden kardeşine dönüp baktı. Onunla hiç uğraşamayacaktı, "Para nerede? Git getir çabuk!" dedi sinirle.

"Getireyim ama üzerinden biraz daha aldım ve alışve-"

"Yine alışveriş mi yaptın?" Gülnihan duyduklarına inanamıyordu.

"Parayı harcamak için aldım, neden yapmayayım ki? " derken kardeşinin umarsamaz tavrı ve ses tonu yüzünden gözlerinin öfkeden karardığını net olarak hissedebiliyordu Gülnihan. "İstediğim çanta ve ayakkabı vardı, birkaç da üst-baş aldım. Paranın karşılığını vermeye gitmedin mi zaten? Niye şimdi kızıyorsun ki?"

Aralarındaki mesafeyi kapatıp kardeşinin önüne dikildiğinde kendini zor tutuyordu.  "Niye mi kızıyorum, bunu gerçekten soruyor musun Berrak? Para karşılığı tanımadığın insanlarla rezil bir anlaşma yaptın! Yetmezmiş gibi parayı harcadın ve kendini de beni de zor duruma düşürdün! Harcadığın kadarını bile ödeyecek durumumuz yokken başımız belaya girmesin, gençliğini heba etme diye, benim başımdan en azından bir evlilik geçti diye yerine geçtim ama yapamadığım için adam beni kovdu! Kalan azıcık gururumu kurtarmak için kalan parayı geri vermek istiyorum, sen kalkmış yine alışverişe gittiğini söylüyorsun! Ya sen nasıl bu kadar düşüncesiz olabiliyorsun ya, nasıl rahat rahat o parayla alışveriş yapabiliyorsun?"

"Ne yapsaydım! " diye bağırarak karşılık verdi Berrak. "Senin kazandığın üç kuruşla ancak ev geçiniyor, ay sonu hesapları yapmaktan bıktım usandım. Ben de herkes gibi rahat yaşamak istiyorum anladın mı, istediğim her şeyi alabilmek, güzel giyinmek, gezmek istiyorum. Madem yapamayacaktın niye bana engel oldun? Sanane benim gençliğimden ha, ablamsın diye her şeyime engel oluyorsun. Ben gitseydim adam işini rahatça görecek, sorun kalmayacaktı."

O an Gülnihan, zihnindeki tüm karmaşayı bir yana iterek ayrımını şimdi yaptığı bir detaya takıldı. "Sen gitseydin?... " derken kelimeler neredeyse harf harf çıkmıştı  dudaklarının arasından. "Adam bakire olduğum konusunda yalan söylediğimi zannedip deliye döndü öfkeden, dolandırmakla suçladı beni. Ne demek oluyor bu Berrak? " deyip omuzlarından tutarak sarstı kardeşini. "Sana soruyorum, neden bakire olmayan biriyle anlaştığını düşünüyordu?"

"Bakire değilim çünkü anladın mı? " diye bağırdı Berrak kendini ablasından kurtarıp bir adım kadar gerileyerek. "Dünya bir zarın etrafında dönmüyor, sen kadın olmayı beceremiyorsun diye beni suçlayamazsın!"

Berrak cümlesini tamamladığı anda yüzünde patlayan tokadın şiddetiyle yana savrulmuştu. Eli yanağında, düştüğü kanepede gözleri dolu dolu ama bir o kadar da öfkeyle bakıyordu ablasına.