30. Bölüm

24.7K 1.8K 423
                                    

Medya: Bülent Ortaçgil/ Eylül Akşamı

Mühürlü Gül'de daha önce; Argun, Gülnihan'a yıldırım nikahı ile evlenmek istediğini çünkü ona her şeyi olması gerektiği gibi yaşatmak istediğini söyler. Türkan şirkette olanları dostuna anlatır. Okul bahçesinde kreş bölümünün hocası olan arkadaşıyla sohbet ederken Mehmet ve kızı hakkında gerçekleri yüzeysel de olsa öğrenir. Kızını almaya gelen Mehmet'in peşinden koşar adım giderek seslenir.

Keyifli okumalar :)

🖤*30*🖤

Yaren ile birlikte durup dönen Mehmet’in, Türkan’ın ona neden seslendiğine dair hiçbir fikri yoktu. Nefes nefese yanlarına geldiğinde Türkan’ın bakışları bir anlığına Yaren’e kaymış, ardından tekrar ona çevrilmişti ve Mehmet tüm dikkatini ona vermişti.

“Şey ben… geçen gün olanlar için, şirkette yani, özür dilerim. Tavrım hoş değildi. Kusura bakmayın. “

Onun bu biraz mahçup ve üzgün olarak özür dileyen hâli, Mehmet’in içinde bir şeyleri yine harekete geçirmişti. Uzun zamandır bir kadınla ilgilenecek kadar vakti olmamıştı ve Yaren hayatına girdikten sonra vakti olsa da kendisi istememişti; ama bir ay öncesinde onu gördüğünden beri aklına gelip duran Türkan öğretmenin bu ani değişimine anlam yüklemeye çekiniyordu.

Onu ilk kez yine burada, okulda görmüştü. Beden dersinde çocuklarla ilgilenmesi ve onlara müfredatta olmadığına emin olduğu ufak tefek savunma teknikleri öğretmesi hoşuna gitmişti. Otoriter değildi ancak dediğini yaptırmakta gayet başarılıydı. Öğrencileriyle kurduğu iletişimi detaylı duymasa da gördüklerinden etkilenmiş, bir şeylerin ona doğru çekilmesine neden olduğunu fark etmiş ve uzun süre bu etki ve çekimden kurtulamayınca bir cesaretle karşısına çıkmıştı. Reddedilmeyi elbette göze almıştı, ancak Türkan’ın reddetme şeklindeki tavrı bile o kadar hoşuna gitmişti ki ikinci kez şansını denemekten alıkoyamamıştı kendini. Sonrası malumdu, işler önce restoranda, sonra şirkette karşılaştıkları zaman epeyce karışmıştı.

Mehmet’in sessizliğine karşı Türkan ani bir kararla yaptığı şeyi sorgulamaya başlamıştı ki bacağına vuran küçük kızı fark ederek ona baktı. Yaren’in “Çok mu yayamazlık yaptın? “ sorusuna “Evet, çok yaramazlık yaptım, “ diye cevap verirken üzgün bir ifadeyle dudaklarını büküp Yaren’in çocukluğuna ayak uydurdu.

Yaren de onun büyük olmasına ayak uydurmak ister gibi gayet arkadaşça bir edayla “Biz hambuygey yiycez, sen de gel. Yemeğini bitiriysen babam seni affedey, “ deyip babasına bakıp onay bekleyen bir ifadeyle “Di mi baba, yemeğinin hepsini bitiriyse affedeysin di mi? “ diye sordu.

Türkan, Yaren’in teklifiyle şaşırmıştı. Mehmet ise kızının bu yaklaşımının ardında Türkan öğretmeni en sevdiği bebeğine benzetmesi ve tabii aralarında ilk zamanlar mecburen geçen yemeğini bitir, affedil diyaloğu olduğunu biliyordu; ancak Türkan’ın tepkisini kestiremediğinden konuşmadan önce boğazını temizlemişti. “Evet, yemeğinin hepsini bitirirse affedebilirim. “ deyip Türkan’a baktı.

“Bizimle hamburger yemeye gelecek misiniz, özrünüzü kabul etmem buna bağlı gördüğünüz gibi. “ derken bakışlarıyla Yaren’i işaret eden Mehmet’e bakarken Türkan’ın gözleri bir anlığına şüpheyle kısılmıştı.

Doğrusu Yaren yanında olduğundan ondan özür dilemek için bunu kullanabileceği fikriyle onlara yetişmişti. Tamam, çok hoş bir davranış değildi, hatta biraz sinsice davrandığını kabul ediyordu ama özür dileyecekse en azından bunun terslenmeyeceği bir ortamda olmasını istemişti. Adama sarf ettiği sözlerden sonra böyle bir kurnazlığa ihtiyacı olduğu açıktı.

Saklı Gül (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin