Medya: Sia/ Freeze You Out
Mühürlü Gül'de daha önce; Çeçenistan'a giden Argun, kamp yerinde olanlara yardımcı olur. Katıldığı düğün sonrası eğlencede yaralanır ve ifşa olduğu için Türkiye'ye döner. Döndüğünde kaldığı otelin lobisinde Gülnihan'la karşılaşır.
Keyifli okumalar ve herkese hayırlı bayramlar :)
🖤*15*🖤
Attığı mesaja gelen cevabı ancak ertesi sabah görebildiğinde Çeçenistan'a gitmiş olduklarını öğrenen Gülnihan, dönmelerini beklemekten başka yapacak bir şey olmadığını biliyordu. Tulpar'a döner dönmez haber vermesini, görüşmek istediğini yazmıştı. Bu mesajın da görülmesi oldukça uzun sürmüştü ve ancak yola çıktıkları gün cevap verebilmişti Tulpar, yani bugün.
Üç haftayı geçkin bir zamandır evden işe, işten eve giderek zaman geçiren Gülnihan, verdiği karardan dönmüş değildi. Belki sorununu çözemeyecekti ancak öncelikle kendisine güvenmesi gerektiğini anlamıştı, Ağva'daki ateş böceklerine minnet borçlu olduğunu söylediğinde Türkan'ın verdiği tepki aklına geldikçe gülüyordu.
"Ulan benim demediğim şey kalmadı, tırnak kadar böcekler minneti kaptı iyi mi..." diye şaka yollu çemkirdiğinde öyle komikti ki ifadesi ve sesi, üzerinden günler geçmiş olsa da gülmesine engel olamıyordu.
"Ödülün en büyüğü sana kuzum, ateş böcekleri sadece kendi ışığıma sahip olduğumu hatırlattılar o kadar, beni karanlıktan ancak yine benim kurtarabileceğimi aklıma kazıyan sensin." Demişti.
Türkan'ın sözlerini, yaptıklarını tabii ki inkar edecek değildi, onun eskisi gibi gülen, eğlenen, hayattan zevk alan Gülnihan olması için çok çabalamıştı. Bir şeyleri başarmak için önce kabuğundan çıkması gerektiğini kim bilir kaç kez söylemişti dostu ona. Ama demek ki bazı şeyleri anlaması için kalbinin de bir şeyleri ona göstermesi gerekiyordu, Argun'dan hoşlandığını anladığında başa çıkabileceğini düşünmüştü lakin onun daha fazlasıyla karşısına geçmesi o sırada henüz farkına varamadığı gerçekleri tetiklemişti.
Korkularının üzerine öğrendiklerinin şaşkınlığı da eklenince biraz zaman almıştı çözümün merkezinde kendisinin olduğunu anlamak ama olsun. Sonuçta o adımı atmaya karar vermişti ya, kendini bulmaya başlamıştı ya, geçen zaman önemli değildi onun için. Kararından vazgeçmemişti ama hala tedirgin olduğu da bir gerçekti. Kendisinin daha fazla üzülemeyeceğini kabullenmişti evet, tek sıkıntısı Argun'u üzebileceği gerçeğiydi artık.
Bu üç hafta gel-gitler arasında geçmişti ve artık bir sonuca varmasını istiyordu. Kimi zaman heyecanlandığı, kimi zaman hüzünlendiği günler geçirmişti. Kafasını meşgul etmek için internette Çeçenleri bile araştırmıştı. Dillendirmese de ona dair her şeyi merak ettiği de bir gerçekti ve onların kültürüne gerçekten çok yabancıydı. Argun hakkında kişisel olarak ona bir şey katmayacaktı belki ama en azından yaşamlarına dair bir şeyler öğrenmek istemişti.
Tarihlerinin ne büyük acılarla dolu olduğunu öğrendiğinde çok üzülmüştü. Vatan için sayısız şehitler vermiş bir ülkenin ferdiydi kendisi de. Onların da bu uğurda çok kayıp vermiş olduklarını ve hâlâ mücadele içerisinde olduklarını okurken gözlerinin yaşarmasını engelleyememişti.
Argun'un bahsettiği kibar ve güzel konuşma üzerine sözlerinin ne kadar doğru olduğunu da okumuştu. Çeçenlerin birçok alanda diğer Kafkas halklarıyla ortak kültürel özellikler gösterdikleri gibi kendilerine has özelliklere sahip olduklarını öğrenmişti. Argun'a ondan vazgeçmesi için o gün odasına para karşılığı geldiğini söylediği zaman aldığı cevap şimdi daha bir anlam kazanmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saklı Gül (Tamamlandı)
RomanceRomans #1 🩷 Romantizm #3 🩷 Romantik #4 🩷 Neydi gonca gülü açtıran? Bahar mı, bülbülün aşkı mı? Bülbülün aşkı olmasa gül açmaz mıydı? Ya baharın geldiğini nasıl anlardı? Gülnihan Karaca... Ne bahar görmüştü ne de ona aşık bir bülbül. Bedenini h...