8. Bölüm

45K 2.8K 925
                                    

Medya: Adele/ One And Only (Türkçe altyazılı)

Mühürlü Gül'de daha önce; Eve gelen kitaplıkla aklına dinlenmiş olduğu gelse de anlamsız bulan Gülnihan, akşam yemeği için dünden kalan makarnayı Argun'la beraber yemek zorunda kalır. Eve temizlik ekibinin geleceği bilgisi ve Türkan'ın, Argun hakkında söyledikleri kafasını karıştırır. Ertesi gün eve geç gelen Argun, salonda uyuyakalan Gülnihan'ın korkarak uyanmasına neden olur.

Keyifli okumalar :)

🖤*8*🖤

Kapının açılma sesi uykusunu böldüğünde bakışları içeri giren iri yarı adamı fark ettiği anda panikle doğruldu Gülnihan. Odasında olmaması gereken adamın böylesi geç saatte odasına gelişi hayra alamet olamazdı.

"Ne arıyorsun burada?" diye sordu yatakta doğrularak. Üzerinde her ne kadar pijaması varsa da panikle üzerine çekmişti pikeyi. Cevap vermeyen adamın ağır adımlarla ona doğru yürüyüşü içinde fırtınalar kopartıyor, kaçma dürtüsü yükseliyor, bakışları adam ve odanın içinde dört dönüyordu.

"Çık odamdan! " dedi, sesi güçlü çıksa da yalvardığını anlamamak imkansızdı ama adam çoktan gelmiş, yatağın üstüne dizini koyarak çıktığı gibi Gülnihan'ın üstüne abanmıştı.

Çığlıklar, yalvarışlar, çırpınışlar... Hepsi gecenin karanlığı tarafından yutuluyor, kimse onu duymuyordu. Adamın güçlü kolları arasından kendini kurtaramıyor, düğmeleri kopartılan pijamasının açıkta bıraktığı tenine değen dudaklar ateş gibi yakarak canını acıtıyordu.

Kendini çekmeye, kurtarmaya çalışan, bir yandan da fırsatını bulduğu her an bağırarak yardım isteyip yalvaran Gülnihan, adamın kolları arasında kuş gibi çırpınırken bedeninin sarsılmasıyla derin ve sesli bir soluk eşliğinde açtı gözlerini.

Kollarından tutan Argun'un yüzünü, endişe dolu bakışlarını gördü. Birinin onu duyduğunu, yanında olduğunu görmek o an en çok ihtiyaç duyduğu şeydi ve kim olduğuna aldırmadan yorgun düşen bedenini Argun'un kolları arasına bıraktı. Ne sıkı sıkıya sarıldığının ne de titrediğinin farkındaydı.

Gülnihan'ın yan odasında huzursuz bir şekilde uykuya dalmış olan Argun, su içmek için kalkıp koridora çıktığında duyduğu hafif inleme sesiyle Gülnihan'ın odasına dalmıştı doğruca.

Yatakta ter içinde kalmış olan kadını gördüğünde kabus gördüğünü anlamış ve adıyla seslenerek yanına gitmişti hızla. Ama Gülnihan onu duymamıştı.

Birkaç kez daha seslenmeyi denemiş ama uyandırmakta başarısız olmuştu. Yatağın kenarına oturup kollarından tutarak hafifçe sarsarak uyandırmaya çalışırken fazlasıyla dikkatliydi. Daha güçlü sarsmak apayrı sorunlara neden olabilirdi.

"Gülnihan, uyan... Hadi aç gözlerini..." derken bir yandan da hafifçe sarsmaya devam etmişti. Derin bir solukla gözlerini faltaşı gibi açan Gülnihan'ın nihayet uyanmış olmasıyla rahatlamıştı ki bir anda ona sarılarak başını omzuna yaslamasıyla kalakalmıştı Argun. Beklemediği bir tepkinin etkisiyle bir an neye uğradığını şaşırmış, karşılık verip vermeme konusunda bocalamıştı.

Göğsüne saklanmış olan Gülnihan'ın ağladığını fark ettiğinde Argun'un bir eli usulca sırtına, diğeri saçlarına uzandı. Ona sarılmıyor, ama güvenini sarsmayacak şekilde yakınlığın derecesini ona bırakarak sabit duruyordu.
Saçlarını usul usul okşarken "Geçti, sadece kabustu." dedi kısık, yumuşak bir tonda. "Güvendesin, korkma. Benim yanımdayken sana hiçbir şey zarar veremez. "

Argun'un güven veren sesini ve sözlerini destekleyen, yalnızca şefkate dayalı olan hareketleri Gülnihan'ın kendini toparlamasını, gördüğü kabusun etkisinden biraz olsun çıkmasını ve an itibariyle kendini attığı kolların kime ait olduğu gerçeğini kavramasını sağlamıştı.

Saklı Gül (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin