6. Bölüm

45.8K 2.8K 1.2K
                                    

Medya: Göksel/ Gidemiyorum

Mühürlü Gül'de daha önce; Argun akşam yemeğinde Tulpar'a ofisinde olanlarla birlikte kendine sakladığı nedenlerini de anlatarak dostunun merakını giderir. Diğer tarafta olanları tek dostuyla paylaşan Gülnihan, Türkan'ın onunla birlikte gelmeyi teklif etmesiyle kendini daha iyi hisseder.

Keyifli okumalar :)

🖤*6*🖤

Ertesi gün Gülnihan ayakları geri geri gitmişti işe. İş çıkışı öyle veya böyle karşı karşıya gelecekler ve adamın evine gideceklerdi ki bu başlı başına bir gerginlik sebebiydi. Ama
mesai saati boyunca da her anı adamla karşılaşmaktan korkarak geçirmiş, kat şefi  "Argun Bey seni çağırıyor" diyecek diye yüreği ağzında çalışmıştı.

Mesaisi bittiğinde üzerini değiştirmek için personele ait soyunma odasına geçtiğinde ise gerginliği tavan yapmıştı. Türkan'ın gün içerisinde onu rahatlatmak için attığı mesajları mola zamanlarında okuyabilmiş, yeni gördüğü son mesajında kapıda onu beklediğini okuyunca biraz olsun rahatlamayı başarmıştı.

Personele ait otelin arka kapısından  çıkıp ön tarafa geçtiğinden az ileride bekleyen Türkan'la göz göze gelerek elini salladı. Türkan hiç vakit kaybetmeden yanına gelmişti ki aynı sıralarda birkaç metre ötelerinde usulca yavaşlayıp duran araba ve açılan arka camda gördüğü adamın yüzüyle Gülnihan'ın kalbi küt küt atmaya başlamıştı.

Argun, Gülnihan'ın yanındaki kadını görünce soru dolu bakışlarla kapıyı açıp indi arabadan. Birkaç saniye içinde Tulpar da arabanın şoför koltuğundan kendini azletmiş, çoktan yürümeye başlayan Argun'un birkaç adım gerisinden merakla peşine takılmıştı.

"Oha. Yuh. Çüş... Kütükgillerden dediğin domates sırığı kılıklı herif bu mu? " diyerek Gülnihan'ın böğrüne dirseğine belli belirsiz geçirirken ne dediği belli olmasın diye dişlerinin arasından konuşan Türkan, "Kızım bunun neresi kütük, bu herif resmen özenle yontulmuş, oyulmuş, nadide bir heykel..."

Gülnihan, "Menşei ağaç nihayetinde." diye kendi kendine mırıldanmıştı ki uzun boylu iki adam yanlarına gelmişti.

"Arkadaşım Türkan, bugün bizimle birlikte gelecek. " dedi Gülnihan doğrudan konuya girerek. Aksini kabul etmeyeceğini fazlasıyla anlatan sesi kadar kararlı yüz ifadesi, Argun'un gülümseyen yüzüyle biraz şaşkınlığa geçiş yapar gibi olsa da çabuk toparlamıştı.

"Merhaba Karaca Hanım, " diyerek nezaket kurallarını hiçe saymasını umursamayan ama kesinlikle hatırlatan bir tonda selam veren Argun, bakışlarını kendisine tanıştırılan kadına çevirirken aynı zamanda tokalaşmak için elini de uzatmıştı. "Memnun oldum Türkan Hanım, Argun Turayev. "

Türkan liseden bu yana sporla ilgilendiği için normalden uzun olan boyuyla bile adamın omuzlarına ancak gelebiliyordu, Gülnihan ise küçük bir kız çocuğu gibi kalıyordu onun yanında. Adamın, arkadaşıyla tamamen borcu ödemek üzere muhatap olduğunu biliyor olsa da Gülnihan'a olan bakışlarını süsleyen pırıltılar anında dikkatini çekmiş, doğrusu biraz da tedirgin etmişti.

Buğday tenli, geniş alınlı, sert yüz hatlarına sahip bir adamdı. Ama şu an gördüğü üzere sert hatlarını bir anda yumuşatan bir gülüşü vardı adamın. Uzun ve düz burnu, yüz hatlarıyla garip bir uyum sergiliyordu. Dudakları dolgundu mesela ve gözleri siyaha yakın koyu kahverengiydi. Ne uzun ne kısa olan sakalı ve bıyığı ile adama çok yakışıklı diyemezdi, ama garip bir çekiciliği olduğunu rahatlıkla söyleyebilirdi.

Argun'u incelerken tokalaşma isteğini geri çevirmeyen Türkan, adamın elini sıkarken karşısında rakibi varmışçasına fazladan güç uygulamış, adamın hafiften kalkan kaşlarına aynı şekilde karşılık vermişti. "Ben de memnun oldum Argun Bey, umarım benim de gelmemde bir sakınca yoktur?" derken sorusunun cevabı için çoktan olumsuzu saf dışı bırakmış gibi bir hâli vardı.

Saklı Gül (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin