Medya: Candan Erçetin/ Yüksek Yüksek Tepelere
Mühürlü Gül'de daha önce; Mehmet ve kızıyla yemek yiyip aralarındaki anlaşmazlığı sonlandıran Türkan, Gülnihan ve Argun'un yıldırım nikahı ile evleneceklerini öğrenir. Kına gecesi yapmaları konusunda ısrar eder ve Argun da bu fikri seve seve kabul ederek onları kına alışverişine götürür.
Ertesi gün için herkes heyecanlıdır.Keyifli okumalar :)
🖤*31*🖤
Kına gecesinin sabahında gündoğumu ile birlikte kalkmışlardı, Türkan da, Gülnihan da biraz daha uyumak için her şeylerini verebilecek kıvamdalardı zira günlerden pazardı ve ikisi de haftasonunun son günü olan pazarın nasıl kıymetli olduğunu çalışma hayatlarından ötürü iyi biliyorlardı.
Yatağın geri çağıran o sıcak ve dağınık davetini bu seferlik mecburen geri çevirmişler, sırayla banyoya girip üzerlerine yapışan uykuyu temizlemişlerdi. Sırada dün akşam yemeğinden sonra yaptıkları temizliğin kalanını bitirmek ve kına için gelecek misafirlere ikramlık hazırlamak vardı.
Tabii hepsinden önce evin kapısına kına gecesi için bayrak asılacaktı. Türkan 1.70 boyuyla bayrak asma işini tabure yardımı ile halletmiş, ardından Gülnihan ile birlikte kapıyı kırmızı tüllerle süslemişlerdi. Böylece bu gece, bu evde kına yakılacağını kapıyı gören herkes bilecekti.
Dün alışverişe gitmeden hemen önce Argun gereken yiyecekleri de dışarıdan getirtmeyi teklif etmişti; ama Türkan'ın annesi kesin bir dille reddetmiş, kına, kuruyemiş, yaş pasta ve içecekler dışında ikram edilecek her şeyi evden yapacaklarını söylemişti."Ay daha sarma, börek, kurabiye ve şerbet yapılacak... Annemin önünü almazsak başka şeyler de ekleyebilir menüye, işleri çabuk bitirip mutfağa geçelim Gülnihan, haydi çabuk..."
"Tamam tamam, sakin ol Türkan. Hepsini yetiştiririz merak etme, ta yatsı ezanından sonra gelecekler. " diyen Gülnihal, Türkan'ın tozunu alıp toparladığı odadan başlayarak süpürmeye başlamıştı.
Bir saat geçmeden hızlıca yapılan son temizlikler sonrası mutfakta yaprak sarmanın içini hazırlamış olan Gülümser hanım, yanına gelen kızlara çay koyup kahvaltı hazırlamalarını söylemişti. Kahvaltı sonrası bir sürü iş onları bekliyordu. Neyseki eşi onunla erkenden kalkıp Pazar günü de olsa mecburen dükkânı açmaya gitmiş, oğlu ise dün akşamdan arkadaşına giderek ayak altından çekilmişti.
Çayı koyan Türkan, kahvaltılıkları Gülnihan ile hazırlarken bir yandan da kına için fikirlerini sıralıyordu. "Yemek masasını açık büfe gibi yapalım anne, sandalyeler zaten lazım olacak. Masayı televizyonun olduğu vitrinin önüne çekeriz, üstüne güzel bir örtü koyduk mu tamam. Her şeyi koyarız üstüne, isteyen istediğinden alır yer. " dedi Türkan, daha annesi cevap vermeden devam etti, "Plastik tabak mı alsaydık ya, sen şimdi bütün mahalleyi seslemişsindir. "
"Evet annem, salondaki sehpayı da kaldıralım, mangalı oraya koyarız. " deyip bezgin bir edayla başını sallayarak devam etti Gülümser hanım, "Plastik tabak nedir kızım, kına gecesi yapıyoruz piknik değil. Çok bulaşık çıktı diye bulaşık makinası da küsmez bence, tembelliğe yol yapma da sofrayı kur, haydi. " diyen Gülümser teyzenin sözlerine Türkan gözlerini devirirken Gülnihan sessiz sessiz gülmüştü.
Masayı hazırlayıp kahvaltı yapmak üzere oturacakları sırada kapı çaldı, hepsi birbirine baktı. "Bu saatte kim ola ki? " diye kendi kendine mırıldanan Türkan'ın annesi ellerini önlüğüne kurulaya kurulaya kapıyı açmaya gitmişti. Açılan kapıdan gelen tanıdık bir sesin günaydın deyişiyle Türkan ve Gülnihan birbirlerine bakakalmışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saklı Gül (Tamamlandı)
RomanceRomans #1 🩷 Romantizm #3 🩷 Romantik #4 🩷 Neydi gonca gülü açtıran? Bahar mı, bülbülün aşkı mı? Bülbülün aşkı olmasa gül açmaz mıydı? Ya baharın geldiğini nasıl anlardı? Gülnihan Karaca... Ne bahar görmüştü ne de ona aşık bir bülbül. Bedenini h...