22. Bölüm

31.9K 2.3K 719
                                    

Medya: Bölüm şarkısı- Poison/Every Rose Has Its Thorn (Her Gülün Dikeni Vardır)

Mühürlü Gül'de daha önce; Gülnihan anlatmak için karar vermiştir ancak bir türlü fırsat olmaz. Dostlarla yapılan doğum günü kutlaması sonrası evde ayrıca bir hazırlık yapmış olan Argun, almış olduğu kitapları doğum günü hediyesi olarak verir. Gülnihan günlerce yaşadığı psikolojik baskıyla birleşen o duygusal anda hastalığından bahseder. Argun öğrendiklerinin şaşkınlığına ek olarak kendince kızdığı şeyler yüzünden kafasını toparlayacağını ve ertesi gün geldiğinde konuşacaklarını söyleyerek gider.

Keyifli okumalar :)

🖤*22*🖤

Evden son sürat ayrılan Argun, otele vardığı gibi odasına çıkmıştı. Odanın kapısını öyle bir çarpmıştı ki yer yerinden oynasa ancak bu kadar ses çıkabilirdi. Tüm öfkesini buraya saklamış, odasına girdiği anda da eline geçeni kaldırıp fırlatarak ortalığı savaş alanına çevirmişti.

Dolaptan çıkardığı viski şişesini açıp bardağa doldururken sinirinden gülmeye başlamıştı. Hazmedemediği öyle çok şey vardı ki siniri geçmiyor, geçmedikçe öfkesinden kendine gülesi geliyordu.

Kızgındı çünkü bilse ona göre hareket ederdi. Kırgındı çünkü Gülnihan kendisiyle birlikte onu da kısır bir döngüye hapsetmişti. Üzgündü çünkü Gülnihan'ın, onun eski kocası gibi davranabileceğini düşünme ihtimali yüzünden kendisine güvenmediği düşüncesi zoruna gidiyordu. Onun gibi biri olmadığını defalarca göstermişken bu noktada hiç anlaşılmadığı fikrine kapılmaktan kendini alamıyordu.

Saatler sonra odasının kapısı açıldığında içeri girenin Tulpar olduğuna sesini duyunca emin olmuştu zira görüşü artık pek parlak değildi.

İşlerini bitirip dinlenmek için otele gelen Tulpar, ona doğru gelmekte olan görevliyi elini kaldırarak durdurmuş, "Önemli değilse lütfen yarın konuşalım çünkü aşırı yorgunum, " demişti. Görevli ise mahçup bir şekilde yanına gelmiş ve Argun Bey'in saatler önce odasına geldiğini, odadan gelen seslerin pek hayra alamet olmadığını ve yaklaşık bir saattir de yüksek sesle müzik dinlediğini anlatmıştı. Müşterilerin rahatsız olduklarına dair aldıkları şikayetlerin bitmek bilmediğini ancak Argun Bey'in kapıyı açmadığı gibi telefona cevap vermediğini de eklemişti.

Neler olduğunu anlayamayan, daha doğrusu anlam veremeyen Tulpar aceleyle yukarı çıkıp gerçekten de fena hâlde rahatsız edici olan müzik sesinin geldiği odaya girmiş ve ilk yaptığı şey de müziği kapatmak olmuştu. Ardından odaya döndüğünde ise oldukça şaşırmıştı.

Sehpa, Argun'un elinden kurtulmak için kaçarken ayağı takılmış gibi terasa çıkan kapı eşiğinde ters dönmüş hâldeydi. Sandalyenin biri duvar dibinde kendinden geçmiş, tekli koltuk yan yatmıştı.

Ortalığı saniyelik kolaçan eden bakışları en son Argun'u buldu; dostu yere oturmuş, sırtını koltuğa dayamış, tek dizine yasladığı elinde bardakla az önce kapatmış olduğu şarkıyı söylemeye devam etmekteydi.

"Argun? " diyerek yanına giderken geldiğini fark eden ve gülümseyen Argun, "Ooo Tulpar gelmiş... " derken kelimeleri yayarak konuşup epey bir sarhoş olduğunu belli etmişti.

"Bu ne hâl dostum, viski kovasına düşmüş gibisin..." diyerek elindeki bardağı almaya kalkmıştı Tulpar ama Argun elini çekerek bardağı vermemiş, kaşlarını çatmıştı. "Bıraksana bardağımı, sana da ayırdım işte, git iç..." diye çemkirmişti üstüne.

Saklı Gül (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin