15. Bölüm (Kıskanç)

62.1K 1.4K 56
                                    

O gece Bora’nın kollarında huzurla uyumuştum. Onun kollarında. İşte hiç bitmesini istediğim anlardan biri de bu olmuştu.

***

Sabah çığlık sesleriyle uyanmıştım! Hazal başımızda bağırıp duruyordu. Manyak bu kız! Bir günüm de doğru düzgün geçsin ya!

“Kalk şu yataktan ya pis sapık ne yapıyorsun sen burada!” Hazal Bora’nın kolundan çekiştirip yataktan kaldırmaya çalışıyordu ama Bora inadına yatağa geri yatıyordu. Ah Hazal sen ne yapıyorsun böyle!

En sonunda dayanamadım ve yataktan kalkıp Hazal’ı durdurdum.

“Sakin ol ya. Biz barıştık Bora’yla. Sapık falan değil yani!” Hazal iyice kızarmaya başladı. Bora da arkadan kahkaha atıyordu. Pislik! Ama cidden Hazal şuan çok komik durumdaydı. Gülmemek için kendimi zor tutuyordum açıkçası.

Hazal beni kolumdan tuttuğu gibi odadan çıkarıp kendi odasına soktu.

“Niye söylemiyorsun bana? Rezil oldum sayende Yağmur!”

“Ya dün gece uyuyordun uyandırmadım işte.” Hazal gülmeye başladı. Heyy ne oldu yine ben bir şey mi kaçırdım?

“Ne gülüyorsun be manyak!”

“Senin o kahvaltı ve kırmızı elbise yalan oldu.” Ayy inanmıyorum! Eğer sen bizi basmasaydın olmazdı böyle bir şey!

“Banane şuan Bora yanımda ben ondan başka bir şey istemiyorum.”

“Ama ben biran önce kahvaltı istiyorum.” Bora kapıya yaslanmış bir şekilde alayla bana gülümsüyordu. Kahretsin rezil oldum! Haa bu arada sen ne kadar öküzsün ya ben burada edebiyat yapayım sen kahvaltı iste!

“Yok sana kahvaltı falan!” Bora’nın sırıtışı iyice genişlemişti. Sinirlendiğimi anladığı için böyle gülüyordu odun!

Hazal’ın odasından çıktım ve kendi odama geçtim. Tam kapıyı kapatacakken Bora geldi ve kendi kapıyı kapatarak beni yatağa yatırdı. Sonra öpmeye başladı! Onu elimle ittirmeye çalışıyordum ama kımıldamıyordu bile! Bende istemeyerek (Yalan! Deli gibi istiyordum) ona karşılık verdim. Nefessiz kalınca geri çekildi.

“Hani bana kahvaltı yoktu?” Kesin şuan kıpkırmızıyım. Bilerek yapıyor. Utandığımı bildiği için böyle yapıyor. Çünkü şuan kahkahalarla karşımda gülüyor!

Sinirden omzuna bir tane yumruk attım ama o kaslı kollarına işlemedi ve benim canım yandı!

“Ahh! Hayvansın sen ya canım yandı!” Birden ciddileşti ve elimi incelemeye başladı. O kadar hassas davranıyordu ki. Bu ani ruh değişimi beni korkutuyor cidden ama bazen işime geliyor.

“Bana vurup canımı yakmaya çalışıyorsun ama bunu beceremeyince bana kızıyorsun.”

“Burada benim canım yanıyor sen benimle dalga geçiyorsun.” Bunu küçük çocuklar gibi dudağımı bükerek söylemiştim. Böyle yaptığım içim yüzünde hafif bir tebessüm oluştu ve elimi öptü.

“Geçti mi şimdi?”

“Geçti.” Aslında hala acıyordu ama umurum da değildi. Bora benim yanımda olduğu sürece hiçbir şey umurumda değildi!

“Hadi seni şirkete bırakayım. Oradan ben okula geçerim.”

“Tamam zaten ben 4’te ki derse gireceğim. O saatte ben de okula gelirim ve birbirimizi görmüş oluruz.”

Sen BenimsinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin