Herkese yeniden merhaba :) Sonunda şu derslerimden biraz vakit bulabildim ve yeni bölümü yazdım :) Bu arada wattpade çok giremiyorum o yüzden mesajlarınıza biraz geç cevap verdim, hepinizden özür dilerim. Bir de ithaf istiyorsanız söyleyin bu kadar utanıp sıkılmanıza hiç gerek yok :D Ayrıca bir okuyucum Doruk’u merak etmiş, multimedia da onun resmi var :)
Hepinize iyi okumalar, bu bölümü okuyucum Yağmur’a ithaf ediyorum :)
***
Bora yanıma gelip bana sarıldı.
“Şşt ağlama. Hazal iyi olacak.”
“Ama bebeği öldü. Ve biz birini daha kaybettik Bora. Biri daha öldü. Ben artık buna dayanamıyorum.”
“Evet, o yüzden çok üzülecek ikisi de ama tekrar bir bebekleri olabilir. Ve biz bir daha kimseyi kaybetmeyeceğiz.”
Evet bir bebekleri daha olabilir, tabi Hazal uyanırsa, biz birini daha kaybetmezsek…
***
Günlerdir yaptığımız gibi yine hastanede yoğun bakımın önünde Hazal’ın uyanmasını bekliyorduk. Ama uyanmıyordu, orada öylece yatıyordu. Doruk da çok kötüydü, günlerdir ölü gibi dolaşıyordu hastanede. Kaç gündür ne yemek yediğini ne de uyuduğunu gördüm. Bora onu hiç yalnız bırakmıyordu ama bu onun acısını dindirmiyordu. Benim de elimden gelen şu camdan Hazal’a bakmaktı.
Düşüncelerimi bölen bir erkek sesi oldu.
“İyi misin?”
“Bilmiyorum.” Kısa bir sessizlik oldu. Sonunda konuştuğum kişinin kim olduğuna bakmak aklıma gelmişti. Arkamı döndüğümde Sinan’la göz göze geldik.
“Bir dakika ya senin ne işin var burada!?”
“Hazal benim de arkadaşım.”
“Ya sen hangi yüzle bunu söylüyorsun?” Cevap vermedi, Hazal’a bakıyordu.
“Eğer seni Bora burada görürse ne yapacağını tahmin ediyorsun umarım?”
“Ediyorum.” Bu kadar sakin olması beni sinir ediyordu.
“O zaman buradan defol git!”
“Uyandı.”
“Ne diyorsun ya! Hasta mısın sen? Git buradan.”
“Hazal uyandı!”
“Ne!” Ona bakmayı bırakarak cama döndüm. Gerçekten Hazal uyanmıştı! Tekrar sağ tarafıma döndüğümde Sinan burada yoktu. Onu bir kenara bıraktım ve koşarak bahçeye Bora’yla Doruk’un yanına gittim.
“Doruk!” Benim sesimi duyunca oturduğu banktan telaşlı bir şekilde kalktı.
“Bir şey mi oldu?”
“Hazal uyandı.” Doruk yüzünde kocaman bir gülümsemeyle koşa koşa hastaneye girdi. Bora da bana sarıldı.
“Sana uyanacak demiştim değil mi?”
“Demiştin sevgilim.” Birbirimizden ayrıldık ve gülümseyerek bizde hastaneye girdik. Doruk’un yanına gittiğimizde günler sonra ilk defa gülümsediğini gördüm. Eğer Hazal uyanmasaydı kesinlikle nasıl bir durumda olacağını tahmin ediyordum. Ama Hazal uyanmıştı, bunları düşünmemize hiç gerek kalmamıştı. Şuan aklımda ki tek şey Hazal’a bebeğini kaybettiğini nasıl söyleyeceğimizdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Benimsin
RomanceAşk aslında o adam için sadece basit bir şeydi daha doğrusu artık aşk diye bir şey olduğuna inanmıyordu. Neden mi? Çünkü o aşk denilen şey onun canını çok yakmıştı. İlk aşkı onu bırakıp gitmişti. Peki sonra ne oldu da tekrar aşka inanmaya başladı?