Öncelikle hepinize votelarınız için teşekkür ederim :) Evet sayısı çok az, yorum gelmiyor ama dediğim gibi ben yazmayı seviyorum :) Okuyucularımı kocaman öpüyoruuum :) Sizi seviyorum canlaar :D
“Sana sen benimsin demiştim değil mi?”
***
Sabah uyandığım da Bora hala uyuyordu. Dün geceden dolayı pişman değildim. Ben tamamen sevdiğim adamın olmuştum. Ama o beni seviyor muydu hala bunu bilmiyordum. ‘Sevmeseydi dün gece ki romantik sürprizi yapmazdı salak!’ Sanırım bu sefer iç sesim haklı.
Onun kusursuz yüzünü biraz inceledikten sonra yataktan kalktım ve kanlı çarşafı üstüme doladım. Evet artık bakire değildim o benim ilkimdi! Banyoya girdim ve çarşafı bir kenara attım. Kendimi de sıcak suya bıraktım.
Duş aldıktan sonra odaya geri döndüm ama Bora yatakta değildi. Uyanıp aşağıya indi sanırım. Hemen dün gece ki elbiselerimi giydim ve Bora’nın yanına indim. Salonda ifadesiz bir şekilde oturuyordu.
“Günaydın.” Cevap yok! Yanına gidip oturdum ama suratıma bile bakmıyordu.
“Bora bir şey mi oldu?” Yine cevap yok. Ama Bora’nın sinirlendiğini anlayabiliyorum. Çenesinde ki kasları iyice gerilmeye başlamıştı.
“Sana bir soru sordum!” Bu cesaret nereden geliyordu böyle? Bora birden ayağa kalktı ve beni de kolumdan tutup kaldırdı.
“Sana hesap vermek zorunda değilim ben! Dün gece seninle yattım diye kendini bir şey mi zannettin he! Sen de benim için diğer sürtüklerden farksızsın şimdi buradan s… git!” B-bu Bora olamazdı değil mi? Dün gece ki adam gitti yerine bu herif mi geldi yani?
Çantamı alarak evden çıktım. Ve ağlamaya başladım. Benim canım hiç bu kadar acımamıştı. Kimse beni böyle yaralamamıştı. Ben ona aşıktım! Tek suçum buydu. Ama o bana değer vermiyordu. Dün gece istediği şeyi aldı ve gitmemi istedi.
Eve gelince Hazal o halimi görüp bir sürü soru sormaya başladı ama hiç birine cevap vermeden evden çıktım ve şirkete geçtim. Odama geçtiğimde Mert beni orada bekliyordu.
“Günaydın Yağmur. Bu akşam bir toplantı var. Ama bir restoranda.”
“Tamam.”
“İyi misin sen? Bak istersen anlatabilirsin dinlerim ben. İyi bir arkadaş olabiliriz.”
“Anlatamam.”
“O psikopat erkek arkadaşın mı bir şey yaptı yoksa?” Birden ağlamaya başladım artık içimde hiçbir şeyi tutamıyordum. Her şeyi anlattım ona. Bu yanlıştı daha 2 gün önce tanıştığım adama bunları anlatmamalıydım ama boşluğuma denk gelmişti. Mert beni sakinleştirmeye çalışıyordu.
“Şşş sakin ol. Anlıyorum seni ama olan olmuş artık. Sen bundan sonra dimdik duracaksın ve ona bunları ödeteceksin tamam mı?”
“Ne yapabilirim ki ona? Benim canımı yaktığı gibi yakamam ki onu. O duygusuz biri ama ben ona aşığım.”
“Ne yani sürekli böyle ağlamayı mı düşünüyorsun?” Haklıydı benim Bora’ya bunları ödetmem gerekiyordu. Bana bunları yaşattıktan sonra çekip gidemezdi değil mi?
“Haklısın sanırım.”
“Peki o zaman mesela artık onu gördüğünde, karşına çıktığında konuşma onunla onu istemediğini söyle. Bu onun canını yakacaktır.” Tamam anlamında başımı salladım. Mert gerçekten iyi biriydi bana yardım etmeye çalışıyordu.
“Iğğm neyse akşam için hazırlanmaya başlayalım. Bana Esra hanımı çağırır mısın?”
“İşte böyle. Hemen çağırıyorum patron!” Bu gülümsememe neden olmuştu. Mert kesinlikle Bora’dan daha çok değer veriyordu bana.
İşlerim bitince eve uğradım üstümü değiştirmek için. Hazal yine soru sormaya başladı.
“Hazal bak toplantı var hazırlanıp çıkmam gerekiyor.”
“Önce anlat yoksa çıkamazsın buradan.”
“Off tamam!” Anlatmaya başladım her şeyi. Mert’in söylediği şeyleri de söyledim.
“Valla Mert haklı. Onun dediklerini yapmalısın kesinlikle. Hem sen şerefsize bak ya sana sahip olup sonra bir kenera fırlatıyor!” Hazal biraz duraksadı ve birden küfür savurdu.
“Ya ben çok özür dilerim. Gerçekten çok özür dilerim öyle demek istemedim.”
“Yoo hayır haklısın.”
Üstümü değiştirdim ve aşağıya indim. Dış kapıyı açtığımda karşımda Mert ve Bora’yı gördüm. Birazdan Bora Mert’in üstüne atlamak üzereydi.
“Bora senin ne işin var burada!”
“Asıl bu herifin ne işi var burada Yağmur!”
“Seni ilgilendirmez! Sen git bu akşam becereceğin kız bakmaya başla!” Mert’e dönüp hadi gidelim dedim. Bora hemen arkamızdan bağırmaya başladı.
“Bu herifle mi gideceksin yani!” Cevap vermedim ve arabaya yürümeye devam ettik.
“Bana aşık olduğunu sanıyordum.”
“Evet öyleydim ama artık senden nefret ediyorum!” dedim ve arabaya bindik Mert’le. Mert arabayı sürmeye başladı ama bana bakıp duruyordu.
“Bana bakmayı keser misin? Kaza yapacağız şimdi!”
“İyi misin sen?”
“Evet gayet iyiyim. Üstümden büyük bir yük kalktı sanki.”
“Pekala.” Diyerek gülümsedi ve bende ona gülümsedim.
***
“Toplantılardan nefret ediyorum!” Toplantı o kadar sıkıcı geçmişti ki bunu tarif bile edemezdim!
“Bende Yağmur bende!” Mert’te gerçekten çok sıkılmıştı. Yüzünden belli oluyordu. Arabaya bindik ve beni eve götürüyordu. Evin önünde durunca iyi geceler dedim ve inmek için hamle yaptım ama Mert kolumdan tutarak inmemi engelledi.
“Bir şey mi oldu Mert?”
“Sen üzülmeyi hiç hak etmiyorsun Yağmur. Ve…Ve o kadar masumsun ki!”
“B-ben teşekkür ederim ama bunlar nereden çıktı şimdi?”
“Ben sana aşığım Yağmur!” Tam cevap verecektim ama Mert dudaklarıma yapıştı!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Benimsin
RomantizmAşk aslında o adam için sadece basit bir şeydi daha doğrusu artık aşk diye bir şey olduğuna inanmıyordu. Neden mi? Çünkü o aşk denilen şey onun canını çok yakmıştı. İlk aşkı onu bırakıp gitmişti. Peki sonra ne oldu da tekrar aşka inanmaya başladı?