Herkese tekrar merhaba :) Geçen bölümün oyları ve yorumları için teşekkür ederim ama yorumlara cevap veremedim çünkü şehir dışındayım. Ama tatilden döner dönmez özel mesajlarınıza ve yorumlarınıza cevap vereceğim :) Beğenmeniz dileğiyle iyi okumalar... :)
****
"Bu şeyi sormak gerçekten çok zormuş." Yok kesin evlenme teklifi edecek! Nasıl da gerildi canım ya. Salak salak sırıtmaya başladım. Neyse ki sonradan aklım başıma geldi ve konuşmaya başladım.
"Sor hadi ya ne olacak canım!."
"Pekala. Yağmur benimle aynı evde yaşar mısın?" Yüzümde ki gülümseme tekrardan soldu. Şaka yapıyor. Gerçekten şaka yapıyor!
"Hayır!"
"Neden? Ne oldu birden?" Bana pis pis sırıtmaya başladı. Bilerek yapıyordu işte.
"Biliyor musun benim iştahım kaçtı, hadi gidelim." Ayağa kalkıp arabaya doğru gittim. O da arkamdan konuşmaya başladı.
"Sen neye kızdın yine?"
"Bilerek yapıyorsun değil mi?"
"Neyi? Evlenme teklifi edeceğimi sanmanı sağlayıp etmediğim için mi?"
"Pislik!" Kolumdan tutup kendine çevirdi.
"İşte bir daha böyle hayal kırıklığı yaşamaman için yaptım. Ben evlenmeyi düşünmüyorum."
"Neden?"
"Ben Wild'ın sahibiyim evlenip çoluk çocuğa karışıp göbek bırakamam. Hani siz kadınlar kariyer için çocuk yapmıyorsunuz ya benim ki de o hesap gibi işte."
"Bir ara gerçekten değiştiğini sanmıştım." Kolumu çekip arabaya bindim. Ben onun artık böyle karanlık işlerle uğraşmasını istemiyorum. Zaten bu sene okul bitiyordu, onunda dersleri çok iyiydi. Babasından kalma holdingin başına geçebilirdi. Ama holdingin başında onun yerine amcası vardı. Eğer bende Yağmur'sam onunla hem evlenecektim hem çocuk yapacaktım hem de karanlık işlerden kurtaracaktım!
"Asma lütfen suratını."
"Gidebilir miyiz artık?"
"Pekala. Gidelim."
***
Yol boyunca yine uyumuştum. En azından Bora'yla kavga etmemiştim. Çünkü uyumasaydım biliyordum Bora'yı canından bezdirecektim.
Arabadan inmek için elim kapıya gitti ama Bora beni kendine çevirdi ve bana en masum bakışlarını atmaya başladı.
"Öpücük yok mu?"
"Yok."
"Yağmuuur..."
"Boraaa..."
"Hadi." Bana şirin bir şekilde sırıtıyordu ama pes etmeyecektim!
"Görüşürüz canım." Bende ona sevimli bir şekilde gülümseyerek arabadan indim.
Eve girdiğimde Hazal hemen kapının oraya damladı ve beni soru yağmuruna tutmaya başladı.
"Neredeydiniz siz?"
"İzmir'de."
"Ne! Ne işiniz vardı orada?"
"Orada ki sahile gittik işte. Çok güzel bir masa hazırlatmış falan ama şu öküzlüğünü atamadı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Benimsin
RomanceAşk aslında o adam için sadece basit bir şeydi daha doğrusu artık aşk diye bir şey olduğuna inanmıyordu. Neden mi? Çünkü o aşk denilen şey onun canını çok yakmıştı. İlk aşkı onu bırakıp gitmişti. Peki sonra ne oldu da tekrar aşka inanmaya başladı?