Son 1 bölüm! Ama merak etmeyin şimdiden duygusala bağlamayı düşünmüyorum çünkü size çok güzel haberlerim var :) Yeni hikayemi yayınlamaya başladım :) Adını biliyorsunuz zaten 'Karanıktaki sır'. Biraz daha farklı bir çalışma olacak benim için, yine desteklerinizi bekliyorum :)
Hepinizi çok seviyorum, güzel yorumlarınız için teşekkürler :* Sakın bu hikaye bitiyor diye beni bırakmayın :) Bu bölümü @sahinmansuroglu5 adlı okuyucuma ithaf ediyorum, hepinize iyi okumalar :)
Linki= http://www.wattpad.com/story/33270846-karal%C4%B1ktaki-s%C4%B1r
*
“Yağmur iyi misin?” Arkamdan Hazal’da geldi ve o iğrenç görüntüyü gördü.
“Şimdi daha iyiyim sanırım.”
“Bir insan yumurtadan bu kadar etkilenip de midesinde ki her şeyi çıkaramaz.”
“Hazal…”
“Yağmur sanırım küçük bir test zamanı. Sen kesinlikle hamilesin!” Başımdan aşağı kaynar suların boşaldığını hissediyordum. Bu olamazdı değil mi?
*
Hazal’la koltukta oturmuş elimde hamilelik testiyle bekliyorduk. Çok gergin hissediyordum. İyi de ben daha hazır değildim ki!
Telefonum çalmaya başladı arayan annemdi. Birkaç günlüğüne babamla Edirne’ye gitmişlerdi. Daha fazla bekletmek istemediğim için telefonu açtım.
“Anne nasılsın?”
“İyiyim kızım sen?”
“Bende iyiyim.”
“Yola çıktık dönüyoruz biz, bu akşam bize gelin.”
“Yorgun olursunuz ama.”
“Saçmalama. İtiraz istemiyorum!”
Bu sırada Hazal koltuktan hoplayarak çıktı ve ‘pozitif’ diye bağırmaya başladı.
“Ne nasıl pozitif ya!”
“Kızım ne oluyor?”
Hazal gelip bana sarıldı ve bende ağlamaya başladım. Bir yandan seviniyordum bir yandan korkmaya başlamıştım.
“Anne hamileyim! Ve şimdi kapatmam lazım.”
Telefonu birden suratına kapattım. Hazal ahtapot gibi bana sarılıyordu.
“Eminsin değil mi? Pozitif.”
“Evet bak iki çizgi işte! Teyze oluyorum.”
Bu sefer oturduk ikimizde ağlamaya başladık. Sevinmiştik, tabi ben korkuyordum ama orası ayrı bir şey. Sevinmemize rağmen oturmuş ağlıyorduk.
Yarım saat sonra da eve Bora ve Doruk geldi. İkisi de şaşkın gözlerle bize bakıyordu. Kesin gözlerimiz kan çanağı gibiydi.
Bora telaşla benim yanıma geldi.
“Ne oldu niye ağladınız siz?”
“Senin yüzünden! İstediğin oldu sonunda.”
“Ne yapmışım ben ya?” Hazal gülmeye başladı ve gidip Doruk’a sarıldı. Bende hafif tebessüm edince Bora iyice sinirlenmeye başladı.
“Hamileyim!”
“Nee!” Bora ve Doruk aynı anda tepki vermişti. Özellikle Bora yerinde duramıyordu ne yapacağını şaşırmıştı. Sonra beni koltuktan kaldırdı ve kucağına alıp etrafımda döndürdü. Deli gibi kahkaha atıyordu. İşte bu gülümsemesi, heyecanı bütün korkularımı alıp götürmüştü birden. Ama Hazal ve Doruk’a dönünce onların buruk gülümsemesini görünce içimi bir üzüntü kaplıyordu. Bora’dan ayrılarak onlara doğru gittim ve ikisine birden sarıldım.
“Sizin de olacak hissediyorum. Ve bizim çocuklarımız bir arada büyüyecek! Hatta çocuklara siz benden daha çok bakacaksınız.”
Bu sefer ikisi de daha içten gülmüştü. Onlarında çok mutlu olmasını istiyordum. Artık hepimizin çok mutlu olmasını istiyordum. Üzülmekten yıpranmıştık hepimiz.
*
“Hadi Yağmur ne çok oyalandın.”
“Tamam hazırım şu ruju süreceğim sonra bitecek!”
Eve gelmiştik ve annemlere gitmek için hazırlanıyorduk. Aslında yaklaşık bir saat önce aramıştık İstanbul’a yaklaştıklarını söylemişlerdi ama bir sonra ki aramamda açmamışlardı.
“Bora…”
“Efendim güzelim.”
Bora’nın yanına yaklaştığımda ellerini belime sardı ve yüzünde bıyık altından bir gülüş vardı.
“Annemler telefonu açmıyor ve biz şimdi onlara gidiyoruz. Pek içime sinmedi.”
“Bir daha ara istersen.”
“Dimi. Ben arayayım tekrar.”
Bora’dan biraz uzaklaştım ve telefonumu elime alıp annemi aradım. Aradım, aradım, aradım ve sonunda telefon açıldı.
“Anne neredesiniz siz?”
Ama telefonu açan annem değildi bir erkek açmıştı ve bu babamda değildi. Bir polisti.
“Merhaba, ben emniyet amiri Alper. Size pek iyi haberlerim yok.”
“Annem ve babam nerede? Niye telefonu siz açtınız?”
“Aileniz bir kaza geçirdi, ikisini de hayatını kaybetti. Başınız sağ olsun.”
Telefon yavaşça elimden düştü ve kendimi hıçkıra hıçkıra ağlarken buldum. Bora hızla yanıma koştu.
“Aşkım ne oldu?” Ona sarıldım, ama ağlamaktan artık hiçbir yeri göremiyordum.
“Bora, kaybettim. Yine kaybettim! Ölmüşler. Annem ve babam öldü…”
![](https://img.wattpad.com/cover/13545859-288-k655650.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Benimsin
Roman d'amourAşk aslında o adam için sadece basit bir şeydi daha doğrusu artık aşk diye bir şey olduğuna inanmıyordu. Neden mi? Çünkü o aşk denilen şey onun canını çok yakmıştı. İlk aşkı onu bırakıp gitmişti. Peki sonra ne oldu da tekrar aşka inanmaya başladı?