21. Bölüm (Kaçak)

48.9K 1.1K 40
                                    

Merhabaa :) Yorumlarınız, votelarınız ve en önemlisi özel olarak attığınız mesajlar için çok teşekkür ederim :) Sizin düşünceleriniz, fikirleriniz benim için çok önemli.  Verdiğiniz fikirler hemen hemen benim düşüncelerime yakın bir şeydi :) Her neyse herkese iyi okumalar sizi seviyoruuum :) 

Saatlerce orda öyle oturdular. İkisi de konuşmadı. Yağmur kendine göre haklıydı ama Bora ona onu sevmediğini daha öncede söylemişti değil mi? Bu Yağmur’un umurunda değildi çünkü o aşıktı.

Bazıları verdiğin değeri anlamaz hepsi bu.

  Kaybetmek en çok onların hakkı işte…

Peki bu oyunda kim kaybedecek yada kim kazanacak? Belki aşk kazanır. Belki de hiçbiri...

***

(Bora)

Kollarımın arasında ağlayarak uyuyakalmıştı. Onun ağlamasından nefret ediyordum. Hele ki ben ağlatınca… Ama ona yalan söylemek istemiyordum. Onu sevmiyorum. Belki de…

“Bora?”

“Sen uyumamış mıydın?”

“Uyandım.”

“Tamam hadi kalk odaya geri dönelim. Bugün pek dolaşabileceğimizi düşünmüyorum.”

“Ben geri dönmek istiyorum.”

“Tamam.” Böyle diyeceğini biliyordum. Yani tahmin etmiştim. Yüzüme bile bakmıyordu. Onun hayatını mahvetmiştim. Ama umurumda değildi. O sadece benim olduğuna göre benim yanımda kalmalıydı.

Odaya gittiğimizde eşyalarını topladı ve bavulunu bana bırakıp çıktı. Aşağıda beklediğini söylemişti.

***

(Yağmur)

Evet ona deli gibi aşıktım ama benim de bir gururum var. Onun beni sevmediğin bile bile yüzsüz gibi yakın davranamazdım. İstesem de yapamazdım bunu.

Bora aşağı indiğinde arabaya oturdum. O da gelip oturdu ve arabayı çalıştırdı. Yol boyunca hiç konuşmadık. Tam 2 saat boyunca.

Evin önüne geldiğimizde yine hiçbir şey demeden arabadan indim ve bavulumu aldım. Ama Bora arkamdan geldi ve kolumdan tutup kendine çevirdi.

“Bana böyle davranamazsın!” diye kükredi.

“Bora git buradan. Zaten ağrılarım var daha fazla yorma beni.” Böyle deyince gergin yüz hatları biraz olsun yumuşadı ve kolumu bırakıp gitti. Eve girdiğimde Doruk’u ve Hazal’ı gördüm. Yan yana oturuyorlardı. Beni ilk fark eden Hazal oldu ve yanıma koşarak geldi.

“Senin ne işin var burada! Bırak şu bavulu.” Der demez sarıldı bana. Zorla da olsa gülümsemeye çalıştım. Hazal benim moralimin bozuk olduğunu anlayınca Doruk’a döndü ve konuşmaya başladı.

“Doruk’ta tam gidiyordu zaten.”

“Yoo.”

“Doruk gidiyorsun ya sevgilim.” Hazal bana çaktırmamaya çalışarak Doruk’a kaş göz işareti yapıyordu ama benden kaçar mı?

“Hee evet ya ben gidiyorum.” Sonunda Doruk anlayıp gitti ve Hazal’la baş başa kaldık.

“Eee ne oldu sana anlat baka…”

“Hazaaaaaaaaal!” Birden bağırmamla Hazal yerinde sıçradı. Bu gördüğüm şey gerçek miydi? Aman Allah’ım!

“Ne bağırıyosun ya aklım çıktı!”

“O yüzük ne!” Yüzünü kaplayan kocaman gülüşünü ortaya çıkardı.

“Doruk bana bugün evlenme teklifi etti.”

“İnanmıyorum. Çok sevindim canım ya.” İkimizde gülmeye başladık ve ona sarıldım.

“Hemen detaylarını anlat bakalım.” Anlatmaya başlamıştı. Biraz olsun Bora olayını unutturacak güzel bir şey olmuştu bugün.

***

(Bora)

Yağmur’u eve bıraktıktan sonra Wild’a gittim. Gider gitmez depoya indim. Mert şerefsizinin olduğu yere. Ama burası boştu. Adamlara doğru döndüm.

“Nerde bu it!”

“Hiçbir yerde yok. İçerden biri yardım etmiş ve kaçmış efendim.”

“Ne! Ne demek kaçmış lan siz benimle dalga mı geçiyorsunuız! Bir adama sahip çıkamadınız mı?” Etrafta ki her şeyi yere atmaya başladım. Sinirden gözüm dönmüştü. O şerefsiz nasıl kaçırdı! Benim olana el sürmek isteyen biri ölmeliydi. Onu öldürecektim!

“Gidin bulun o Mert piçini! Ve ona yardım eden adamı da bulun!” Bunu dememle herkes dışarı çıktı. Sonra yanıma Doruk geldi.

“Sakin ol. Bulunacak o aptal.”

“Eğer bulunmazsa hepsini öldürürüm anlıyor musun Doruk! Hepsini.”

“Biliyorum. Bu arada ben de Yağmur’un evindeydim. Onu gördüm çok kötü görünüyordu, bence bir özür borçlusun ona. Belli kırmışsın kızı.”

“Sen karışma ona. Hazal’la işine bak.”

“Biz evleniyoruz.”

“Dalga geçme.”

“Ciddiyim ben.” Karşımda aptal aptal sırıtıyordu. Evet ona aşık olduğunu biliyordum ama bu kadar çabuk mu evlenme teklifi etti yani?

Ona en içten gülümsememi yolladım ve sarıldım.

“Hayırlı olsun kardeşim.”

“Bu kız cidden değiştirdi seni. Eski Bora olsaydı şuan dalga geçiyordu.” Sadece gülümsemekle yetindim. Ama Doruk haklıydı.

***

(Yağmur)

Hazal Doruk’un evlenme teklifini anlatınca sıra bana gelmişti. Ben de Bora’yla yaşadıklarımızı anlattım. Hazal bana hak vermişti. Ve daha önemlisi de onu dinlemediğim için yine pişman olmuştum. Eğer Hazal’ı dinleyip Bora’dan uzak dursaydım hiç bu kadar yıpranmazdım.

“Hazal canım ben biraz yorgunum odama çıkıp dinlenmek istiyorum.”

“Tamam canım.” Ona gülümsedim ve odama çıktım. Sonra kendimi yatağa attım. Kapının zil sesini duydum ama kılımı bile kıpırdatmadım, çünkü çok yorgundum.

Bir süre sonra odamın kapısı açıldı.

“Ne oldu Hazal?” Kafamı kaldırıp baktığım da karşımda duran Hazal değildi! 

Sen BenimsinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin