(Doruk)
Bora ve Yağmur evden çıkar çıkmaz Mert şerefsizini alıp Wild’ın deposuna getirdim. Bora zaten Mert’i baya dövmüştü ama açıkçası Yağmur’a yaptığı ve Bora’nın ailesine yaptığı şey aklıma geldiği için birkaç tekme de ben attım. Sonra o p*çi Wild’da ki adamlara bırakıp çıktım. Direkt hastaneye gittim Bora ve Hazal ordaydı. Hazal koşarak boynuma atladı. Ağlamaktan gözleri şişmişti meleğimin.
“Şşştt. Yağmur iyi olacak merak etme.” Aşağı yukarı kafasını salladı ve tekrar bana sarıldı.
Tüm bu hastane işleri bitince Hazal’ı evine bıraktım ve tekrar Wild’a geçtim. Mert’ ve adamlara şöyle bir göz attıktan sonra bu pis işlerin yapıldığı yerden çıktım. Sonra tabii ki de bir tanecik sevgilim yanına gidiyordum. Bir tek o bana iyi gelebilir sanırım.
Arabama atladığım gibi Hazal’ın yanına (Yağmur’un evine) gittim. Evin önüne gelince biran duraksadım. Çünkü saat baya bir geç olmuştu belki de Hazal uyumuştur? Bunu öğrenmenin tek yolu arka bahçeden eve girip öğrenmek. Ne yani sevgilim uyuduysa onu mu uyandırayım?
Arka bahçeye gittiğimde tam da tahmin ettiğim gibi olmuştu. Benim saf sevgilim mutfağın bahçeye çıkan kapısını açık bırakmıştı. Oradan içeri girdim ve doğruca Hazal’ın odasına gittim. Odasına girdiğimde her yer karanlıktı. Ama onun yatakta yattığını görmüştüm. Ceketimi çıkarıp bende yanına uzandım. Başta biraz kımıldadı ama sonra kafasına boynuma gömdü ve küçük kollarına bedenime sardı. Bende onu iyice kendime yaklaştırdım. Sonunda bende kendimi uykuya teslim etmiştim.
***
Sabah uyandığımda Hazal üstüme çıkmış ve kahkaha atıyordu. Deli bu kız!
“Sen galiba yaramazlık yapmak istiyorsun!” Tabiki de bunu gülerek söylüyordum. Başını olumsuz anlamda salladı ve üstümden kalmaya çalıştı ama onu kollarından tuttum ve bu sefer üstüne ben çıktım. Ve en eğlenceli bölüme geçtik! Onu gıdıklamaya başladım. Deli gibi kahkaha atıyordu, gözlerinden gülmekten yaşlar akıyordu. yeter diye bağırıyordu. En sonunda kıyamayıp üstünden kalktım ve yanına geçtim. İkimizde hala gülüyorduk.
“Seni seviyorum Hazal.”
“Bende seni çok seviyorum aşkım.” Yana doğru dönüp biraz kafasını kaldırdı ve dudaklarını benimkilerle buluşturdu. Bu öpüşmemiz kısa sürede ateşlenmişti. Sanki ikimizde kendimizi kaybetmiştik. Aşkımızda.
Evet daha fazlasını istiyordum ama Hazal’ı kırmaktan korkuyordum. Zaten Hazal’da sanırım sexsten korkuyor. Çünkü daha fazlasını istediğimi anlayınca geri çekildi. Yüzüme bakamıyordu, utanmıştı. Aslında bu halleri onu daha çok sevmeme neden oluyordu. Ve açıkçası beni güldürüyordu.
“Iıı şey ben şey yapayım şeyi alıp şeyde.” Etrafta öylesine dolanıyordu ve saçma sapan konuşmaya başlamıştı. Sonunda dayanamadım ve kahkaha atmaya başladım. Hazal bu sefer bana öldürücü bakışlar atmaya başladı. Ayağı kalkıp yanına gittim ve ellerinden tuttum.
“Senin kıyafetlerini alıp banyoda giyinmene gerek yok, ben odadan çıkayım sen rahat rahat üstünü değiştir sevgilim.” Dedim ve dudağına minik bir öpücük bıraktım. Bu sefer bana minnet dolu bakışlar yolladı. Acaba neden bu kadar utanıyor benden?
Odadan çıkmadan önce kapanın önünde durdum ve konuşmaya başladım.
“Sadece 5 dakikan var sevgilim seni bir yere götüreceğim hızlı ol. Ve üstüne rahat şeyler giy.” Tamam anlamında başını salladı ve direkt dolabına yöneldi. Bende odadan çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Benimsin
RomanceAşk aslında o adam için sadece basit bir şeydi daha doğrusu artık aşk diye bir şey olduğuna inanmıyordu. Neden mi? Çünkü o aşk denilen şey onun canını çok yakmıştı. İlk aşkı onu bırakıp gitmişti. Peki sonra ne oldu da tekrar aşka inanmaya başladı?