Yorum ve voteler için teşekkür ederim. Bu yüzden baya bir uzun bölüm yazmaya çalıştım. Tabii yorumlar çok az, ben yazmayı sevdiğim için yazıyorum ama artık yorum yoksa yeni bölüm de yok. Neyse beğenmeniz dileğiyle iyi okumalar :)
Sevdiğim adam beni kurtardı mı şimdi? Gerçekten her şey geçti mi. Biz yine eskisi gibi mi olacağız. Daha doğrusu Bora bana eskisi gibi mi davranacak…
***
Gözlerimi açtığımda hastane odasındaydım. Yanımda Bora, Hazal ve Doruk vardı. Hazal ağlamıştı gözleri kırmızıydı. Ama tuhaf olanı Bora da ağlamışa benziyordu.
Benim uyandığımı görünce herkes birbirine bakıp gülümsemeye başladı. Bora oturduğu koltuktan kalkıp yanıma geldi, elimi tuttu ve alnıma bir öpücük bıraktı.
“Günaydın meleğim. Ağrın var mı?”
“Özür dilerim Bora.” Bora sıcak bir şekilde gülümsedi. Aslında ben onun bana kızmasını bekliyordum ama Bora bu belli olmaz ne yapacağı. Kanıtı da bu işte.
“Şşt. Ben bunları konuşmak istemiyorum. Her şey geçti bitti tamam mı?”
“Tamam.” Bora Doruk’a döndü ve hemşireyi çağırmasını söyledi. Sanırım benim yanımdan ayrılmak istemiyordu. Korktu yani benim için. Hatta ağladı! Ben bu kadarını beklemiyordum açıkçası.
Doruk odaya hemşireyle geri döndü. Hemşirenin gözü benden çok Bora’nın üstündeydi. Eğer şuan canım yanmasaydı ben sana yapacağımı bilirdim sürtük! Hemşireye doğru döndüm ve soğuk bir sesle konuşmaya başladım.
“Ne zaman çıkabilirim buradan?” Sonunda ilgisini çekebilmiştim ve gözlerini bana çevirebilmişti.
“En az 1 gün daha burada kalmanızı tavsiye ediyorum.” Ben senin amacını biliyorum! Kesin Bora’ya yılışmak için 1 gün diyor!
Bu sefer bakışlarımı Bora’ya çevirdim ve beni buradan kurtar bakışları attım.
“Bak hayatım ne diyor hemşire 1 gün. Yani hiç boşuna sevimlilik yapma bana 1 gün daha buradayız. Senin sağlığın için.”
“Sen bana bakarsın. Hemen iyileşirim ben. Burada kalmak istemiyorum.” Bora bıkkınlıkla gözlerini devirdi ve sonunda tamam ben çıkış işlemlerini hallediyorum dedi.
Aslında ben Bora’ya iyilik yapmıştım ve şu yılışık hemşireden kurtarmıştım! Valla bence gayet iyi yaptım!
Hazal Doruk’u da Bora’yla gönderdi ve üstümü giyinmem için yardım etti. Bora ve Doruk birkaç dakika sonra odaya geri döndü.
“Tamamdır. Çıkabiliriz.” Yüzüme kocaman bir gülümseme yerleştirdim ama Bora beni onaylamaz bir biçimde kafasını sağa sola salladı. Sonra yanıma yaklaştı ve beni kucağına aldı.
“Ne yapıyorsun Bora!”
“Bak küçük hanım zaten beni dinlemedin bir de şimdi yürürsen canını falan yakacaksın o yüzden sus!” Bora’yı daha fazla sinirlendirmeden susmam en iyisiydi. Başımı göğsüne yasladım ve muhteşem kokusunu içime çekmeye başladım.
“Boraa...”
“Hıı.”
“Ben eve gitmek istemiyorum. Seninle birlikte uzak bir yere gidelim, tatil gibi. Hem bu ikimize de iyi gelir.”
“Hayır sen hastasın.”
“Hasta falan değilim ben! Hem baş başa kalırız.” Bu dediğimi hemen başka yerlere çekti ve pis pis sırıtmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Benimsin
RomanceAşk aslında o adam için sadece basit bir şeydi daha doğrusu artık aşk diye bir şey olduğuna inanmıyordu. Neden mi? Çünkü o aşk denilen şey onun canını çok yakmıştı. İlk aşkı onu bırakıp gitmişti. Peki sonra ne oldu da tekrar aşka inanmaya başladı?