Multimedya: Dinleyerek yazdım (Ekin Beril & Playjoy - Düşünme Hiç)
Kapıdan çıkacakken başıma giren ağrı yüzünden bir an duraksadım. Ağrı giderek arttığı için sanki beynimde bir şeyler çarpışıyor gibiydi. Kulaklarım, sanki çok yüksek bir ses duymuşum gibi acıyordu.
Ağzımdan çıkan acı çığlığa engel olamadım. "Kahretsin." diye fısıldadım bu acıya karşılık.
"Kyra! İyi misin?" diyerek telaşla yanıma geldi Grace. Üstünde beyaz bir elbise vardı görebildiğim kadarıyla. Pijama gibi duruyordu.
Karnıma şiddetli bir ağrı girmesinin ardından dizlerimin üstüne çöktüm. Burnumdan gelen kanı elimin tersiyle sildim ve acının geçmesi için Tanrı'ya dua etmeye başladım.
Grace, bana yardım etmek istiyor ancak ne yapacağını bilmiyor gibiydi.
"Babamı ara. Telefonum yukarıda." diye fısıldadım acının izin verdiği kadarıyla. "İzabella!" diyerek yanıma geldi Adrian.
Ağzımdan kan geldiği zaman görüşüm bulanıklaşmaya başlamıştı. Etraf giderek karanlığa bürünüyor gibiydi.
"Merhaba Bay..."
"..."
"Pekala, Bay Hill. Kyra şu anda yanımda ve pek iyi değil." diyen Grace'in sesine odaklanmışken Adrian'ın sesini duydum.
"Hey, İzabella!" diyordu. Göz kapaklarım kapanmak için ısrar ediyordu. Onlara karşı direnmek istiyordum ancak bunu yapmak imkansız gibiydi. Göz kapaklarım sanki benden bağımsız bir şekilde hareket ediyor gibiydi.
"İzabella!" diyen Adrian'ın uzaktan gelen sesi kulağıma ulaşınca artık etrafın tamamen karararak kontrolün elimden gittiğinden emin olmuştum.
*
Gözlerimi açınca bir anda kulağıma annemin sesi ulaştı. "Kyra iyi misin bir tanem?" dediğinde ona döndüm.
"Anne sen burada ne arıyorsun?" dediğimde Grace konuştu. "Ben çağırmıştım ya Kyra." dediğinde aklımı o anları hatırlamak için zorladım. Ancak sadece hissettiğim acıyı, ağzımdan ve burnumdan gelen kanı hatırlıyordum.
"Hatırlamıyorum." dediğimde Adrian umursamazca konuştu.
"Yine aynı şey oldu." dediğinde aklıma bayıldığımı da hatırlamadığım gelince korkuyla kahverengi gözlerine baktım.
"Yine oldu." dedim, ardından devam ettim. "Yeniden oldu hatırlamıyorum!" dedim tekrardan.
"İyi misin?" diyerek yanıma geldi babam. Ona bakınca aklıma annemi ve onu gördüğüm o korkunç kabus gelince biraz uzaklaştım.
"Kabuslar, hatırlayamadığım anlar... Neler oluyor?" dedim sinirle. Annem ve babam arasında kısa bir bakışma geçtiğinde gözlerimi ikisi arasında gezdirdim. Bir şey biliyor gibilerdi.
"Ne oldu?" dediğimde annem başını yere eğerek konuştu.
"Yok bir şey canım."
Babam, annemi yanına aldı ve bana bakarak konuştu. "Biz bahçeye çıkacağız." dediğinde başımı anladığımı belirtircesine salladım.
Onlar bahçeye çıkınca onlara odaklandık ve dinlemeye başladım. Nedenini bilmediğim bir şekilde normal bir vampirden daha iyi duyuyordum.
Bu halimle biraz zor olsa bile onları dinlemeye başladım.
"Aidan, benim yüzümden old-" diyerek annem konuştuğunda babam araya girdi. "Hayır Nina, senin yüzünden değil. Erica'nın yüzünden." dediği zaman kaşlarımı çattım. Erica mı? Erica kimdi? Ve bunu bana niye yapıyordu?
Burnumdan gelen bir damla kanı Adrian'a ve Grace'e belli etmeden sildim ve onları dinlemeye son verdim. Dinlemeye devam ettikçe gücümü harcıyordum.
"Kyra, daha iyi misin?" dedi Grace bana bakarak iyi olup olmadığımı ölçmek istercesine.
İyi olduğumu belirten çok kısa(!) bir konuşma yaptıktan sonra kafamı yastığa gömdüm.
"Hadi eve gidiyoruz Kyra." dedi babam. Başımı onayladım ve ayağa kalktım. Ayağa kalkınca bir anda bulanan midemi umursamadan babamın yanına geçtim. Babam Adrian'a döndü ve tehditkar bir sesle konuşmaya başladı.
"Ayrıca sen-" dediğinde Adrian umursamazca sözünü kesti.
"Adrian." dediğinde babam kaşlarını çattı. "Ne?" dediğinde Adrian bana döndü. "Kime çektiğin belli oldu." deyince gülmek istesem bile kendime engel oldum. Babama döndü ve konuştu. "Adım Adrian."
"Her kimsen kızımdan uzak dur." dediği zaman kaşlarımı çattım.
"Baba-" derken babam sözümü kesti. Neden herkes sözümü kesiyordu bir türlü anlamamıştım.
"Sen karışma Kyra. Bu konu seninle ilgili değil." dediğinde araya girdim.
"Benimle ilgili değil mi?" dedim alayla gülerek devam ettim. "Onunla görüşecek olan benim. Sen değil. Asıl sen karışma baba." dedim.
Sinirle elimi başıma götürdüm. Bana neler oluyordu böyle? Neden birkaç gün önceki gibi mutlu değildik? Fazla sinirliydim. Normalde bu kadar değildim. Şimdi saçma sapan sinirlerim yüzünden babamla tartışıyordum.
Neler oluyordu?
"Üzgünüm." diye fısıldadım.
Babam, başını anlayışla salladı ve kollarını bana dolayınca dolan gözlerimi gizlemeye çalışarak kollarımı ona sardım.
Korkuyordum.
Kendimden korkuyordum.
Bu bitmez kabuslardan korkuyordum.
Hatırlayamadığım anlardan korkuyordum.
Bir anda fazla sinirlenmemden korkuyordum.
Kendimle ilgili her şeyden korkuyordum.
Korkmaktan bile korkuyordum. Ve kabul ediyorum korkağın tekiydim. Ancak küçüklüğümden beri benim bir parçam olan deli cesaretim bu korkularımı gölgede bırakıyordu.
Cesaretliydim. Ancak birilerini kırmak istemediğim için bu cesaretim kendini pek ortaya çıkarmazdı.
Kapalı bir sandıkta saklı gibiydi.
Kilidi bulabilecek tek kişi bendim.
Sandığı açabilecek tek kişi bendim.
Göz yaşlarım yanağımı ıslatırken bedenimde hissettiğim kola baktım. Annem gelmişti. Bir kolunu babama bir kolunu babama dolamıştı.
Yüzümde mutlu ama hüzünlü bir gülümseme oluşmuştu.
Tartışmalardan, saçma sinirlerden, unutulan anlardan, kabuslardan uzak bir mutlu ailenin tablosuyduk. Fırça benim elimdeydi. Ancak boyalar olmadan bir şey yapmam imkansızdı.
Her şey boyalara bağlıydı. Ancak fırça olmazsa dağınıktı boyalar."Sizi seviyorum." dedi babam yüzündeki tebessümle.
"Sizi seviyorum." dedi annem aynı şekilde gülümserken. Tek fark annemin sesi titremişti, babamın aksine.
"Sizi seviyorum." dedim gözyaşlarım yanağımı ıslatırken.
Onlar ailemdi.
Onlar her şeyimdi.
***
Siz bölüm istersiniz de ben atmaz mıyım? Biraz kısa olsa da sizi merakta bırakmak istemedim💕1) İzabella'nın bazı anları hatırlamamasının sebebi ne olabilir?
2) İzabella'nın ağzından ve burnundan gelen kanın nedeni ne?
3)Bölüm nasıldı?
Seviliyorsunuz💕
İnstagram:
bir_vampirden_hamileyim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümsüz | Karanlık Ruh
VampireGeceden nefret etmemin sebebi buydu belki. Kabuslar... Uykularımı işgal eden, bir zehir gibi acı çektiren kabuslardı. Gecenin siyahlığına olan aşkımı engelleyen de buydu. Gündüzün maviliğine olan aşkımı alevlendiren de buydu. Kabuslar hayatımı ele g...