*Birkaç Gün Önce Deli Adamdan*
Neredesin İzabella? Günlerdir onu arıyordum. O gün bana soru bile sormadan kendini öldürmüştü. Şimdi ruhunun geçtiği yeni bedeni arıyordum. Belki beni dinler diye...
Ben İzabella'yı küçükken görmüştüm. Çocuktum o zamanlar. Saraydan kaçıp köye gitmiştim. O sırada arkadaşlarıyla çiçek toplarken görmüştüm. Gülüyordu. Gülümsemesini gördüğüm anda hissettiklerimden anlamıştım onu sevdiğimi.
Şimdi o yoktu. Çocuğumu öldürmeye çalışan bir adam için kendi canından olmuştu. O yalnızca beni bırakmamıştı, çocuklarımı da bırakmıştı.
*İzabella'dan*
"İzabella sen üst kata çık. O buraya gelince biz onu oyalarız. Sen aşağı inersin." dediğinde duraksadım. Ya onlara zarar verirse? Sesin giderek yaklaşmasıyla sessizce bir üst kata çıkmak durumunda kalmıştım. Ben çıktığım zaman Adrian ve Amy kapıda beklemeye başlamışlardı.
"Ah, sevgilim nerede?" diyerek Amy'nin dairesinin bulunduğu kata ulaştı adam. Bununla birlikte kendimi duvara daha çok bastırdım.
Adrian ona saldıracağı sırada Amy onu tuttu. Her ne kadar belli etmek istemese bile Adrian'ı tutarken zorlandığı belliydi.
"Siz kimsiniz? Sevgilim nerede?" dedi adam sinirli bir sesle. Anlamadığım ise şuydu: adam genç ve yakışıklıydı. Neden bana bu kadar takmıştı? Paris'teydik ve etrafta bir sürü güzel kız vardı. Neden beni seçmişti? Güzel bile değildim?
"Hala sevgilim diyor." diyerek Amy'den kurtuldu ve adamın çenesine sert bir yumruk attı Adrian. Adam hafif sendelemişti. Adrian'ın kırmızıya dönüşen gözlerine sarımtırak simsiyah gözleriyle bakıyordu. Adam kurttu!
"Sevgilim değil mi?" dedi adam küstahça. O an içimden Adrian'a adama daha sert bir yumruk atmadığı için kızdım.
"Değil!" dedi Adrian ve bu defa elmacık kemiğine sert bir yumruk attı. Adam bu sefer düşecekti ki duvardan destek aldı.
"Cedric!" dediği sırada benim gibi gözleri olan ve o adama benzeyen bir çocuk geldi. Bu çocuk... Günlükte bahsedilen İzabella ile Cody'nin çocuğuydu!
"Geldim baba." diye geldi. Yaşları genç duruyordu. İkisi de aynı yaşta gibiydi. Büyük ihtimalle kurt oldukları içindi.
"Sende oğlum." dediği sırada çocuk bazı kelimeleri söylemeye başladı. Gözlerimi kocaman açarak ona baktım. O bir büyücüydü ve şu anda Amy ile Adrian'a büyü yaparak acı çektiriyordu.
Sinirle çocuğa baktım. O kelimeleri mırıldanırken kontrolümü kaybediyor gibiydim. Güç sanki beni ele geçiriyor, nasıl yapacağımı bile bilmediğim büyüyü yapmamı sağlıyordu.
Çocuk sinirle inledi ve bana döndü. Bana bakarak ve bazı yerleri vurgulayarak kelimeleri söylerken aynı şeyi ben de yapıyordum.
Amy ve Adrian anlamazca bize bakarken Adrian hızla çocuğun yanına gitti ve dirseğini ensesine geçirerek bayılmasını sağladı.
Derin bir uykudan uyanmış gibi etrafa baktım. Ardından onların yanına gittim.
Tam üçümüz aşağı inecektik ki arkamızda o adamın sesi duyuldu.
"Sevgilim nereye?" diyen sesi duyunca hızla ona döndüm ve karşısına dikildim.
"Buraya." dedim ve suratına sert bir yumruk attım. Amy ve Adrian'a koşmalarını söylerken Adrian beni en arkada bırakmak yerine elimi tutmuş ve hızlanmamı sağlamıştı.
Apartmandan çıkarak koşmaya başladığımız zaman bir anda apartmanın içinden bir adam çıktı ve yüzündeki sırıtışla bana bakmaya başladı. Korkuyla ona bakarken başka bir yerden resimlerden tanıdığım büyükannem Zoe çıktı. Gözlerimi kocaman açarken bana yüzündeki iğrenç gülümsemeyle baktı ve konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümsüz | Karanlık Ruh
VampireGeceden nefret etmemin sebebi buydu belki. Kabuslar... Uykularımı işgal eden, bir zehir gibi acı çektiren kabuslardı. Gecenin siyahlığına olan aşkımı engelleyen de buydu. Gündüzün maviliğine olan aşkımı alevlendiren de buydu. Kabuslar hayatımı ele g...