|25.Bölüm|

9.4K 628 82
                                    

Soğuk, sessiz, hissiz...

Şu anda bulunduğum zamanı ve yeri ancak bu üç kelime özetleyebilirdi sanırım.

Gece, tüm soğukluğuyla bedenimi sarmalamışken; hissiz rüzgar bana etki etmek ister gibi sertçe esiyordu.

Vampir olmanın getirilerinden biri olan özellik sayesinde ise soğuk bana etki etmiyordu.

Gecenin bir yarısı telefonuma gelen mesajla birlikte uyanmış ve yalnızca pijamamın şortunu çıkarıp onun yerine siyah kalın bir tayt giymiştim. Üzerimdeki mavi, askılı pijama hala duruyordu.

Bu havada askılıyla çıkmam biraz garip kaçsa bile hissetmediğim için umursamıyordum.

Bilin bakalım mesajı atan kimdi!

Bilinmeyen Numara elbette.

Telefonumu açtım ve saate baktım. Ekranda gördüğüm 03:46 yazısı ile hafifçe yüzümü buruştursam bile birkaç saniye içinde bunu düzelttim ve mesajlar bölümüne girerek en son atılan mesaja baktım.

"Gönderen: Bilinmeyen Numara

Eğer gerçeklerin yükünden korkmuyorsan sana bahsettiğim adrese gel." demişti. Diğer mesajında ise bahsettiği adres vardı. Kafamı kaldırıp etrafa bakınca bahsettiği adrese kısa bir mesafe kaldığını görmüştüm.

Tek tük terk edilmiş taştan, tek katlı veya iki katlı evler vardı. Bir kısmı yosun tutmaya başlamışken, bir kısmını uzun, eski sarmaşıklar esir almış durumdaydı.

Korku filmlerinden fırlama gibi duran bu eski yer her ne kadar beni korkutsa bile güçlü durmaya çalışıyor, korktuğumu şu anda beni izleyen birisi olmasına karşı kendime sürekli bana bir şey olmayacağını hatırlatıyordum.

"Gelmişsin." diyen bir ses duyduğum zaman arkamı döndüm. Siyah deri tayt, siyah tişört, siyah hırka giymiş ve siyah kar maskesi takmış birisi karşımda dikilirken bunun bir kız olduğunu anlamam pek uzun sürmemişti.

"Kimsin?" dediğim zaman benim soğukça sorduğum soruya sıcak bir sesle cevap vermişti.

"İsmim önemli değil. Sana söylemem gerekenler önemli." dedi ve bana bir adım attı. Ellerimi hafifçe öne doğru uzattım ve Madison'ın bana gösterdiği birkaç büyüyü hatırlayıp hatırlamadığımı kontrol etmek amacıyla ufak bir şekilde tekrar ettim.

"Hey, hey. Sakin ol!" dediği sırada arkamda bir ses duyuldu.

"Karanlık Ruh?" diyen bir ses duyunca hızla arkamı döndüm ve elimi uzattım. Bunun Zoe ve bir adam olduğunu görünce midemin bulantısını bastırmaya çalıştım. Bu kadın gerçekten midemi bulandırıyordu. Özellikle kırmızı ruju! Onda berbat duruyordu.

"Merhaba tatlım." diyen Zoe'nun sahte samimiyetle dolu sesi kulağıma ulaştığı zaman bir samimiyet kelimesinin nasıl bu kadar anlamından uzak ve sahte durduğunu çözememiştim. Sanırım bu yalnızca karşımda duran kadına özeldi. Tüm olumlu kelimeleri anlamından uzaklaştırıyordu.

"Merhaba Zoe." dedim onun gibi yapmacık bir şekilde gülümseyerek. Topuzumdan firar eden bir tutam saç gözümün önüne gelince onu üfledim ve görüş açımdan çıkardım.

Siyahlı kız yanıma geçti. O da benim gibi savunma pozisyonunu alırken vampirlerin duyabileceğini bilsem bile konuştum.

"Biliyor muydun?" dediğim zaman üzgünce konuştu. Bunun sahte bir üzgünlük olmadığı belliydi.

"Hayır, bilmiyordum." dediği zaman sertçe dudağımı dişledim. Sanırım biraz zorlanacaktım. Ama şunu bilmeleri lazım ki beni öldürmeden pes etmeyecektim. Onlara beni yenmenin verdiği zevki tattırmayacaktım. Ve ben ölümsüzdüm! Bu da onları sonsuzlukta öldüreceğim, onlara bu zevki yaşatmak için sınırsız vaktim olduğunu gösteriyordu. Karşımdaki kişilerin ölümlü olması ise benim için büyük bir avantaj sağlıyordu.

"Ne istiyorsun?" dedim, Zoe benim sakin duran ama soğuk sesime karşılık bir adım öne çıktı. Ellerini göğsünün üzerinde bağladı ve kırmızı ruj sürdüğü dudaklarını kıvırarak konuştu.

"Öldürmek hayatım. Seni öldürmek istiyorum." dediği sırada sertçe yutkundum. Sayıları bizim on katımızdı neredeyse. İki kişi olduğumuzu düşünürsek bu o kadar garip gelmiyordu gerçi.

Ama bu dünyada hele olağanüstü yaratıkların bulunduğu bir dünyada bir şeye imkansız demek saçmaydı. Ölümsüzlük, insanlar için imkansız gelse bile ben bunu yaşıyordum.

"Üzgünüm Zoe. İstediğine ulaşamayacaksın."

Arkamdan gelen tanıdık ve sinir bozucu sesi duyunca başımı hafifçe arkaya çevirdim. Tanrı aşkına! Bunun ne işi vardı? Bir de bununla mı uğraşacaktım?

Arkamdaki kişi sürekli bana 'sevgilim' deyip duran siyah saçlı adamdı. Öfkeyle gözlerimi kırpıştırdım.

"Senin ne işin var!?" dedim, sesim öfkeli, bir o kadar da şaşkın çıkarken o göz kırptı ve yanıma doğru ilerlerken  konuştu. "Yardıma ihtiyacın var gibiydi sevgilim." dediği zaman öfkeyle inledim ve Zoe'ya döndüm, arkamda duran siyah saçlı bu adamı takmamaya çalışarak tehditvari bir şekilde konuştum.

"Gidiyor musun?"

"Seni öldürmeden mi? Asla." dedi suratındaki iğrenç gülümsemeyle. Ben de onun gibi gülümsedim ve konuştum.

"Süper."

Onlar beni büyücü sanıyordu. Ben de ona göre davranırdım o halde.

Ellerimi uzatarak birkaç kelime mırıldanmaya başladığım sırada Zoe'nun ağzından bir çığlık koptu. O sırada Zoe'ya yaptığım büyünün zayıfladığını hissederek dikkatimi dağıtmamaya dikkat ederek çevreye bakındığım zaman yaşlı sayılabilecek bir adamın bana büyü yaptığını gördüm.

  Yaptığım büyü giderek zayıflarken arkamdan yüksek sesli bir şekilde söylenen kelimeler duyuldu.

Bu sesin nereden geldiğine bakılınca bana 'sevgilim' deyip duran adamın bana büyü yapan adama elini uzatmış, büyülü kelimeleri yüksek sesle söylediğini fark ettim.

Adamın büyüsü devam ederken Zoe'ya döndüm. Herhalde benim dikkatimin dağılmasından dolayı kaçmıştı. Gözlerim etrafta onu ararken göremeyince siyahlı kızın üç vampirle dövüşmeye çalıştığını gördüm. Büyük bir hızla koşup kendimi ifşa etmemek için elimi uzattım ve büyülü kelimeleri mırıldanmaya başladım.

Yirmi kişinin yarısı kaçmışken, kalan adamların yarısını çok güçlü bir mor gözlü büyücü olan deli adam hallediyordu.

Büyü yaptığımda vampir çığlık atarak yere düştüğü zaman bayıldığını anlamıştım. Bu büyüyle onları öldüremezdim ama uzun sayılabilecek bir süre boyunca baygın kalmasını sağlardım.

Sırasıyla diğerlerine de yaparken bu kez kalan iki vampir üzerime gelmeye başlamıştı.

Elimi uzattım ve alnımdan akan ter damlalarına rağmen, hissettiğim o acımasız yorgunluğa rağmen büyü yapmaya devam ettim.

Yaptığım büyü sırasıyla o ikisinin bayılmasına neden olurken bedenimden gücün çekildiğini, etrafın karardığını hissediyordum...

***

Merhaba! Bir önceki duyuruda dediğim gibi yeni bölüm kısa bir süre içinde geldi ndjcmdjmxjfm

Ekşın dolu bir bölüm oldu sanki.

1) Bölüm nasıldı?

2) İzabella bayıldı. Sizce ona bir şey yapacaklar mı?

3) Ve siyahlı kız... İzabella'ya anlatacağı önemli şey ne olabilir?

4)'Sevgilim' deyip duran adam yardıma yetişti kdkckdc Sizce nasıl biri?

Seviliyorsunuz💙

👉İnstagram hesabım:

gizli_yazar01

👉Kitabın İnstagram Hesabı:

bir_vampirden_hamileyim

 

Ölümsüz | Karanlık RuhHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin